DERGİMİZDEN

Malatya Ekmek ve Gül Grubu: Her buluşmada daha güçlü!

Ekmek ve Gül gruplarına dahil edebildiğimiz her kadın, yaşamın zorlu koşullarında aslında yalnız başına olmadığını fark ediyor. Ve bu fark ediş ona güç ve umut aşılıyor.

Bu broşür nasıl çıktı ortaya derseniz…

Tuzla’da genç kadınlar yan yana geliyor. Birinin elinde kağıt, diğerinin elinde kalem, diğeri ise bilgisayar başında... Biri resim çizdi. Bir diğeri slogan buldu. Diğeri ise tasarımını yaptı…

8 Mart deyince biz işte bunlara heyecanlanıyoruz

Bir masa etrafında üniversiteli genç kadınlar. Dertler sıralandıkça çatılan kaşlar, yan yana olmanın umudu büyüttüğü 8 Mart’tan laf açılınca yerini heyecan ifadesine bırakıyor.

Bu bir bilgisayar oyunu değil! Bu, savaş!

Savaşı barış zamanının bütününe yayan faşist iktidarlar da muhtemel tehlikelere karşı kadını, onlara kaç tane doğuracağını dikte eden politikalarıyla nesneleştiriyor. En az beş, en az dört. Yok on….

Bi karışmadığınız sutyenimiz kalmıştı!

Kadın işçilerin, sutyenlerine kadar karışan Salcomp patronlarına da böyle önerilerin ortaya atılmaması için harekete geçmesi gereken sendikalarına da söyleyecek sözleri var.

Bakırköy Belediyesi işçisi: 100 günlük grev bize ne öğretti?

100 gün boyunca grevde olan bir Bakırköy Belediyesi işçisi grev sürecinde sendikal bürokrasinin ve işçilerin özne olamadığı koşullarda yaşanan sonuçlara işaret ediyor.

Hayatın yükü fıtık yaptı!

Her işin zorluğu, yoruculuğu farklı. Biz kadınların hayatı da zor, ister işte olsun ister evde; hayatın bütün yükünü omuzlarında taşıyoruz.

Tarihimiz mücadele, mücadelemiz umut dolu!

Kazandıklarımız, kazanacaklarımızın ‘nasıl’ını da gösterdiğinden; tarih boyunca biriktirdiklerimize, verdiğimiz mücadelelere ve bu yolun kazandırdıklarına belleğimize dönüp bir bakalım…

Gıda işçisi genç kadınlar insanca yaşam istiyor

Gıda sektöründe çalışan ve evlisinden, bekarına evlilik hazırlığı yapanına kadar ‘Nasıl geçineceğiz’ sorusunun stresini yaşayan kadınlar çareyi de dayanışmada bulmuş ama. Amasını onlardan dinleyin…

Ağzımızı açmayalım da taşa mı dönelim?

Allem edip kallem edip vardiya zamanlarını uydurup beş çayında buluşan işçi kadınlar birlikte kaleme alıyorlar bu yazıyı. Toplu iş sözleşmesi taleplerinden yaşadıkları geçim sıkıntısına anlatıyorlar.

Erkekler oyunla ‘kafa dağıtırken’ kafayı yiyen kadınlar!

Sorumlulukların kadınlara yıkılıp, iletişimin sıfıra düştüğü evliliklerde ‘oyun bağımlısı’ kocaların yaşattıklarından bıkan kadınlar anlatıyor…

Masa da masaymış ha!

İdealleri olan birkaç genç kadın öğretmenin olduğu bir masa, ülkenin özel sektör eğitim kurumlarında çalışan bir kadın olmaktan bahsediyorlar… Masada konu çok, konular bağlantılı...

İş başvurusunda ‘yaşım büyük’, emeklilik için ‘yaşım küçük’müş!

Tek yapabildiğimiz günü kurtarmak oluyor. Bir peçeteyi bile ikiye bölüp kullanıyoruz artık. Yeri geliyor yemek yiyemediğimiz günler oluyor, çünkü pazara gidemiyoruz, en azından ekmek bulabiliyoruz.

Kuyruklu yıldızın kuyruğu yalanlarla arşa uzandı

Çok aziz bir millet olduğumuz kesin. Ama artık biraz efendiliğimizi bozma zamanı geldi geçiyor. Çünkü artık akşam eve ekmek götürüp götüremeyeceğimiz belli değil.

O çocuk ellerde oyuncak olmalı, gelin kınası değil

Yatılı bir kız lisesinde öğretmenlik yapan Berrin, öğrencisi Yüksel’in yaşadıkları üzerinden anlatıyor yoksul kız çocuklarına dayatılan karanlığı…

‘İki sağlık çalışanıyız iki çocuğun ihtiyaçlarına yetemiyoruz’

Faturalar, çocukların ihtiyaçları, mutfak, kira derken Sema’ya bir dokunduk bin ah işittik. Her şeye gelen zamlarla birlikte eve gelen misafiri ağırlamak için bile iki kere düşünür olduğunu anlatıyor.

Elde hesap makinesiyle market alışverişi

Asgari ücret ‘müjdeleneli’ aylar geçti, ama bir sorun kadınlar için nasıl geçti? ‘Şükredin’ diyenlere karşı Kayserili kadınlar geçinememeyi anlatıyor.

Ayşe Masumlar Apartmanında!

Bizim Ayşe bu kez Masumlar Apartmanı’nı aratmayan bir yerde işe başlamış, derdi büyük ama neyse ki ‘aman bee’ deme cesareti verenleri var…

‘Korkma biz arkandayız’ diyemeyen devlete nasıl güveneyim?

Çocuk yaşta zorla evlendirilen, evlendiği gün şiddet gören, üzerine kuma getirilen, boğazı kesilen, çocukları hatta tüm ailesiyle tehdit edilen bir kadın sesleniyor hepimize…

‘Kadınlar, kız çocukları yaşamaya layık’

Seher ve iki kızı şiddetin canlarına tak dediği bir gece yarısı ise evden kaçarak hayatlarını kurtarmışlar. Şimdi kendi seçtikleri yaşamı yaşamak istiyorlar.

Editörden