DERGİMİZDEN

Nuray anlatıyor: ‘Çok çalıştım, çok çabaladım, kimsenin hakkını yemeden var ettim kendimi, bundan sonra da var edeceğim.’

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneğinden kadınlar 6 yılı geçen dayanışma hikayelerini, mücadelelerini, umutlarını ve değişimlerini anlatıyorlar.

Çocuklar karanlıkta okul yoluna düşüyor, işçiler gün aydınlanmadan mesaiye başlayıp hava karardığında işten çıkıyor. Peki gün ışığından nasıl faydalanıyoruz?

Bu düzen çok görüyor Nevruzlarımıza canı ne istiyorsa onu yapabildiği bir emeklilik hayatını… Nevruz 65 yaşında ve hâlâ geçim derdiyle çalışmaya devam ediyor.

2022 yılını ardımızda bırakırken genç kadınlar koskoca bir seneyi nasıl geçirdi? Zorluklar ve olumsuzluklar bir yana kadınlar yine dayanışma ile güçlendi.

‘25 Kasım’da gördüğümüz tablo tüm kadınlara umut olacak nitelikteydi’

Ekonomik kaygılar, genç kadınların iyi bir eğitim ve gelecek kaygılarının önüne geçiyor. Geçinebilmek için yeni yöntemler geliştiren üniversiteli kadınlar sorunların çözüm yolunu da işaret ediyor.

‘Artık inanıyorum, kadınlar isterse her zorluğu aşabilir…’

Öykü’nün Sennur Sezer’in şiirinden esinlenerek hazırladığı fotoğraf sergisinde gülen, direnen, yorulan, düşünen kadınların portreleri vardı…

25 Kasım'a giderken faşist diktatörlüğe karşı özgürlüğün, direnişin, dayanışmanın sembolü olan Minerva, Maria-Teresa, Patria Mirabal yani namıdiğer Kelebeklerden güç alıyoruz bugün yine yeniden…

Bu 25 Kasım’da da Ekmek ve Gül olarak eşitsizliği, yoksulluğu, şiddeti değil, refahı, özgürlüğü, eşit bir yaşamı hak eden kadınların, LGBTİ’lerin sesi olacak, mücadeleyi birlikte sırtlayacağız.

Büyük bir baskı rejimi kurarak, ses çıkaranı sansür yasasıyla susturarak, tüm örgütlenme, ifade etme haklarını kısıtlayarak çalmaya çalıştıkları maya, tutmuyor.

Toplumsal kazanımları, örgütlülüğü, değişim, özgürlük talebini bozguna uğratmaya çalışırken, bir yandan da yükselttikleri nefret söylemleri ve hak gasplarıyla LGBTİ’lerin yaşam haklarını yok ettiler.

Tepeden tırnağa dezenformasyonların bin bir türünü deneyimleyen kadınlar, yanılmayacak kadar güçlü ve haklılar. Kadınlar kendi geleceklerini hiçbir zaman başkalarının eline bırakmadı.

Kadınlar başörtüsü tartışmasını “Siyasetçilerin birbiriyle tartıştığı, kendi aralarındaki seçim yarışının bir görünümü” olarak değerlendiriyorlar. Gerçek sorunların üstünün örtüldüğünü düşünüyorlar.

Metal işçisi bir kadından yoksulluğun özeti: ‘Artık eşin dostun en mutlu günlerini görmeye çekinir olduk. Düğüne, ev ziyaretine, çocuk görmeye gitmek için bir sonraki maaşı bekliyoruz.’

İfade ve düşünce özgürlüğünüze kim ne yaptı? Düşünün siz kendi halinizde. Evinizde çayınızı filan içerken ifade etmek neyinize yetmiyor? Ekonomi okudunuz da atamanız mı yapılmadı. Böyle atarlar işte.

Belediyelerde çalışan kadınlar işyerlerinde maruz kaldığı şiddetin farkında mı, neler yaşıyor, yaşadıkları şiddetin üstesinden nasıl geliyorlar sorularına birlikte cevap aradık…

Bir taraftan işçi direnişi içinde gelişen bilinci, diğer taraftan hayatın getirdiği çeşitli yükleri omuzlamanın olgunluğu ile daha güçlü bir kadın haline gelmiş Nazlı.

‘Güvenlik tedbirleri’, her türlü yetkiyle donatılmış kolluğa her alanda hareket kabiliyeti sağlıyor. Kendilerine hiçbir şey olmayacağından emin olan bu kişiler en önce kadınların başına bela oluyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.