Kadınların öfkesi şimşekleri dağıtacak
Kadınlar böyle yaşamayacak! Yanındaki kız kardeşine, sınıf kardeşlerine sırtını dayayarak üzerindeki şimşekleri dağıtacak...

1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bu süreçte işçi ve emekçi kadınlar 1 Mayıs’ı Türkiye’nin farklı illerinde irili ufaklı kutlamalar ile geçirdi.
İstanbul’da 1 Mayıs’ta Taksim’in halka yasaklanmasının iktidarın halka karşı tutumunu gösteren sembolik bir görüntüsü oldu Bozdoğan Su Kemeri’nin önünün polis barikatlarıyla kesilmesi.
Ne yapalım peki, kös kös oturalım mı? İktidarın tüm sosyal ve siyasal haklarımıza yönelik saldırılarını, patronlarla el ele vererek üzerimize saldığı “Şimşeği” kaderimiz olarak kabul mu edelim?
İktidarın saldırılarını ve üzerimizde çakan şimşeklerin işçi ve emekçi kadınlar açısından nasıl sonuçlar doğuracağını burada uzun uzadıya anlatmayacağız. İşçi kadınlar zaten kendi ağızlarından anlatıyorlar yaşadıklarını dergimizde. Aynı zamanda ne sermayeye ne de aileye köle olmayacaklarını da dile getiriyorlar daha da yüksek bir sesle. Esnek çalışmayı, düşük ücretleri, şiddeti kadınların normali haline getirmeye çalışan sermaye iktidarının tüm saldırılarına, çalışmayı onlar için işkence haline getiren patronlarına karşı “Sizi büyüteceğimiz kadar büyüttük, artık yeter!” diyorlar. İşçi ve emekçi kadınlardaki öfke her geçen gün büyüyor. Bu öfke fırtına koparacak bir alan arıyor, bekledikçe birikiyor, alan bulamadıkça kadınların içinde onları tüketen bir karadeliğe dönüşüyor.
Böyle olmak zorunda değil! Kadınlar çocuklarını kuru ekmekle beslerken birilerinin ıstakozunun adisyonunu ödemek zorunda değil. Kadınlar markete, pazara giderken bile iki kere düşünürken birilerinin yurt dışı seyahatlerini ödemek zorunda değil. Kadınlar emek güçleri sömürülürken, yaşama hakları ellerinden alınırken göğsünde koca bir karadelikle yaşamak zorunda değil. Böyle yaşamayacak! Yanındaki kız kardeşine, sınıf kardeşlerine sırtını dayayarak üzerindeki şimşekleri dağıtacak, içindeki karadeliği daha önce hiç görülmemiş bir şekilde parıldayan bir yıldıza dönüştürecek.
***
Bu bahsettiklerimiz yalnızca bir temenni, birbirimizi gaza getirmek için kullandığımız iyi niyetli sözler değil. Tarih bize en gerici, en vahşi; işçilere, kadınlara kan kusturan faşist iktidarların dahi işçi kadınların birbirine, sınıf kardeşlerine dayandığı sürece nasıl yıkılabileceğini gösteriyor. 8 Mayıs, işçi kadınların sömürüsüz bir dünya, eşit bir yaşam isteğiyle parıldayan yüreklerinin, çelikten örgütlülüğünün dünyada terör estiren Hitler faşizmini nasıl alaşağı ettiğini anlatıyor. Patronlara, monarşiye, gericiliğe karşı savaşarak bir işçi devleti kuran, tüm dünyanın işçi sınıfını faşizm illetinden kurtaran kız kardeşlerimiz bize diyor ki “Bu yıktığımız ilk iktidar değil, son da olmayacak!”


Fotoğraf: Freepick

İlgili haberler
Şebnem’e var da bize yok mu?

‘Bugünlerde sofraları ıstakoz süslüyor. Öyle heyecanlanmayın ama. Bizim sofraları değil, daha önce e...

1 Mayıs' ta haykırdığımız talepler için mücadeleye...

Peki, sendikalar gerçek birer işçi sendikası olsaydı, kadın işçilere onları bekleyen tehlikeleri anl...

Sermayenin devleti varsa bizim de örgütlü gücümüz...

Bugün düne göre daha yoksulsak, daha fazla sömürülüyorsak ve bunun karşısında sesimizi yükselttiğimi...