Erkeklerin işlerine nasıl gelirse...
Sincan OSB'de küçük bir fabrikada çalışan tek kadın olmak nasıldır dersiniz, hele de erkekler işlerine geldiği gibi davranıyorsa.

Ben küçük bir fabrikada sekreter olarak çalışıyorum. Sekreterim diyorum, ama her özel işyerinde olduğu gibi burada da yalnızca ‘sekreterlik’ görevini yapmıyorum. Yeri geliyor malzeme siparişi veriyor, yeri geliyor baretimi takıp kamyoncu beylerle malzeme sayıyorum. Ki bundan da gayet memnunum, zira bir odaya kapanıp oturacak bir kişiliğim pek yok. Bir çocuğum var, yeri geldiğinde hatırlatılıyor bu bana. İşlerine gelmeyince ise benim ‘evli, çocuklu bir kadın’ olduğum unutuluveriyor. Fazladan iş yaptıracakları zaman “Kadınlar da artık her işi yapıyor” deyip, muhabbet arasında eşlerine nasıl da iş yıktıklarından övgüyle bahsedip; çocuğum rahatsızlandığında ise “Eşin izin alsın, baksın yahu artık erkek kadın işi mi var?” deyiveriyorlar. Yani nasıl işlerine gelirse...
Bazen iş görüşmesine gelen mühendisler, satışçılar, kaynakçılar ya da malzeme getiren kamyon şoförleri oluyor, adres için arayan. Zaman zaman şununla karşılaşıyorum; “Abla orada bir güvenlik falan, daha yetkili biri yok mu tarif ediversin.” Yok kardeşim yok, bana kaldın, nereye dersem oraya geleceksin bir zahmet! Bir gün mühendisin birini iş görüşmesine davet etmek için aradım. Israrla başka birini istedi, ısrarla vermedim. Neden vereyim, altı üstü petrolü geçtikten 10 metre sonra sağa dönecekti, karşısına çıkan köprüden de sağa dönüp yokuşun sonunda tabelamızı görecekti. Petrolden sonra sağa dönmediği gibi, dümdüz gidip bir de ileriden ısrarla u dönüşü yapmıyordu. Bulamayınca mecburen yaptı. Benimle konuşurken de boyuna arabayı durdurup ‘bir erkek’ bulup tarifi teyit alıyordu. Bu tarif trajik ve sinir bozucu bir şekilde sürdü ve nihayetinde işyerini buldu.
Aslında bununla sürekli karşılaşıyoruz, yolda, yavaş giden bir araç trafiği yavaşlattığında erkeklerin ilk tepkisi “Bak bak kesin kadın ha” olmuyor mu? Erkekse “Lan ne karı gibi sürüyorsun” demiyorlar mı?
Biz bu baskıyı, aşağılanmayı, ayrımcılığı, cinsiyetçiliği aşarız aşmasına, yok ederiz etmesine ama insan iki çift laf etmeyince yeri geldiğinde, içinde kalıyor değil mi? Bunu aşmanın yolu daha çok meydanlara çıkmakta, her ayrımcılığa ses çıkarıp izin vermemekte, susmamakta. Nasıl ki birbirimizden güç aldığımızda aşamadığımız hiçbir engel olmuyor, bunları aşarken de kadınlar vardır diyebilmek için, evde tek bir kadın dahi bırakmamalıyız; girmediğimiz, bulunmadığımız tek bir yer kalmamalı ki artık bunu kabullendirip ağızlarına da, zihniyetlerine de bir ayar verebilelim.
Çünkü gücümüz birliğimizden gelir. Yani birleşe birleşe kazanırız, yani kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.