DERGİMİZDEN
Bu 8 Mart’ta ortak taleplerimizle bulunduğumuz her yerde haklarımız ve hayatımız için buluşuyoruz.
Farklı iş kollarından kadınlarla çalışma ve yaşam koşullarına dair yapılan anket sonuçları pandeminin patronların elinde iş yükünü arttırmak için nasıl bir araca dönüştüğünü ortaya koyuyor.
Binlerce tekstil işçisinin yaşadığı ama sendikalı işçi sayısının çok az olduğu Denizli’de kadın işçilerle yaptığımız görüşmeler kadınların iş ve geçim kaygısının nasıl derinleştiğini gösteriyor.
Eğer bugün örgütlenmez ve bu koşullara hep birlikte ses çıkarmazsak bizi gelecekte çok daha ağır ve çok daha kötü çalışma koşulları bekliyor olacak.
Pandemide en zor koşullarda çalışan kadın asistan hekimlerin 8 Mart talepleri: Branş seçiminde ve çalışma alanlarında cinsiyet eşitsizliği son bulsun, insanca çalışma koşulları olsun...
Pandemi döneminde ev işlerine itilen, evlendirilen ve başkaca sorunlar nedeniyle eğitimden uzaklaştırılın kız çocukları için daha gür bir sesle eğitim hakkı talep etmeliyiz.
İşçi ve emekçi mahallerinde asgari ücretle geçinen ailelerin en önemli dayanağı zor günlerini birlikte göğüslemek, dayanışma ile hayata tutunmak. İşte emekçi bir mahalleden dayanışma örnekleri…
Emekçilerin bütün bu yaşamsal sorunlarına hiçbir çözüm üretmeyen AKP’nin yeni bir anayasa hazırlığını gündeme getirdiğini görüyoruz. Cevriye Aydın yeni Anayasa tartışmalarına dair yazdı.
Kadıköy Belediyesi işçileri insanca yaşanacak bir ücret için greve çıktı ancak sendika genel merkezinin işçinin taleplerini karşılamayan sözleşmeyi imzalaması grev sonlandırıldı. Peki şimdi ne olacak?
H.T. Ankara’nın zincir marketlerinden birinde çalışıyor. Pandemiyle birlikte çalışma koşulları ağırlaşan ancak ücrette bir değişiklik yaşamayan H.T. ‘Taleplerimizin dinlenmesi için sendika şart’ diyor
Fidan’ın eşi, hakları için grevde olan Maltepe Belediyesi işçilerinden. 3300 lira ile geçinme derdi, Fidan’ı genç yaşta yormuş, geçinmek için bulduğu çareler tükenmiş. ‘İşçilere haklarını verin’ diyor
8 Mart’ı 8 Mart yapan tarihi, emekçi kadınların mücadelesinin tüm dünya kadınlarına mirasını, bu köklü geçmişin arkasındaki sınıf mücadelesi dinamiklerini Olcay Geridönmez yazdı.
Sınırların Ötesinde İngiltere’de ve Meksika'da kadınların yeni kazanımlarına ve tehlike altında olan haklarına dair haberlerimiz var.
Yedi üniversiteden sekiz topluluk olarak ortak planladığımız forumda buluştuk, deneyimlerimizi paylaştık ve yan yana mücadele etmenin adımlarını attık.
8 Mart yaklaşırken İzmir’de yaşayan genç kadınların sokakta, evlerinde, okullarında, iş yerlerinde kendilerini güvende hissedip hissetmediklerini ve bunun nedenlerini konuştuk.
Kayınbabasının tacizine uğrayan Semiha, ne ailesinden ne eşinden destek görmüş, tacizciyle aynı apartmanda yaşamak zorunda bırakılmış. Şimdi hayatını kendi ellerine almak için kadınlarla güçleniyor.
Şiddetin yalnızca suretine karşı değil esasına karşı da mücadeleyi odağa koymazsak, kadınların ölmemek için öldürmek zorunda kalacağı “orman kanunlarının” en büyük zararını yine kadınlar yaşayacaktır.
Yöneticiler tarafından belirsizlik içine sürükleniyoruz. Hepimiz hem psikolojik hem fiziksel hem de maddi çöküntü içindeyiz, tükendik, sesimizi duyun.
Premenstrüel sendrom; kanamanın başlamasından hemen önce gelişen, adetin başlamasıyla azalan rahatsızlık veren fiziksel, davranışsal ve psikolojik semptomlarla kendini gösteren durumdur.
Dört kadın, birçok ortak noktayla dört farklı hikaye: İşsiz kalma korkusu, çocukların bakım sorunu, eğitime ve sağlığa erişememe…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN










































