MEKTUP
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencisi artan kadın cinayetlerine dair düşüncelerini kaleme aldı.
İstanbul'da KYK yurdundan kalan bir öğrenci yurdun yemek ve hijyen koşullarının günden güne kötüye gittiğini anlatırken öğrencilerin sağlığı ve güvencesi için bütçe ayrılmasını talep ediyor.
Kocaeli Üniversitesinde kadın cinayetlerine karşı gerçekleşen eyleme katılan üniversite öğrencisi Ece yazdı.
'Uyurken bile dikiş sayıklıyorsun. Parça mal yetiştirme ve parti mallarının zamanında yetişmesi için yarış atına dönüşüyorsun.'
Ben kurtuldum ama ben de ölebilirdim. Artık yeter! Kadın olarak yaşamak, özgür olmak ve insanca yaşayacağımız bir ücret almak istiyoruz.
Erkek personel ve kadın personeller arasında şefler rekabet ortamı yaratıyor.
Grevdeki As Plastik işçisi Kenan’ın eşi Burcu ile tanışıyoruz. Burcu grev kararı alındıktan beri greve dair bakışının nasıl değiştiğini anlatıyor.
Çalıştığımız arkadaşlarımızla toplanıp taleplerimizi ilettiğimizde müdür bize dönüp ‘Ben belediye değilim’ dedi. Biz de sendikalaşmaya karar verdik.
Kış geldi. Kış saati uygulaması başlamazsa, işten erken ayrılamazsak yarın öbür gün bizim de başımıza bir şey gelmesinden korkuyoruz.
‘Cana can demesini bizler de biliyoruz ama demedik. Biz yaşam hakkımızın etkili, yeterli cezalarla güvence altına alınmasını istiyoruz.’
‘Rojîn’e ne olduğunun, arkadaşımızın nasıl kaybettirildiğinin hesabını sormaya devam edeceğiz. Sesimiz katledilen, kaybettirilen tüm kadınlar için çıkacak.’
Kampüsün içinde kalan arkadaşlarımın en büyük şikayeti sabah ve akşam saatlerinde yabancı insanların onları taciz etmesi.
Tüm gerçekler yüzüne vurulunca insan afallıyor ama bu afallamadan sonra daha çok çabalama, bir şeyler için direnme isteği yükseliyor içinde.
‘Devlet bir çocuğun dünyaya gelmesinden itibaren yaşam hakkını nasıl garantiye alacak? Para hırsıyla bebek çetelerinin, sağlıkta özelleştirmenin önünü açanlar hesap verecek mi?’
Smear testini yaptırmak bedava, ama HPV aşısı 12 bin lira… Bu sağlık sisteminde kendimizi nasıl sağlıklı tutacağız?
İyi koşullar için kurumdan kuruma koşturuyorlar. Kurumların kapılarıysa engelli bireylere neredeyse kapalı.
Ne çok istiyordum para kazanmak. Ben de varım bu toplumda diyebilmek. Fikirlerimle taban tabana zıt bir partiye üye olmak zorunda kalmak yetmezmiş gibi iş yerinde mobbingle, kocamla baş etmeliyim.
Ben de çalışmayı çok istiyorum ama maalesef yapamıyorum. Kızım ortaokula gittiği için çalışamıyorum.
İş yerinde sorumluluğum çok fazla olduğundan çok yoruluyorum. Aynı şekilde evde de bütün sorumluluk bende olduğu için çocuğun okulu, yemek, temizlik, alışveriş derken yorgunluğum bitmiyor.
'Çocuk istismarı, kadın cinayetleri konusunda yapılması gerekenler dururken biz kadın eğitim emekçilerinin kıyafeti, giyinmesi sorunmuş gibi yansıtılması da oldukça düşündürücüdür.'
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.