Engels’e göre eşitsizlik, özel mülkiyetin kamusal alana egemen olan erkeğin elinde yoğunlaşması, üretim ile yeniden üretimin, özel-kamusal alanların ayrışması ile bağlantılı olarak biçimlenir.

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını mahallelerindeki kadınlarla tartışıyor.

Üç sene rötarlı sendika otelini görebilen kadınlar, ev işlerinin misliyle tatilde üzerlerine bineceği için en azından tatilde bu yükten kurtulmak isteyen kadın işçiler… Arçelik işçileri anlatıyor.

'Kadınlar bir nevi hiçbir zaman kazanamayacakları bir kumar oyunu oynuyorlar ancak her zaman kazananın oyunun kasası olduğu gerçeğini unutuyorlar.'

‘Biz çalışanlar sağlığa erişemezken hastaları siz düşünün. Hatta özellikle tetkiklerde randevular o kadar uzak bir zamana veriliyor ki randevusuna gidemeden ölen hastalar bile var.’

Çorlulu kadınlar ‘Atma, paylaş’ kampanyası ile bir araya gelip eşyalarını paylaşıyor, dertlerini konuşuyor.

Harriet Tubman, mücadele dolu hayatını aklımızın bir köşesine kazıyacağımız o kadınlardan biri. Amerika’da kölelik düzenine başkaldırmış, canı pahasına bu düzene karşı çıkmış bir militan.

‘Başıma gelenden öğrendim ki arabulucular emekçi insanların haklarını almalarını sağlamak yerine az bir paraya ikna ediyorlar.’

Kanallar farklı olsa da anlatılanlar bizim hikayemiz değil. Gece gündüz çalışıp üç kuruşa ev geçindirmeye çalışan emekçinin neler yaşadığı konu edilmiyor. Yani diyorlar ki ‘Bizimle değilsiniz!’

Patron onu dişlinin yarıçapını hesaplayan teknik ressam olarak değil, firma broşürlerinde boy gösteren amatör manken, kurumsal gözükebilmek için, erkek kabalığından arındırılmış bir ses olarak görüyor

Yorgunluktan, uykusuzluktan, üç vardiya sisteminden çocuklarımızdan, eşlerimizden, sosyal hayatımızdan olduk. Fabrika büyüyor biz ise bir aylık ev kirasına bile çalışmıyoruz.

‘Biz ölmüşüz, devletin haberi yok. Devlet eve gireni hesaplamıyor ki çıkanı hesaplasın. Ama patronun cebinden çıkacak her kuruşun hesabını yapıyor’

Referandumda kadınların neden hayır diyeceği saymakla bitmez. Kadınlar neden 'hayır' diyor, iki kız kardeşten işte yanıtları.

Sadece 8 Mart’larda hatırlanan kadın işçilerin geri kalan 364 gün sorunları neler? Metal işçisi kadınlar sözleşme sürecinde ne talep ediyor, bu sözleşmelerin neresindeler? Metal işçisi kadınlar yazdı.

Bir kadın ne zaman şiddet görmeye başlar? Yaşadıklarının şiddet olduğunu nasıl fark eder? Peki ya şiddet lise sıralarında başlıyorsa? Flört şiddetine karşı ne yapılabilir?

'Önümüzdeki yıl mücadeleyi baskı altına almaya çalışacakları aşikar. Ama mızrak çuvala sığmayacağı için elimizde olan tek şey birlikteliğimiz.'

Türkiye’de milyonlarca çocuk okul yerine atölyelerde, fabrikalarda çalıştırılıyor. Dilovası’daki facia ise çocuk işçiliğin görünmez değil, görmezden gelinen bir gerçek olduğunu gösteriyor.

‘Bu süreçte kovid olmadım ama olabilirdim. Beraber çalıştığım mesai arkadaşım oldu. O kadar yoğun çalışıyorduk ki, aynı odada oturma fırsatımız olmadığından şansa kapmadım.’

Biz, bizi, bize benzerlerle aynı alana taşıyan dertleri geride bıraktığımız, bu dertlerden uzağa, insanca bir yaşamın ülkesine gitmek için ‘birlikte’ yürümek isteyenlerdeniz.

Eğitime ayrılacak payı öğretmeni de maliyeti üzerinden hesaplayan bir sistem var karşımızda. Öyle ki artık eğitimden tasarruf ederek öğretmen atamayacağını söylüyorlar.

Editörden