'Biz bu ülkeyi ayakta tutan elleriz'
'Sadece daha fazla maaş istemiyoruz. İnsan gibi yaşamak istiyoruz. Güvenceli iş istiyoruz. Emeğimizin değer görmesini, sesimizin bastırılmamasını, haklarımızın gasbedilmemesini istiyoruz.'

Ben bu ülkenin emeği sömürülen, sesi bastırılan, kimliği yok sayılan milyonlarca kadın işçisinden sadece biriyim. Ve Mayıs’ta yine meydanlardaydım. 1 Mayıs bizim için yalnızca bir bayram değil, aynı zamanda bir mücadele günü. Her yıl biraz daha yok edilen haklarımızı hatırlatma günü. Yalnızca sokakta yürümek, slogan atmak demek değil; aynı zamanda alın terimizi, bastırılan sesimizi, yitip giden haklarımızı haykırmak demek.

Kadınların emeği çoğu zaman görülmüyor. Oysa o “görülmeyen” emek, bu düzenin dönmesini sağlayan en temel şey. Ama ben öğrendim ki işçinin cinsiyeti yoktur. Emek herkesin yüküdür. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla… Bu yükü hep birlikte taşıyoruz. Bu yük ağırlaştıkça susmak değil daha yüksek sesle konuşmak gerekiyor.

'ADALET İÇİN HAYKIRIYORUZ'

1 Mayıs’a neden mi katılıyoruz? Çünkü bu düzen, bizim emeğimizle yükseliyor ama bizden çalıyor, sonra da sesimizi bastırıyor. Alnımızın teriyle çalışıyoruz ama her geçen gün biraz daha yoksullaşıyoruz. Bizim için 1 Mayıs, görünür olmaya çalıştığımız bir gün. Çünkü yıl boyunca düşük ücretlerle, ağır koşullarla, güvencesiz ve değersiz bir şekilde çalışıyoruz. İşte bu yüzden 1 Mayıs bizim için umut etmek, bir araya gelmek, aynı safta yürümek demek. Meydanlarda yan yana durduğumuzda yalnız olmadığımızı hissediyoruz. Bu bize güç veriyor. Bugün sokaklara sadece ekmek paramız için değil, onurumuz için de çıkıyoruz ve biz kadınlar, hem işçi sınıfının hem de ezilen cinsiyetin sesi olarak adalet için haykırıyoruz.

Peki ne istiyoruz? Sadece “daha fazla maaş” istemiyoruz. Adalet istiyoruz. İnsan gibi yaşamak istiyoruz. Güvenceli iş istiyoruz. Emeğimizin değer görmesini, sesimizin bastırılmamasını, haklarımızın gasbedilmemesini istiyoruz. Bu istekler en temel haklarımız olmasına rağmen hâlâ mücadelesini vermek zorundayız. 1 Mayıs’ta yürürken bu hakların bizim için ne kadar yaşamsal olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz.

Yıllarca sustuk. Sustukça yoksullaştık, ezildik, emeğimiz çalındı, ruhumuz sindirildi. Ama artık susmuyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu iktidar da bu muhalefet de işçinin alın terini değil, kendi koltuğunu düşünüyor. Bizim meselemiz koltuk savaşları değil. Bizim meselemiz insanca bir yaşam mücadelesi. Biz, bu ülkenin temelini ayakta tutan elleriz.

1 Mayıs’ta yürümek bizim için nefes almak gibi: “Buradayım. Ben de insanım. Benim de hakkım var” demek gibi. Emeğimiz bizimdir. Bedenimiz bizimdir. Hayatımız bizimdir. Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın emek, yaşasın mücadele!

Görsel: Canva Pro DreamLab

İlgili haberler
1 Mayıs 2025 | Türkiye'nin dört bir yanında 1 Mayı...

Türkiye'nin dört bir yanında emekçi, işçi, öğrencikadınlar 1 Mayıs’ta alanlara çıktı. Emek, adalet v...

1 Mayıs 2025 | İstanbul’da 1 Mayıs alanları dolup...

Mikrofon uzattığımız emekçi kadınlar geçim derdinden, ücretleirnin enflasyonda erimesinden, nitelikl...

'1 Mayıs’ta birlikteyiz: Eşitlik, adalet ve onurlu...

'İşçisi, kadını, emeklisi… Her geçen gün artan geçim sıkıntısı, eşitsizlik ve adaletsizlik karşısınd...