Kadınlar ve LGBTİ'ler 11. Yargı Paketi'ne karşı pek çok ilde sokakta
Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar 11. Yargı Paketi taslağına karşı sokağa çıkıyor.
Ankara 

Ankara Kadın Platformu, 11. yargı paketine dair Sakarya Caddesi’nde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Kolej’den Sakarya Caddesi’ne yürümek isteyen kalabalığa polis müdahale etti. 1 kişi gözaltına alındı. Tüm müdahalelere rağmen gerçekleştirilen açıklamada, “Bu yasa sadece bedenlerimize ve kimliklerimize değil, aynı zamanda barış içinde, eşit ve özgür bir arada yaşam umudumuza da saldırıyor. İktidar, ‘Aile Yılı’ diyerek başlattığı bu süreçte, yıllardır bizleri susturmaya, bastırmaya çalışıyor. Kadınların, LGBTİ+'ların ve iktidarın cinsiyet normlarına uymayan herkesin yaşam biçimlerini hedef alıyor. Şimdi de bu paketle bedenlerimize, kimliklerimize ve aşklarımıza kanun eliyle saldırmak istiyor. Ama biz buradayız! Bedenlerimiz, hayatlarımız bizim, geçit yok!” ifadeleri kullanıldı.

“Kanun’da yapılması planlanan değişiklikle, ‘doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı teşvik eden, öven veya özendiren kişiler’ hapis cezasıyla tehdit ediliyor. ‘Doğuştan gelen biyolojik cinsiyet’ ve ‘genel ahlak’ gibi belirsiz ifadelerle, iktidarın kalıplarına uymayan her eylem cezalandırılabilir hâle getiriliyor” ifadeleri kullanıldı.

Aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapmasının da suç kapsamında sayıldığı vurgulanan açıklamada, “Bu, aşklarımıza, özel yaşamımıza saldırıdır! Yani devlet, ‘Sen benim belirlediğim kadın ya da erkek sınırlarının dışına çıkarsan seni cezalandırırım’ diyor. Ama biz o sınırları tanımıyoruz, aşklarımız ve özgürlüğümüz kısıtlanamaz” denildi.

‘Transların beden uyum süreci imkânsız hâle getiriliyor’

Açıklamada, transların cinsiyet uyum süreci hakkının gasp edilmeye çalışıldığı belirtilerek, “Transların beden uyum süreci imkânsız hâle getiriliyor. Beden uyum sürecine başvuru yaşı 18’den 25’e çıkarılmak isteniyor. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olan ‘üreme yeteneğinden yoksun olma’ şartı yeniden getirilmek isteniyor. Bürokrasiyle, baskıyla hakkımız gasp edilemez! Sağlık Bakanlığı onaylı hastaneler dışında bu sürecin yürütülmesinin yasaklanmasıyla, zaten zor olan bu hakka erişim fiilen engelleniyor” ifadeleri kullanıldı.

‘Bu bir sağlık değil, nefret politikasıdır’

Bu süreçlere destek veren sağlık çalışanlarının 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası tehdidiyle karşı karşıya kaldığı belirtilen açıklamada, “Bu bir sağlık değil, nefret politikasıdır. Hayatlarımızı devletin ve erkek yargının insafına bırakmayacağız” denildi.

11. Yargı Paketi taslağı çocukları da hedef alıyor: Çocuğun istismarının evlilik yoluyla yasallaştırmanın zemini

Çocuk yaşının tartışmaya açılması eleştirilen açıklamada çocukların da hedef alındığına dikkat çekildi:  “ Çocuklar iş cinayetlerinde öldürülürken, çocuk yoksulluğu derinleşirken, çocuk intiharları artarken hiçbir koruyucu önleyici tedbir almayanlar, çocuklar suça sürüklendiğinde cezaları yükselterek sorunun çözüleceğine inanmamızı bekliyorlar. Bugün çocuk yaşını tartışmaya açanların, çocuğun evlilik yoluyla istismarını da yasallaştırmanın zeminini hazırlamak istediklerini biliyoruz. Bu ülkede yoksulluğun, sömürünün ve istismarın hedefi haline getirilen çocuklara koruma sağlamak yerine, onları cezalandırmayı seçiyorlar. Siz önce çocukların eğitim, barınma ve yaşama hakkını koruyun. Çocukları katil yapan karanlıktan hesap soruyoruz.”

