DERGİMİZDEN
Kadınların seslerini duyurmaya vesile olmaya, onların çağrısını yinelemeye devam edeceğiz. Çünkü kadınlar için nar çatladı, kuyu taştı… Artık bu saldırılara sabrımız kalmadı!
İstanbul Sözleşmesi, esasen kadınların eşitlik haklarını tümüyle ortadan kaldırmak isteyenler karşısında “eşitlikten vazgeçmiyoruz” sözünü ortaklaştıran somut bir gündem olması dolayısıyla önemli.
Kadınlar arasındaki “haklarımıza sahip çıkmalıyız” duygu ortaklığı apaçık. Kastları da buna… Çünkü bugün haklarına sahip çıkan kadınlar, yarın tüm yaşamsal sorunları için de bir araya gelirler.
Zor günlerden geçerken Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde yıllarca birlikte mücadele eden kadınlar olarak ‘Dayanışma sarar yaralarımızı’ dedik ve yine birbirimize sarıldık…
Kadından kadına vicdani köprüler yetmiyor. Erkek şiddeti gibi ataerkiden beslenen toplumsal ve yapısal bir sorunu sadece vicdan ve sorumluluk çağrılarıyla aşamıyoruz. Peki ne lazım?
İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmak istenmesine karşı Türkiye’nin dört bir yanından yükselen ‘Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz’ sesine Edremit’te yaşayan kadınlar da ses kattı.
İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için mücadele ederken birliktelikler oluşturmayı, Cinsel Taciz Önleme Birimleri kurulması, aktif hale gelmesi için güçlü bir mücadele örmeyi önümüze koyabiliriz.
Emine, Ayfer, Fatma, Sevgi, Nursel, Ayşe, Elif… Oyun oynarken evlendirilmiş, küçücük bedenleri ilk anneliği kaldıramamış, başka çocuklar bunları yaşamasın diye ‘asla’ sözünü bırakmamış kadınlar…
Ben hastaneye gidemeyen, pazara gidemeyen dört duvar arasında yaşayan bir kadındım. 5 çocuğum da evde doğdu mesela. Ama bugün her şeyi kendi başıma yapıyorum.’
İktidarın silahlı kuvvetleri politikalarıyla uyumlu olarak bulunduğu her yerin tek adamı olma gücünün doruklarında. Bu gücün en görünür ve en görünmez tarafıysa kadınlar ve kız çocuklarının bedenleri.
Bu zamana kadar mücadeleyle kazandığımız tüm haklarımız saldırı altında. Bu saldırılar, hayatımızın ipotek altına alınması, geleceğimizin elimizden alınması demek. Bir tekinden bile vazgeçmiyoruz!
Sağlık sisteminiz pandemi döneminde başarı ‘öyküleri’ yazadursun, burada yazılanların yanı sıra daha sayamayacağımız bir dolu sorun yüzünden hakkımızı ödeyeceğinizi düşünemez olduk artık.
Çankaya’da dört kadın, sokak hayvanlarına bakmak için dişini tırnağına takmış mücadele ediyor. Çevrenin tacizine, hakaretlerine rağmen, hayvanların da bir can olduğu bilinciyle yılmadan çabalıyorlar.
Bugün alanında tekel olan Dardanel’in abileri Siemens, Bayer, Nestlé, Opel, Coca-Cola, Krupp gibi kapitalist tekeller, Nazileri yaratan ve faşizmin ekmeğini çokça yiyenlerden.
Aşırı sıcaklardan herkese fenalık geldi. Ama kronik hastalıkları olanlar için her şey daha bir zor! Kalp, diyabet, migren, cilt hastalıkları yaşayanlar, çocuklar ve yaşlılar daha dikkatli olmalı.
Pandemi sürecinde çalışmadığım sürede verilen kısa çalışma ödeneği yüzünden kaybolan haklarım var… Pandemi bizim suçumuz değil, ama cezasını biz çekiyoruz.
Araştırıyorum, hiç mi işçiden yana bir şey çıkmayacak! Devlet düşünmesin, patron düşünmesin, kıdem tazminatımızın da elimize geçmesine engel olsunlar, peki biz işçiler artık ne yapacağız?
Yaşanılan yoksulluğun da yoksulluktan bıkıp çare arayan kadınların sayısının da her geçen gün arttığını bu derneğe gelen kadınlardan görebiliyoruz.
Erken yaşta zorla evlilikleri mağduriyetlerle, geleneklerle açıklamaya çalışanlara çocuk yaşta zorla evlendirilen Sunar veriyor cevabı: ‘Ben yaşadım başka çocuklar yaşamasın!’
Bangladeşli tekstil işçisi kadınlar Ashulia sokaklarında işten atmalara karşı yaptıkları eylemlerin sonucunda kazanım sağladılar.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN










































