DERGİMİZDEN
Esenyalı’da kadın işçiler işyerlerindeki kıdem tazminatı tartışmalarını aktarırken hükümetin açıklamalarının kafa karıştırıcı rolüne dikkat çekiyor. ‘Biz gerçekleri daha çok anlatmalıyız…’
Kimisi zor koşullar altında çalışmaya kıdem hakkını düşünerek katlanıyor, kimisi kıdem tazminatını aldığında yapacaklarının hayalini kuruyor. Kadınlar ‘Birbirimizin geleceğine sahip çıkmalıyız’ diyor.
Kadın işçiler kadınlar için zaten oldukça zor olan çalışma hayatının kıdem tazminatının fona devriyle hepten zorlaşacağını düşünüyor.
Zadie Smith, Londra’nın merkeze uzak semtlerinden birinde belediye konutlarıyla dolu, göçmen hayatlarıyla canlanan bir bölgenin resmini sunuyor… Capcanlı, gerçek ve nereye gitsek benzer bir resim bu…
Bir yaşlanma belirtisi gibi algılanıp önemsenmeyen idrar kaçırma, kadınlarda erkeklerden 3 kat fazla görülüyor! Ve hekimlerce de fazla sorgulanmıyor. Yapabileceğimiz şeyler var!
Eyy bugüne kadar ‘acıların çocuğuyum’ diye dolaşan Adanalı, Antepli, Maraşlılar! Meğer dünyanın en acı olmayan hatta bu skalaya göre ‘tatlı’ sayılan biberini yiyip ortalıkta boşuna geriniyormuşuz!
Clara Zetkin’in tarihi konuşmalarından biri olan Gotha Kongresi konuşması, Eleanor Marx’ı da çok etkiler. Öyle ki, kongre üzerine yazdığı makalesinin yarısından fazlasını Zetkin’in konuşmasına ayırır…
Hiç başrol oynamadı ama yıldız oldu. ‘Asla başarılı olamazsın’ denilse de önce kendini, sonra seyircisini yaratmayı başardı. Adile Naşit’e saygı duruşu niteliğindeki kitabı Hatice Yıldız yazdı
Çocuk istismarı oldukça kritik bir konu, çok yönlü özel bir mesele. Bu nedenle bu konuda eylemlerimizde, medyada , açıklamalarımızda, bildirilerimizde dikkat kesilmemiz gereken önemli noktalar var.
Biz kadınlar; bu öfkelerimizin nedeni olan gülüşlerimizi solduran tüm sorunlarla, içinde bulunduğumuz dayanışmayı daha da güçlendirerek sonuna kadar mücadele edecek kadar güçlüyüz.
En büyük gücümüz dayanışma ve örgütlülüğümüz. 8/20 mesai saati uygulamasında geri adım attıran çoğunluğu kadın sağlık emekçileri olarak emeğimizi korumakta kararlıyız.
Hayatını spora adamış bir kadın Sevda. Kendini sporla var etmiş, karşısına çıkan tüm zorluklara göğüs germiş. Çocukken başlayan spor sevdasında o hiç pes etmemiş.
Ekmek ve Gül’ün haziran sayısı bizi nefessiz bırakan güncel sorunların bir dökümünü yapıyor. Birlikte ferah nefesler alabildiğimiz sağlıklı ve güzel günler dileğimizle, iyi okumalar diyoruz!
ABD'de yükselen bir şarkının anlattıkları: Güçlü olmadığında/ Yaslan bana/ Arkadaşın olayım/ Devam etmene yardım edeyim/ Çünkü çok sürmez/ Benim de ihtiyacım olur/ Yaslanacak birine...”
Açık söyleyelim; pandemi döneminde kendini yalnız hissetmeyen bir tek kesim varsa o da sermayeydi. Onların “biz”i kendilerinden ve sermayeden ibaret!
Hükümetleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla örgütlü burjuva sınıfı bir yanda, sendikal örgütlüğü zayıf ama güçlenen bir mücadele eğilimiyle işçi sınıfı öbür yanda. Eskiden ve şimdi...
Bir market servisinden notlar: ‘İki poşetten fazlasıyla çıkabilene bir dönüp bakıyoruz. Çileği bulsak kurdunu kafaya takmayacağız. Salgına karşı tek zırhımız yıka yıka kullan bir tanecik maskemiz...’
‘Virüsten önlemle korunabiliriz ama hayat şartlarımıza etkisinden nasıl korunacağız!’
Ankara Yenimahalle’de bir hukuk bürosunda çalışan Sibel ve uzun zamandır işsiz olan Sevda pandemi sürecinin kendilerini nasıl etkilediğini anlatıyor.
“Pazar nasıl?” demeye kalmadan, “Çok pahalı” cevabını veren genç kadın, avucunu açıp bozuk paraları göstererek, “Bu kadar. Bununla ne alabilirsem? Çalışmıyorum.”
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN










































