MEKTUP

İşçi, emekçi ve öğrenci kadınlar 1 Mayıs’tan yazdılar

1 Mayıs Türkiye’nin dört bir yanında mitinglerle, eylemlerle kutlandı. 1 Mayıs’ta talepleriyle alanda olan işçi, emekçi, öğrenci kadınlar taleplerini, duygularını Ekmek ve Gül’e yazdılar.

Yaşamıyoruz, hayatta kalmaya çalışıyoruz…

Devlet hastanelerinden randevu bulmak neredeyse imkansız. Maalesef özelde doğum yapmak zorunda kaldım, zaten buna mecbur bırakıyorlar. Aldığım doğum parası, özel hastanenin ücretini bile karşılamadı.

Canımızdan önce mesaimiz var

Bir işçi, yaşadığı depremin ardından kaleme aldığı bu mektupta, patronların kâr hırsı uğruna nasıl ölümle burun buruna geldiklerini, nasıl değersiz hissettiğini anlatıyor.

Barikattan sıralara, söz genç kadınlarda

‘Genç kadınlar hem eylemlerde en önde duruyorlar, hem forumlarda sözünü söylemekten çekinmiyorlar, hem de mücadeleyi büyütmek için bir sonraki adımı atmada daha cesaretli davranıyorlar.’

Örgütlülüğümüzü dağıtmalarına izin vermeyeceğiz

‘Emek emek kurduğumuz topluluğumuzu eften püften bahanelerle kapatmalarına, örgütlülüğümüzü dağıtmalarına izin vermeyeceğiz.'

Kamusal eğitimin çöküşü

Aynı okuldayız. Aynı koridordan geçiyoruz, aynı sorunlara sessizce bakıyoruz. Yapılanlar yanlış geliyor, söylenen sözle, yapılan işler, bizi düşündürüyor… Ama sonra zil çalıyor, derse giriyoruz.

17 Ocak'tan 1 Mayıs'a: 'Sendikalaştığımız için çok mutluyum'

'Daha önce hiç 1 Mayıs kutlamalarına katılmamıştım ve bugün yürüdüğümüz onca yol beni yormak yerine aksine bana güç ve heyecan kattı. Beni yüreklendirdi.'

'1 Mayıs'ta çalışmak zoruma gidiyor'

'O coşkulu alandan çıkıp koştura koştura çalışmaya fabrikaya gittim. Çünkü hangi bölümler gelecek diye güvenliğe liste asılmıştı...'

'Biz bu ülkeyi ayakta tutan elleriz'

'Sadece daha fazla maaş istemiyoruz. İnsan gibi yaşamak istiyoruz. Güvenceli iş istiyoruz. Emeğimizin değer görmesini, sesimizin bastırılmamasını, haklarımızın gasbedilmemesini istiyoruz.'

'Birlik olmadan düzen değişmez'

'Sefalet ücretlerine, sömürüye ve adaletsizliğe karşı işçilerin artık korkmadan, yılmadan sesini yükseltme zamanı.'

'Örgütlenme ve dayanışanın gücü yoktan var ediyor'

'“Neden hep biz öldük?' dememek için ya iyileşeceğiz ya da yok olacağız. Ya hep beraber ya — ya'sı yok. Buradayız. Hep beraber.'

'1 Mayıs’ta birlikteyiz: Eşitlik, adalet ve onurlu bir yaşam için'

'İşçisi, kadını, emeklisi… Her geçen gün artan geçim sıkıntısı, eşitsizlik ve adaletsizlik karşısında artık susmamalıyız.'

1 Mayıs’a giderken Bursa'da işçi kadınların sözü büyüyor

'Kolajlarımızda kimi zaman geçinemeyen kadınların sesi vardı, kimi zaman barınma hakkı için mücadele edenlerin…'

Başkentin unutulan sınıfları

Ankara'nın yoksul bir mahallesinde görev yapan bir kadın öğretmen, mesleğin değersizleştirilmesine ve yaşadığı zorluklara dair mektup yazdı.

Umuda tutunarak direniyoruz

'Bütün haksızlıklara, içimde hissettiğim bütün öfke ve üzüntüye rağmen o umut hissine tutunuyorum çünkü o umut hissi beni harekete geçiriyor. O umut kendime duyduğum umut. Sana duyduğum umut...'

Kasiyerlikten kreş sınıfına değişmeyen sömürü

‘Bu düzen nerede olursan ol öğretmenlerin, kasiyerlerin, sağlık emekçilerinin, ofis çalışanlarının, fabrikadaki işçilerin emeğini yok saymayı iyi biliyor.’

Bizi görmeyenler hesap vermeli

‘Hayalim tazminatımı alıp iki kız çocuğuma, kadınların zar zor yaşadığı bu ülkede en azından bir ev almaktı. Ama benim 10 yılımı, sosyal hayatımı çalanlar çocuklarımın geleceğini de çaldılar.’

Birleşince güçlüyüz

'Güvencesiz çalışma koşulları bizim sırtımıza bin bir türlü angarya yük bindiriyor, birden fazla kişinin yapacağı işi bir kişi yapıyor. Bu şartlarda çocuklara iyi eğitim verebilmek mümkün değil.'

'Top sahada döner, bizim bedenimizde değil!'

'Devlet, kadına doğur diyor. Sonra kreş açmıyor. Annelik kutsaldır diyor, doğum iznini kısmakla övünüyor. Normal doğur diyor, doğumhanelerdeki şiddeti görmezden geliyor.'

‘Zam oranı gözümüzü değil karnımızı doyursun’

Kayseri'den kamu işçisi kadınlar sözleşme sürecine ve taleplerine dair mektup yazdılar.