DERGİMİZDEN
Bu sayımızda şiddeti hem kullanan hem de sürekli yeniden yaratan sermayenin şiddetine mercek tutuyoruz...
Gücümüzü, parçası olduğumuz sınıfın tarihsel dönüştürücü gücünde bulacağız. Korkusuz, güvenceli bir hayatın da yolunun bunun adımlarını atmaktan geçtiğini bileceğiz...
Düşmanlarımızın dost olup safları sıkılaştırdığı dönemde 25 Kasım, emeğimiz, yaşamımız ve özgürlüğümüz için mücadelemizi ortaya koyacağımız günlerden biri olmalı.
25 Kasım’a giderken bugün şiddetin temelindeki unsurları incelemek ve önümüze mücadele rotamızı güçlendirmek amacıyla bu dosyayı hazırladık.
Bugün kadınlara yönelik baskıların, eşitsizliklerin ve sömürünün kaynağı üretimin ve yaşamın nasıl örgütlendiğiyle ilgili. Kapitalizmde kadının yükü bir “rol” değil, bir zorunluluk.
Kadın işçilere yönelen her türlü baskı, sermaye açısından kâr mekanizmasının önemli bir dişlisidir. Mobbing, taciz ve tehdit, işçiyi sessizliğe ve itaatkârlığa iter. Bu sayede genel ücret seviyesi bas
BİRTEK-SEN’in, Güneydoğu Anadolu Tekstil Sektöründe Kadın Emeği ve Sendikal Algı Raporu, kadın işçilerin yaşadığı şiddet ve sömürü döngüsünü çarpıcı bir şekilde ortaya seriyor.
İktidar kadınların ihtiyacı için değil, kendi hedefleri için bütçe düzenlemesi yapıyor. Aile Bakanlığının 2026 bütçesi de bu durumun bir göstergesi.
‘Bir kadın öğrencinin eğitimine devam edebilmesi ile özgürce yaşayabilmesi, tüm bu iç içe geçmiş politikalarla doğrudan bağlanıyor.’
İktidar yıllar içinde tecavüzcüleri, çocuk katillerini kendi sistemini sağlamlaştırıcı birer el haline getirdi. Çünkü çürümüş bir sistemde çarklar her zamankinden daha kolay işler.
‘Biz kadın öğrenciler, bu süreçte iç içe geçmiş iki hisle mücadele ediyoruz: Derin bir korku ve büyük bir öfke.’
İAÜ Kadın Araştırmaları Kulübü, 19 Mart boykotuna katılan üyesine verilen uzaklaştırma sonrası baskılarla karşılaştı. Kadınlar, baskılara rağmen mücadeleyi sürdürmekte kararlı.
Bütçe taslakları komisyona sunulurken Kasım ayında Mecliste görüşülecek olan farklı Bakanlıkların bütçelerine ilişkin kadınların talebi net.
‘Bu, onurlu bir yaşam mücadelesi. İnsanca çalışmanın, insanca yaşamanın, kadın olarak saygı görmenin mücadelesi.’
‘Bunca zaman yaşadığımız şiddet ve mobbinge karşı hiçbir önlem almayan eski sendikamızın bir şey yapmayacağını anladım.’
Sendikal haklarının tanınmaması, patronun baskısı, mobbing ve ağır çalışma koşulları nedeniyle greve çıkan Temel Conta işçisi Sinem’den mektubumuz var!
‘Markete gidiyoruz, çocuk çikolata istiyor. ‘Onu alacağıma yarın beslenmene bir şey koyarım’ diyorum. Çünkü o çikolatayı alırsam ertesi gün beslenmesi eksik kalacak.’
‘Ekonomiyi düzeltebilecek bir planı yok bu hükümetin. Düşük ücretlere ve zamlara karşı tüm halk karşı durmalı.’
Şiddet, baskı, yoksulluk sürüyor. Ama değişen bir şey var: kadınların mücadele biçimi. Kadınlar artık çözümün parçası olmak istiyorlar.
Belediyelerde bile artık kadınlar kısmı çalışmalara mecbur kalıyor. İktidarın süslediği kısmı çalışma uzun vadede ciddi hak kayıplarını getirirken bizler temel taleplerimizde ısrarcı olmalıyız.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






































