DERGİMİZDEN
‘Neden ayrılmamış?’, ‘Cesur olsaymış…’ Gelin, şiddet döngüsünün ne olduğunu, nasıl işlediğini, şiddet dolu ilişkilerden kurtulmanın neden ‘cesaret’ işi olmadığını konuşalım…
Antik Yunan’dan, günümüze süregelen, türlü yollara başvurulan, kimi kabilelerde utanç kimisinde kutlama unsuru yaratan adet dönemi ve fiyatları el yakar hijyenik pedlerin tarihine bakalım.
Bir filmden herkes değişik bir sonuç çıkarabilir ama kaçımızınki Ayşe’nin çıkardığı sonuçlar gibi olur bilinmez. Ayşe’nin maceraları devam ediyor.
Asgari ücret hatta daha altında ücretlerle ev geçindirmeye çalışanların yoğun yaşadığı Tuzluçayır gibi mahallelerde geçinmek büyük sorun. Her sohbet faturalara, geçim derdine bağlanıyor.
Yoksulluk çocuklara, bebeklere devrediyor. Devredenin yoksulluk değil eşit, insanca yaşam olabilmesi için yoksulluğumuzda parmağı olanlara karşı daha çok dayanışmamız ve mücadele etmemiz gerekiyor.
Oturup sohbet etmek, birbirimizden güç almak iyi geliyorsa, neden birbirimize sırtımızı dayayıp kaygılarımızı ortadan kaldırmak için çabalamayalım ki? Bugün üç dört kişi…Yarın neden on kişi olmayalım?
Hepimizin ortak hayali tek adamın kararları altında yaşamamak oluyor, birbirimize ses oldukça karanlık biraz olsun aydınlanıyor en çok da kadınların gülümsemesiyle.
Aynı sorunları yaşayan aynı dertlere sahip akşama pişirecek aş bulmakta zorlanan kadınların söz konusu siyaset olunca birbirlerine kinle bakmalarının nedenini okumaya buyurun.
Uzun yıllar boyunca zorlu bir hayatı ve çocuğunun sorumluluğunu tek başına yüklenip, boşanma sürecinde şiddet riski yüzünden nafaka alamayan bir kadının isyanı…
Tıp öğrencisi kadınlar gelecek kaygısına ek olarak şiddet, taciz, mobbing korkusu da yaşıyor. Geleceklerini kazanmak için neler tartışıyorlar, ne talep ediyorlar. Selin anlatıyor…
17 yıllık bir hemşire anlatıyor: ‘Darp, küfür, ölüm biz sağlıkçılarla birlikte anılan durumlar oldu. Mesleğimizi güven içerisinde yaptığımız, işimize saygı duyulduğu bir ortam istiyoruz.’
Sağlık emekçisi kadınlar sendikalarına öfkeli: Ekonomik talepleri dile getiriyoruz cevap yok, özlük haklarını dile getiriyoruz cevap yok.
Mesleğe başladığı andan itibaren neymiş hemşirelerin yaşadıkları, pandemide ‘kahraman’ ilan edilenlere reva görülenler, onları başka ülkelere göçe zorlayan koşullar... Genç bir hemşire anlatıyor…
İşe gidip gelirken kadınların sohbetlerine kulak misafiri oluyorum, yaşadıkları ekonomik sıkıntıyı anlatıyorlar. Herkesin ortak derdi geçim sıkıntısı… Bir an önce zamlar geri alınmalı.
Her kriz döneminde ‘zengin olma’ yolu olarak bir nevi moda gibi ortaya sürülen oyunlar şimdi de revaçta… Zamanında bankerlere para kaptıran nesil vardı, borsa oyunları, piyangolar, şimdi kripto para…
Kadınları ve sağlıkçıları koruyan, şiddetin tekerrür etmeyeceği bir adalet düzeni istiyoruz.
10 yıllık zor bir evliliği geride bırakmanın zorluğu, üstüne aile baskısına rağmen kendi olmayı seçen bir kadının yeni hayatı için duyduğu heyecan ve yaptığı planlar…
Böylesi bir yoksulluk tablosu karşısında isteklerimiz de çok büyük değil; çocuklarımız için güvenceli bir gelecek, temel ihtiyaçlarımızı karşılayabildiğimiz güvenceli bir iş, insanca bir yaşam...
Kirke, yalnızlığa mahkûm edilmiş bir kadının kendi gücünün farkına varmasının, çalışarak büyütmesinin ve zorluklar karşısında yılmadan mücadele ederek kendini yoktan var etmesinin öyküsü…
Yeni yılın ilk sayısında Ekmek ve Gül'de kadınlar yoksulluk ve her gün artan zamlar karşısında yaşadıklarını anlatırken mücadele çağrısı yapıyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN










































