Seçme seçilme hakkı için savaş
Geçmişte kadınlar sanıldığı gibi siyasete ilgisiz değillerdi. Türkiye’de kadınlar siyasette varlık göstermek için uzun yıllar çaba sarf etti. Serpil Çakır anlatıyor...

Türkiye’de kadınlar sanıldığı gibi siyasete ilgisiz değillerdir. Bu durum, yüzyılın başına değin gider. 1908 yılında II. Meşrutiyet denilen anayasal dönemin yaşandığı parlamentonun açıldığı dönemde, kadınlara seçme-seçilme hakkı tanınmamıştı. Kadınlar bu hakkı ancak 1934’te elde etmişlerdir. Fakat kadınlar 1908’de, en azından kafes arkasından meclisin açılış görüşmelerini izlemek için talepte bulunmuşlardı.

Görüşmeleri izlemek için Hristiyan kadınlara izin verilip de kendilerine verilmemesi halinde, çağdaşları olan İngiliz kadınlarının siyasal haklarını elde etmek için yaptığı eylemleri yapacaklarını, meclis önünde gösteri düzenleyeceklerini söyleyerek yetkililere tehdit savurdular. Olay, 17 Aralık 1908 tarihinde Servet-i Fünun dergisinde haber olarak şöyle yer almıştı: “Geçen gün İslam kadınları İttihat Terakki Cemiyeti Merkezi’ne müracaatle Meclis-i Mebusan’ın resmi açılış toplantısında hazır bulunmak istediklerini söylemişler ve eğer Hristiyan kadınlarının bulunmasına müsaade edilirse, kendilerinin de behemehal kafes arkasında müzakeratı izlemelerine müsaade edilmesini, Hristiyan kadınlarına müsaade velirip de kendilerine verilmezse, geçenlerde İngiliz Parlamentosu önünde İngiliz kadınlarının yaptığı gibi, nümayişler, gösteriler yapacaklarını ifade etmişlerdir.”

15 Haziran 1923 ‘Kadınlar Halk Fırkası’ kuruldu

KADINLAR İÇİN BİR KADIN PARTİSİ
15 Haziran 1923 yılında, siyasete katılma talebi, parlamentonun açılışını izleme talebinin ötesine geçiyor, kadınlar “Kadınlar Halk Partisi”ni kuruyorlardı. Parti başkanı Nezihe Muhittin’di. Partinin amacı, kadınların sosyal, ekonomik ve siyasi alanlarda haklarının elde edilmesiydi. Ancak önemli bir sorun vardı. 1923’te kabul edilen seçim kanunu 1909’dakinden farklı değildi, yani kadınlara seçme ve seçilme hakkı henüz tanınmamıştı. Nitekim bu anlayış 1924 Anayasında da “Her erkek Türk seçme-seçilme hakkına sahiptir” biçiminde yer alacaktı. Bu ifade yüzünden, Kadınlar Halk Fırkası’nın kurulmasına izin verilmedi. 5 Şubat 1924’te Türk Kadınlar Birliği kuruldu. Kadınlar yine siyasete katılma talebini, hak elde etme talebini gündeme getirdiler. Kadınların gerçek anlamda yurttaş olması için bu hakkın kendilerine tanınmasını istediler. Her kurala uymaları, vergi vermeleri kendilerinden istenirken, seçim hakkının tanınmamasına anlam veremediklerini ifade ettiler. Aşağıdaki ifadeler bu isyanı dile getiriyor:

“Bu kuvvetli dünya cereyanından şüphesiz bizler de nasipdar olacağız. Yirmi sene evvel uzak diyarların bazı hareketlerini gazete havadisleri verirken, bizler bunları gulyabani efsanesi gibi dinlerdik. Fakat bugün rey kullanma hakkı olmayan tufeylidir, asalaktır”. “Tüm kanunlara uymaya, her vatandaş gibi vergi vermeye zorunlu olan Türk kadınına niçin hakkı tanınmıyor?” “Kahvehane köşelerinde miskinhanede esrar çeken birine verilen bu hak, kendini müdrik, tahsili mükemmel bir kadından esirgenebilir mi?” “Biz seçim haklarımızı elde etmeye dayalı idealimizden vazgeçmiş değiliz. Zira bundan vazgeçersek derneğimizin hiçbir var oluş gerekçesi kalmaz. Davamızın zaferi için ölünceye kadar çalışacağız. Bizim yaşamımız buna yetmezse hiç olmazsa bizden sonra gelenler için ortalığı temizlemiş oluruz”.

Gerek Kadınlar Halk Fırkası’nın kurulmasına izin verilmemesi, gerekse Türk Kadınlar Birliği’nin kapatılması, kadınların siyasetle uğraşmalarını gereksiz gören anlayıştan kaynaklanıyordu. Böylelikle, kadınların siyaset bilinci ve örgütlenme deneyiminin önüne geçilmiş olunuyordu.

YARGIÇLIĞA İLK BAŞVURUYA RED
22 Ağustos 1924’te yargıçlığa atanmak isteyen Türkiye’nin ilk kadın hukukçularının başvurusu, Adalet Bakanı Mustafa Necati tarafından, bunun ileride sağlanacağı söylenerek reddedildi. Başvuran kadın hukukçular Bakanlık Ceza İşleri Kalemi’nde görevlendirildi.


Kaynak: Petrol-İş Kadın Dergisi Sayı 9, Haziran 2004 / Prof. Dr. Serpil ÇAKIR

İlgili haberler
Kadınların oy hakkı mücadelesi

Kadınların hiçbir hakkını kazanması kolay olmadı, oy hakkını da tabii ki. Kadınlar dünyanın çeşitli...

Kadına eşitlik neden lazım oldu?

Bir yandan kadınlara neyi hak edip etmedikleri dikte ediliyor diğer yandan kadınların kazanımlarını...

GÜNÜN BELLEĞİ: Kadınlar seçme seçilme hakkı elde e...

5 Aralık 1934 yılında kadınlar seçme ve seçilme hakkını elde etti. Ancak bu hak yıllar boyu Türkiye’...