‘Toplantı ve gösteri hakkımız evrensel bir haktır’

Açıklamada, toplantı ve gösteri hakkının evrensel bir hak olduğu belirtilerek, “Ceza Kanunu’na eklenen düzenlemeyle, evrensel hakkımız olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı hedef alınıyor. Bugüne kadar haklarımıza, kadın ve LGBTİ+ cinayetlerine, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkılmasına, erkek yargıya karşı mücadele ederken; hayatı durdurduk, yolları kapadık, yaşamlarımıza sahip çıktık. Şimdi bu yasa değişikliğiyle bu mücadele biçimleri suç hâline getirilmeye çalışılıyor. Mücadelemiz suç değildir! Çağrımızdır; bu tasarıyı meclise dahi getirmeyin, taviz vermeyeceğiz! Bu yargı paketini hazırlayanlar önce var olan yasaları uygulasınlar. Öldürülen kadınları ve LGBTİ+'ları gündemlerine alsınlar. Hukuki düzenleme arıyorlarsa 6284 sayılı Kanun’a, İstanbul Sözleşmesi’ne, Türkiye’nin imzacı olduğu CEDAW’a, GREVIO’ya, Lanzarote Sözleşmesi’ne, Havana Kuralları’na, Pekin Kuralları’na, Riyad İlkeleri’ne baksınlar” ifadeleri kullanıldı.

‘Mücadelemiz sürecek’

Açıklama, şu şekilde devam etti: “Belirsiz, keyfi maddelerle eşit, özgür ve insan onuruna yaraşır yaşam mücadelemize saldırılıyor! Nefretin meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz! Bu yasa taslağında verilecek herhangi bir taviz, daha büyük hak kayıplarına yol açacaktır. Topyekûn halkın her kesimini etkileyecek bu yasa tasarısının Meclis’e getirilmesine izin vermeyeceğiz. Mücadelemiz sürecek! Önümüzde 20 Kasım Nefret Suçuna Maruz Kalan Transları Anma Günü ve 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü var. Bu zorbalık yasasına karşı direnişimiz, 20 Kasım’da translarla, 25 Kasım’da kadınlarla omuz omuza devam edecektir. Bedenimiz bizim, hayatımız bizimdir, isyandayız, geçirmeyeceğiz!”


İstanbul

 Medeni Haklarımızdan Vazgeçemiyoruz Kampanya Grubunun çağrısıyla Kadıköy’de bir araya gelen kadınlar henüz eylem başlamadan polis ablukasına alındı. Kadıköy - Eminönü iskelesi önünde 11. Yargı Paketi taslağına karşı toplanan kadınların eyleminin, polislerce Kaymakamlık tarafından yasaklandığı söylendi. Kadınlardan bir kısmı ablukadan çıkarılırken, bir grup hala polis tarafından çevrilmiş durumda. İki kişi gözaltına alındı. Kaymakamlık tarafından hazırlanan yazıda,  "“toplumda infial uyandırabileceği, milli, vicdani ve insani değerlere dokunabileceği, toplumsal iç barışı tehdit edebileceği ve grup/şahıslar ile vatandaşlar arasında provokatif sözlü ve fiziksel olayların yaşanabileceği”gerekçe gösterildi. Kadıköy ilçesinde toplanma, bildiri dağırımı, stant açma vs.bir gün boyunca  yasaklandı. 


Dersim

Dersim Kadın Platformu'nun çağrısıyla Sanat Sokağı'nda bir araya gelen kadınlar, 11. Yargı Paketi ile kazanılmış haklarının ellerinden alınmasına karşı mücadele edeceklerini vurguladılar.

Platform adına açıklamayı yapan BES Kadın Sekreteri Elif Yıldız, yargı paketindeki suç ve suçlu tanımının genişletildiğine dikkat çekerek, “Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan 11. Yargı Paketi, ‘genel ahlaka aykırılık’, ‘doğuştan gelen biyolojik cinsiyete uygun davranmama’, ‘ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi’ gibi ifadelerle; 15–18 yaş arasındaki çocukların işledikleri suçlarda yetişkin gibi cezalandırılmasını da kapsayan son derece geniş bir suç ve suçlu tanımı getiriyor. İktidar, yeni yargı paketiyle kadınların, LGBTİ+'ların her gün daralan yaşamını daha da zorlaştırmak istiyor. 11. Yargı Paketi'ne hayır demek için bugün sokaklardayız. Bugüne kadar haklarımıza, kadın cinayetlerine, İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çıkılmasına, erkek yargıya karşı mücadele ederken hayatı durdurduk, yolları kapadık, yaşamlarımıza sahip çıktık. Şimdi ise bu tasarıyla TCK'nın 223. maddesine ‘ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi’ suçu eklenerek her birimizin anayasal hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı hedef alınıyor. Bu yasa değişikliğiyle bu mücadele biçimleri suç hâline getirilmeye çalışılıyor” dedi.

