Sanat dünyasında yıllardır süren şiddet, sanat kurumlarında kökleşmiş erkek egemen yapının ve cezasızlık düzeninin sonucudur. Opera sahnesinden konservatuvar koridorlarına kadar kadınlar, “üstüne örtme”, “görmezden gelme”, “faili koruma” anlayışına karşı sözlerini yükseltiyor.
Bu sözler sadece tanıklık değil; sanat alanındaki tüm kadınlara çağrı niteliğinde. Çünkü biliyoruz ki bu düzen kadınların yalnız kalmasına ve “başına iş açmamasına” bel bağlayarak ayakta duruyor.
Opera sanatçısı bir kadın anlatıyor:
“Eğitimin başladığı ilk organdan itibaren öğrencilerin kendini güvende hissederek yaşadıkları problemleri üst mercilere taşıyabilmeleri gerekir. Küçük yaşta başlayan konservatuvar eğitiminde öğrenciler, bu gibi durumlarda nasıl hareket edeceklerine dair bilinçlendirilmelidir.
Özel ders veya serbest çalışma ortamında tacizle karşılaşan kadınların ‘durumu bir üst yetkiliye taşıma’ fırsatı da olmuyor.”
Çözüm: birlik olmak, ses çıkarmak!
Opera sanatçısı şöyle devam ediyor:
“En kritik nokta, kadınların inanılmama korkusuyla yalnızlaşması ve yaşadıklarını saklamasıdır. Bazen en yakınlarımızdan alamayız aradığımız desteği. Öyle bir durumda en büyük ihtiyaç güvenli bir alandır.”
Bu yalnızlaştırmanın politik bir boyutu var: Yıllardır sanat kurumlarında failler korunuyor, kadınlar ise “susarak mesleğini kurtarmaya” zorlanıyor. Ancak opera sanatçısı bu durumu değiştirmek için gerekli olanı da söylüyor:
“Mahkemelerde bile kadınlar hakkını arayamazken, yapılması etkili olacak tek hareket birlik olmak, el ele olmak ve ses çıkarmaktır.”
Şiddet, ‘güç ilişkileri’ ile sürdürülüyor
Konservatuvar öğrencisi bir kadın ise çözümün kolektif olduğunu vurguluyor:
“Kalıcı çözümü toplum yapısının köklü değişimleriyle elde edebileceğimizi düşünüyorum fakat kısa süreli bir çözüm bulmak ve bundan sonrasına odaklanmak gerekirse öncelikle ihtiyacımız cesaret, ifade özgürlüğü için alan yaratmak olabilir.”
Öğrenci, tacizin görünmez kılınışını şöyle anlatıyor:
“Önce tacizin farkına varmak adına konferanslar düzenlemekle, çalıştığımız koşullardaki sınırların bilgilendirilmesine yönelik çalışmalarla başlayabiliriz. Bence asıl sorun insanların davranışlarını taciz olarak görmemesi veya adlandırmaması, buna dolaylı yoldan izin verilmesi.”
Sanat alanındaki güç ilişkileri gerçeğini ekliyor:
“Sanat camiasında şiddet, etik dışı güç ilişkileri kullanılarak üstü örtülüyor, şaka veya manipülasyon yoluyla yapılıyor. İlk önce bu algıyı değiştirmemiz gerekli diye düşünüyorum.”
Fotoğraf: Freepik
İlgili haberler
Sanat Fabrika'dan kadın sanatçılar: 'Yaşamlarımız ve haklarımız bizim!’
Sanat Fabrika Kadın Korosu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde tüm kadınları sokağa çağırıyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN























