​Narin Güran cinayetinin 1 yılı: El birliğiyle örülen çelişki yumağı
Narin Güran cinayetinde aile fertlerine verilen ağırlaştırılmış müebbet cezaları Yargıtay’da; yeni deliller ve muhalefet şerhi kararın tartışmalı olduğunu gösteriyor.

21 Ağustos 2024’te Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde yaşayan Narin Güran’dan haber alınamaması üzerine ailesi kayıp ihbarında bulundu. Günler süren arama çalışmalarının ardından, Narin’in cansız bedeni 8 Eylül 2024’te köy yakınlarındaki Eğertutmaz Deresi yatağında bulundu.

Çelişkili ifadeler, şüpheli tavırlar, tutarsız davranışlar

19 gün boyunca devam eden aramalar sonucu on dört sayfalık iddianamede hazırlandı. İddianamede HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre şüphelilerin olay anında aynı yerde olduğu tespitine yer verildi. Akrabaların “çelişkili ifadeleri, şüpheli tavırları, sergiledikleri tutarsız davranışlar” iddianamenin temel dayanaklarını oluşturdu. Olayla ilgili 250 kişinin ifadesine başvuruldu.

İddianamede aile üyelerinin Narin’in bulunmaması için kolluk güçlerini organize bir şekilde yönlendirmeye, arama çalışmalarını engellemeye çalıştığı yer aldı. İddianamede soruşturma sürecinde aile üyelerinin toplantılar yaptığı belirtildi.

Amca ve ağabey tutuklandı

Soruşturmanın derinleştirilmesiyle birlikte, Narin’in amcası ve aynı zamanda köy muhtarı olan Salim Güran ile ağabeyi Enes Güran’ın da aralarında bulunduğu aile üyeleri tutuklandı.

İddianamede birçok bilgi ve tespite yer verilirken Narin’in kaybolmasından cansız bedeninin bulunmasına kadarki süreçte yaşanan ihmaller nedeniyle asıl failin kim olduğu ve cinayetin hangi sebeple işlendiği tespit edilemedi. Duruşmalar boyunca da herhangi bir tespit yapılamadı.

​Yargılama süreci ve karar

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, toplanan deliller ve tanık ifadeleri doğrultusunda sanıklar hakkında “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılama yapıldı. Yargılama sürecinin sonunda, amca Salim Güran, anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran’a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları verildi. Narin’in cesedini saklamakla suçlanan komşu Nevzat Bahtiyar ise “suçluyu kayırma” ve “delilleri yok etme” suçlarından 4 yıl 6 ay hapis cezası aldı.

Gerekçeli karar: Fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiler

Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin 8. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği mahkumiyet kararının yaklaşık 950 sayfalık gerekçeli kararında sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran’ın “fikir ve eylem birliği” içerisinde, Narin Güran’ın ölümüne iştirak ettikleri sonucuna varıldığı belirtildi.

Mahkeme, HTS kayıtları, baz istasyonu verileri, kamera kayıtları ve diğer deliller ışığında, üç sanığın da Narin’in öldürüldüğü zaman diliminde olay mahalli olan ev, ahır ve çevresinde bulunduklarını, Narin’i kurtarma imkanları varken müdahale etmeyerek rıza gösterdikleri, delil karartmaya çalıştıkları tespitinde bulundu.

İstinaf Mahkemesi kararı ve muhalefet şerhi

Yerel mahkemenin kararına yapılan itirazlar ise Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) 1. Ceza Dairesi tarafından değerlendirildi. Daire, yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet kararlarını oy çokluğuyla onadı. Ancak, daire başkanının bu karara muhalefet şerhi koyması dikkat çekti.

Muhalefet şerhinin gerekçeleri

Mahkeme başkanı, onama kararına katılmayarak yazdığı muhalefet şerhinde, delillerin yetersiz incelendiğini ve mahkumiyet için yeterli kesinliğe ulaşılmadığını savundu. Başkan, kamera kayıtları, baz istasyonu verileri ve DNA bulgularının eksik incelendiğini belirtti. Şerhinde özellikle itirafçı sanık Nevzat Bahtiyar’ın hareketlerinin detaylı bir görüntü analiziyle yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan mahkeme başkanı, PSA (prostat spesifik antijen) ve kıl örnekleri gibi kritik delillerin bilimsel analizlerinin yetersiz kaldığını ifade etti. Anne, ağabey ve amcanın cinayeti birlikte ve kısa bir süre içinde işlemiş olmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu da savunan mahkeme başkanı, bu gerekçelerle sanıklar Yüksel ve Enes Güran’ın tahliye edilmesi gerektiği yönünde karşı oy kullandı.

​Yargıtay süreci ve yeni rapor

Yerel mahkemenin verdiği kararın ardından dosya Yargıtay’a taşındı. Sanık avukatları tarafından dosyaya yeni bir delil sunuldu. Hindistan menşeli bir adli bilişim şirket tarafından hazırlandığı belirtilen raporda, Narin Güran’ın kaçırıldığı yer ve olayın seyrine ilişkin farklı iddiaların yer aldığı belirtildi. Şu an Yargıtay kararı bekleniyor.

İkinci dava

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sonucu 6’sı tutuklu, 3’ü suça sürüklenen çocuk olmak üzere 15 kişinin “suçluyu kayırma” suçundan yargılandığı 2. bir dava daha açıldı. Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava basına kapalı gerçekleştirildi. 30 Mayıs’ta görülen karar duruşmasında tutuklu sanıklardan 3 kişi 3 yıl 6 ay hapis cezası aldı, tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Diğer tutuklu 3 sanıksa 3 yıl ceza aldı, tutukluluk halleri göz önünde bulundurularak tahliye edildi. Suça sürüklenen çocuklarla ilgili hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildi. Tutuksuz yargılanan sanıklar ise 3 yıl hapis cezası aldı.

İletişim akademisyeni Sevilay Çelenk’in medya ve yargı eleştirisi

İletişim Akademisyeni ve DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, kamuoyunda infial yaratan Narin Güran olayına ilişkin yaptığı değerlendirmelerde, Güran ailesinin adil yargılanmadığını ve medyanın da bu süreçte olumsuz bir rol oynadığını savundu. Çelenk, mevcut delillerin ailenin suçluluğunu ispatlamaktan uzak olduğunu ve kararın kamuoyu baskısıyla şekillendiği değerlendirmeleri yaptı. Çelenk’e göre, medya Narin Güran olayını bir “dizi” gibi sunarak kamuoyunu yanlış yönlendirdi ve Güran ailesi hakkında peşin bir hüküm oluşmasına neden oldu. Bu durum yargı sürecini de olumsuz etkiledi ve adil bir karar verilmesine engel oldu. Çelenk Güran ailesinin mahkumiyetine gerekçe gösterilen delillerin yetersiz ve çelişkili olduğunu da vurguladı. Güran ailesinin ana dillerinde kendilerini daha iyi anlatmalarına rağmen bu durumun mahkeme tarafından göz ardı edildiğini belirtti. Çelenk, Güran ailesine yönelik kamuoyu tepkisini de “cadı avı”na benzeterek, oluşturulan toplumsal lincin, adil bir yargılama ortamını ortadan kaldırdığını ve masumiyet karinesinin ihlal ettiğini ifade etti.

Narin’in ailesi adalet çağrısı yaptı: Suçsuzuz

Narin’in katledilmesinin birinci yılında yazılı bir açıklama yapan Güran ailesi ise adalet talebini yineledi. Yeterli soruşturma yapılmadan, deliller tam olarak incelenmeden üç aile ferdine ağırlaştırılmış müebbet, diğer bazı akrabalara ise farklı cezalar verildiğinin belirtildiği açıklamada, telefon kayıtları, uzman görüşleri ve teknik incelemelerle aile üyelerinin masumiyetinin ortaya çıktığı savunuldu. “Ailemiz suçsuzdur. Biz biricik evladımızın katili değiliz” diyen aile, Yargıtay’dan yeni deliller ışığında adil ve yeniden bir yargılama talep etti. Açıklama, “Evladımız Narin’e hepimizin bir hakikat borcu var. Êdî bes e, yeter artık” sözleriyle son buldu.

Fotoğraf: MA