'Kadının kısa saçı, suçlu olmak için yeterli'

Türk Ceza Kanunu'nun 225. maddesindeki “hayasızca hareketler” ifadesinin kapsamının genişletildiğini söyleyen Yıldız, “Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı teşvik eden, öven veya özendiren kişiler ile aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapması şeklinde LGBTİ+'ların varoluşu açıkça hedef hâline getiriliyor. Bu düzenleme ile ‘genel ahlakı’, ‘övme’, ‘özendirme’ ifadelerine karşı suçlu olmak için bir kadının saçını kısa kestirmesi dahi yeterli sayılabilir. Kadınların aile politikalarıyla ev içinde nasıl çalışacağını, kaç çocuk yapacağını söyleyen iktidar, sokakta ne giyeceğimizi, nereye gideceğimizi, nasıl davranacağımızı da bu yargı paketi taslağıyla belirlemek istiyor. Biz kadınlar ve lubunyalar buna izin vermeyeceğiz” dedi.

'Nefret meşrulaştırılıyor'

Cinsiyet değiştirme yaşının 18'den 25'e çıkarılmasının hedeflendiğini anlatan Yıldız, “Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce iptal edilmiş olan ‘üreme yeteneğinden sürekli olarak yoksun bulunma’ şartı yeniden yasalaştırılmaya çalışılıyor. Başvuranların yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastanelerde ruhsal ve tıbbi destek alabileceği yargı paketi taslağında öneriliyor. Translara istedikleri tıbbi bakımı alma hakkını bile tanımak istemiyorlar. Kaldı ki iktidarın nefret politikaları düşünüldüğünde, transların bu hastanelerde nasıl baskı ve şiddete uğrayacaklarını tahmin etmek zor değil. 25 yaşından önce cinsiyet uyum sürecini başlatanlara ceza öngörülürken, bu süreçte görev alan sağlık çalışanlarına da 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Muğlak, iktidar politikalarıyla değişebilen, keyfi ve hâkimlerin takdirine bırakılmış bu maddelerle LGBTİ+ varoluşlarımıza, eşit, özgür ve insan onuruna yaraşır yaşam mücadelemize saldırılıyor. Nefretin meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

'Karşısında hep birlikte duralım'

Taslaktan sadece kadınlar ve LGBTİ'lerin değil, çocukların da nasibini aldığını söyleyen Yıldız, “Kasten öldürme suçunun 15–18 yaş arasındaki çocuklara ceza indirimi uygulanması ifadesinin ‘uygulanabilir’ olarak değiştirilmesi ile çocukların yetişkin gibi cezalandırılmasının önü açılıyor. Türkiye, organize suç örgütlerinin ve çetelerin yuvasına dönüştürülüyor. Yoksulluğun, ayrımcılığın ve eşitsizliğin derinleştiği bu dönemde çocukların MESEM'ler aracılığıyla sermayeye ucuz iş gücü olarak sunulmaları görmezden gelinirken, faturanın yine geleceksiz bırakılıp çetelerin tetikçisi yapılan çocuklara kesilmesini kabul etmiyoruz. Biz çocukları katil yapan karanlıkla hesaplaşmak istiyoruz. Güvenli alanlarda yaşamak hepimizin hakkı. Topyekûn halkın her kesimini etkileyecek bu yasa tasarısı meclise getirilemez. Çocukların 16 yaşında zorla evlendirilmesine de, yetişkin gibi yargılanmasına da, kölece çalıştırılmasına da; bir kişinin kendi bedeni hakkında karar verebilmesi için 25 yaşını beklemesinin dayatılmasına da itiraz ediyoruz. Bugün buradan herkese sesleniyoruz: Mücadelelerimizle kazandığımız hiçbir hakkın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz. Halk düşmanı 11. Yargı Paketi'nin karşısında birlikte duralım” çağrısında bulundu.


İzmir


İzmir Kadın Platformu, Lubunya Blok ve Feminist Gece Yürüyüşü’nün çağrısıyla Karşıyaka Vapur İskelesi karşısında toplanan LGBTİ ve kadınlar, Karşıyaka çarşı boyunca yürüyerek "11. Yargı Paketini Meclise getirmeyi aklınızdan bile geçirmeyin"  diyerek eylem yaptı. “Uyarıyoruz, 11. Yargı Paketini Meclise Getirmeyi Aklınızdan Bile Geçirmeyin” pankartının; “Yaşamlarımız, Varoluşumuz, Mücadelemiz Kriminalize Edilemez”, “Genel Ahlakın Sınırlarını Kim Belirliyor”, “Kazınımlarımız Bizim, Kutsal Aileniz Sizin Olsun” dövizlerinin taşındığı eylemde “Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz”, “Devlet Elini Bedenimden Çek”, “Karanlığa Teslim Olmayacağız” sloganları atıldı. Eylemde basın açıklamasını Baran Alaz okudu.

