GÜNÜN BELLEĞİ: Osmanlı’da ilk makine kırma eylemleri
Makine kırıcılığı anlamına gelen ‘luddist hareket’ işçilerin çok düşük ücretle ve ağır koşullarda, uzun saatler çalıştırılmasına karşı ortaya çıkan bir hareketti.

1838 Baltalimanı Antlaşması’nın Britanya’ya sağladığı gümrük kolaylıklarının bir sonucu olarak Osmanlı ülkesinde makineli üretim de bu yıllarda başlamıştı. Ancak makinelerin gelişi geleneksel tarzda üretim yapmaya alışık olan emekçiler tarafından bir tehdit olarak algılandı. Avrupa’da makinelerin işçilerin zararına kullanıldığına inanan işçilerin başını çektiği Luddist, yani “makine kırıcılığı” eylemlerinin Osmanlı ülkesindeki ilk örneği 1839’da Bulgaristan’ın İslimiye (Sliven) şehrindeki Dobri Jaleskov’un fabrikasında yaşandı. Henüz belgelenmemiş bu bilgiye göre fabrikadaki kadın işçiler kendilerini işlerinden edeceğine inandıkları makinaları kırmaya çalışmışlardı. 1851’de yine Bulgaristan’daki Samokov’da, kadın tekstil işçileri kürek, balta ve sopalarla bir dokuma atölyesine hücum etmiş ve ücretlerinin düşürülmesinden veya muhtemel bir işsizlikten sorumlu tuttukları mekanik tarağı kırmaya çalışmıştı. İşverenin tarağı bir daha kullanmama sözü üzerine eylemlerinden vazgeçmişlerdi. 1862’de bu sefer Bursa’da Müslüman ahaliden 5-6 bin kişi, Setbaşı Mahallesi’nde belgedeki ifadeye göre “Ermeni milletinden birinin” ipek fabrikasını tahrip etmişti. Sorun, fabrikanın eski bir Müslüman mezarlığının üzerinde kurulu olması, dolayısıyla mezarlığa hürmetsizlik edilmesi olarak söylenmişti, ancak gerçek neden düşük ücretler ve işsizlikti.

UŞAK’TA MAKİNE KIRICI KADINLAR
“Makine kırıcılığı” olaylarının en şiddetlisi 1908’de Uşak’ta yaşandı. Ev tezgâhlarında ancak 5-6 bin ilmek dokuyabilen Uşaklı Müslüman kadın dokumacılar The Oriental Carpet Manufacturers Limited adlı Londra merkezli bir Levanten şirketi tarafından Uşak, Kula, Gördes ve Demirci gibi geleneksel halıcılık merkezlerine açılan 17 halı imalathanesinde günde 14 bin ilmek dokuyan Rum ve Ermeni kadınlara o kadar kızmışlardı ki, 13 Mart 1908’de, Uşak’ta bin 500 kişilik bir kadınlar grubu, üç mekanik ve buharlı yün eğirme fabrikasını basarak makineleri tahrip etmişler, yün ve iplikleri yağmalayarak fabrika binasını ateşe vermişlerdi. Üç gün süren olaylar sırasında şehirde asayiş elden gitmiş, 21 Mart’ta Müslüman kadınlar tutuklu bulunan 14 arkadaşlarının serbest bırakılması için kaymakamlığa yürümüşler, durumu kontrol altına alamayan Uşak Kaymakamı Tevfik Efendi görevden alınmış, kadınların isyanı bastırılmıştı. Ancak bu olaylar, 1908 yılı boyunca Osmanlı Devleti’ni felce uğratacak büyük grev dalgasının tetikleyicisi olmuştu.

İlgili haberler
GÜNÜN ŞARKISI: Ushti Ushti Baba/Ramo Ramo

Güzel Rumeli ezgileri ile merhaba diyelim.

GÜNÜN ÖYKÜSÜ: Ağabeyim Bir Fesleğen mi?

Ağabeyim başka bir zamana aitmiş gibi duruyordu yanı başımızda. Kaç başka zaman yaşamışız bizim evde...

GÜNÜN DAYANIŞMASI: Aylin için adalet istiyoruz

‘Kadınlara, ablalarıma, kardeşlerime; Hayatta ne yaşarsanız yaşayın ama hiçbir şeyden korkmayın. Kor...