DERGİMİZDEN
15 yaşındaki kızımı karşıma alarak ‘Biz herkesin eşit, özgür olduğu, barış ve demokrasi içinde yaşadığı bir ülke istiyoruz. Yanlış bir şey yapmadık o nedenle işlerimize geri döneceğiz’ dedim.
Kibrit fabrikasında çalışan İris’in değişimini, hayal kırıklıklarını, ailesine ve hayatında var olan her şeye, her alana yabancılaşmasını gördüğümüz bir film Kibritçi Kız.
İsviçreli kadınların eşitlik mücadelesinin geçmişine, bugününe ve geleceğine bakalım bu yazıda...
KHK ile ihraç edilen kadınlardan biri Müslüme. ‘Ne iş yapayım’ derken kendini köfteci olarak bulmuş. Titizlikle yaptığı öğretmenliğin yanına koyduğu köfteciliği de titizlikle yapıyor.
İki kişi çalışıyor olsanız bile tatilin ortalama ekonomik bilançosu dört kişilik bir ailede haftalık iki bin lira civarında. Yani tatil dönüşü yediğiniz içtiğiniz fitil fitil burnunuzdan gelecek demek
‘Sen şimdi röportaja mı geldin bana, tatille ilgili! Kime tatil? Hangi tatil? Bana tatil deme de ne dersen de kızım. Ne dersen de...’
Çocukların en sevdikleri zaman yaz. Orası kesin. Peki ya anneler? Onlar da yaz için aynı şeyleri düşünüyor mu dersiniz?
‘İyi ki Eğitim Sendeyiz, dayanışma bizi ayakta tuttu, güçlendirdi, pek çok yeni tecrübeler kazandırdı. Kadınların ne kadar güçlü, inatçı olduğunu gördüm, işte bu umudumu daha da artırıyor.’
Aşırı sıcak çarpması acil müdahale edilmesi gereken bir sorunken kronik hastalıkların kontrolünü de zorlaştırıyor.
Bugünlerde en çok eğitim sistemini sorguluyorum, bir de ‘her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok’ diyen politikacıları...
Ebru’nun zorluklarla ama mücadeleyle dolu hayatı... Önce işsiz kaldı, sonra severek evlendiği adamın şiddetine uğradı, boşandı, sığınmaevinde kaldı, ‘dul kadın’ baskısına göğüs gerdi...
Kocam yanımdan kalkarken ‘Sanki sen çok laf dinliyorsun.’ dedi. Fotoğrafları toplarken arkasından seslendim, ‘Kızlar devamıdır annelerinin.’
Seçimlere kısa bir süre kala yayımlanan Haziran sayımızda birbirimizin ne düşündüğünü ve farklılıklarımız kadar ortaklıklarımızı da görme şansı bulacağız. Tüm kadınları bir ‘seçime’ davet ediyoruz...
Çağrımız; hayatlarımızı tek adamın eline bırakmama çağrısıdır. Biz bir’den büyüğüz. Birleşirsek birden bize dönüşürüz...
Milyonlarca kadına dayatılan seçenek bu ikisi arasında; Ölüm mü, sıtma mı? Seçim manifestolarında ve bildirgelerinde sunulan da bu; allanıp pullanmış ‘sıtma’lar.
Pazar tezgahı, belediyenin yardım kuyruğu, kışın defalarca kömür yardımı için başvuran kadının evine daha yeni gönderilen kömür... Bunlar seçimle geçimin nasıl iç içe geçtiğini gösteriyor.
AKP iktidara geldiği günden bu yana eğitim sistemini kendi ideolojik ihtiyaçları üzerinden dizayn ederek, yeni nesli siyasal çıkarlarına uygun biçimde şekillendirmek istiyor.
Standının başında duran türbanlı bir kadın “Bütün kapalı bayanlar AKP’liymiş gibi bir algı var, bu çok yanlış” diyor. Haklı. Neden mi?
‘İnsanca yaşamak olsa... Gece vardiyası olmasa...’ diyor seçimi konuştuğumuz metal işçisi kadınlar. Daha başkaca talepleri de var.
‘Çıkarlarımız ortak, ama iş siyasete gelince anlaşamıyoruz. Yanına bir de din faktörü eklenince iyice bölünüyoruz.’
- EN SON
 - ÇOK OKUNAN
 - ÖNERİLEN
 










