Alaz, “Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan 11. Yargı Paketi, ‘genel ahlaka aykırılık’, ‘doğuştan gelen biyolojik cinsiyete uygun davranmama’, ‘ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi’ gibi ifadelerle, 15–18 yaş arasındaki çocukların işledikleri suçlarda yetişkin gibi cezalandırılmasını da kapsayan, son derece geniş bir suç ve suçlu tanımı getiriyor. İktidar, yeni yargı paketiyle kadınların ve LGBTİ’lerin her gün daralan yaşamını daha da katmerlendirmek istiyor. 11. Yargı Paketine hayır demek için bugün sokaklardayız” dedi.

'LGBTİ'lerin varoluşunu hedef alıyorlar'

Alaz, açıklamada Türk Ceza Kanunu’nun 225. maddesindeki “hayasızca hareketler” ifadesinin kapsamının genişletilerek “Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı teşvik eden, öven veya özendiren kişiler” ile “aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapması” şeklinde LGBTİ’lerin varoluşunun açıkça hedef haline getirildiğini vurguladı.
'Kadınların kaç çocuk yapacağını bu tasarıyla belirlemek istiyorlar'

Bu düzenleme ile “genel ahlakı”, “övmeye” ve “özendirmeye” muhalif olmak için bir kadının saçlarını kısa kestirmesinin yeterli olacağını dile getirerek, “Kadınların aile içinde nasıl çalışacağını, kaç çocuk yapacağını söyleyen iktidar, sokakta ne giyeceğini, nereye gideceğini, nasıl davranacağını da bu yargı paketi taslağıyla belirlemek istiyor. Biz kadınlar ve lubunyalar buna izin vermeyeceğiz” dedi.
Açıklamada, “Muğlak, iktidarın politikaları çevresinde değişebilen, keyfi, hâkimlerin takdirine bırakılmış bu maddelerle; LGBTİ+ varoluşlarımıza, eşit, özgür ve insan onuruna yaraşır yaşam mücadelemize saldırıların yasalarla meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz” denildi. 

'Çocuklar da hedefte'

Taslaktaki bir diğer keyfilik olan kasten öldürme suçunda 15–18 yaş arasındaki çocuklara ceza indirimi uygulanması ifadesinin “uygulanabilir” olarak değiştirilmesiyle çocukların yetişkin gibi cezalandırılmasının önünün açıldığını ifade eden Alaz, “Türkiye’nin organize suç örgütlerinin ve çetelerin yuvasına dönüştüğü, yoksulluğun, ayrımcılığın ve eşitsizliğin derinleştiği bir dönemde, bu çocukların büyüme koşulları, MESEM’ler aracılığıyla sermayeye ucuz iş gücü olarak sunulmaları görmezden gelinerek faturanın yine çocuklara kesilmesini kabul etmiyoruz. Çocukların 16 yaşında zorla evlendirilmesine, yetişkin gibi yargılanmasına, kölece çalıştırılmasına ve bir kişinin kendi bedeni hakkında karar verebilmesi için 25 yaşını beklemesinin dayatılmasına da itiraz ediyoruz” dedi.

Alaz, “Halk düşmanı 11. Yargı Paketi’nin karşısında birlikte duralım” diyerek mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
11.Yargı Paketi kadınları, LGBTİ’leri ve çocukları tehdit ediyor

11. Yargı Paketi taslağı kadınların, çocukların ve LGBTİ’lerin yaşam hakkı ve özgürlüklerine yönelik tehdit niteliği taşıyor.

Sevda Karaca: ‘11. Yargı Paketi faşizmin zapturapt belgesidir’

Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca, 11. Yargı Paketine ilişkin yaptığı açıklamada bu paketin Meclise gelmemesi için tüm kadın, emek örgütlerine, demokratik kitle örgütlerine mücadele çağrısı yaptı

11. Yargı Paketi kadınlar ve LGBTİ'ler için ne anlama geliyor?

Gazeteci Yıldız Tar ve Emek Partisi İstanbul İl Yöneticisi Hazan İlik 11. Yargı Paketini Ekmek ve Gül'e değerlendirdi...


Editörden