Okulda 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek her çocuğun hakkı!
Yaz boyunca kapı kapı gezip, pazar yerlerinde, parklarda, bahçelerde kampanyamızı duyuracağız. Umuyoruz ki yeni eğitim yılında hakkımız olanı söke söke aldığımız bir başlangıç yapalım.

Enflasyon, zamlar, faturalar, kira zamları belimizi büktü; felç kalmamıza ramak kaldı desek yeridir. İnsan böyle günlerde neyi nereden kısacağını şaşırıyor, neyin gereksiz neyin zaruri olduğuna dair sıralamaların hiçbir hükmü kalmıyor; çünkü öncelik olanlar da dahil bütün ihtiyaçlar öteleniyor, ötelenmek zorunda kalıyor…

Ama en çok da gözümüzden sakındığımız, kıt kanaat imkanlarla büyütmeye çalıştığımız çocuklarımızın yaşamından, yiyip içtiğinden kısmak dokunuyor. E bi kere en baştan dünyaya getirme sorumluluğunu göze almışız ya hani, bütün sorumluluk bizde ve devlet de “mecbur” kalmadıkça bakmaz ya bizim doğurduğumuz çocuklara...

Böyle mi sahiden? Bugün bu ekonomik koşullarda okul çağındaki milyonlarca çocuğun, bir neslin hayatı ve sağlığı ise söz konusu olan; mutlaka yapacak, talep edecek şeyler yok mudur? Büyüdüğü söylenen ülke ekonomisinden payımıza düşeni, MEB bütçesinden çocuklarımızın payına düşeni talep etmeyecek miyiz yani?

Tam da hakkımız olanı istemek için dernek olarak “Okulda 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek her çocuğun hakkı” diyerek bir imza kampanyası başlattık. Mahallelerde, okul önlerinde, kent meydanlarında stantlar açıyor, kampanyamızı duyurmaya çalışıyoruz.

SAĞLIKLI BESLENMEK DE DOYMAK DA HAYAL

Rakamlar ekonominin büyüdüğünü gösteredursun bir hışım standımıza gelip imzasını atan Esma diyor ki; “Büyüyor da bana mı büyüyor? Üç çocuğum için de ayrı ayrı imza atarım. Ben bu üç çocuğun her birine 10 lira vereyim de okul gezisine gidebilsinler diye nelerden kısıyorum. Öyleyse kimin ekonomisi büyüyor?”

“Okulda öğretmen ödev vermiş, bir hafta boyunca yediğiniz şeyleri yazın diye. Sınıftaki çocukların neredeyse tamamı üç gün üst üste akşam aynı yemeği yediğini yazmış. Pilav, kuru fasülye... Bir tane et yemeği yazan yok. Sadece okulda değil evde de tencere kaynamıyor. Kanı da düşük olur, bodur da kalır bu çocuklar” diyor Seval.

Lise çağında onlarca öğrenci gelip stantlarımıza imza veriyor. Çünkü okul idareleri öğle saatlerinde okul kapılarını açmadığı için öğrenciler mecbur kantinlerden alışveriş yapıyor. Fiyatlar ateş pahası, bir yarım tavuk döner olmuş 30 lira, tost desen 15-20 lira. Malum ergenlik zamanlarında beslenme çantasıyla, evden götürdükleriyle okula gitmeyi gururuna yediremeyen, harçlığını yetiremeyen bir sürü çocuk aç kalıyor okulda. Liseli öğrenciler sırf okul harçlığını çıkartabilmek için okul çıkışı ve hafta sonları çalışıyor. Tek dertleri aileye yük olmamak, karnını doyurabilmek.

HAKKIMIZI SÖKE SÖKE ALDIĞIMIZ BİR YIL OLSUN

“Her güne ceviz, badem, fındık taneyle olsun, çok olmasına gerek yok” diye yazılan beslenme listelerine uymak artık mümkün değil. Bir keki, poğaçayı evde yapmak da hazırını almak da artık dün olduğundan daha maliyetli. Birçok işçi kadın ve erkek işyerlerinde yemekhanede çıkan meyveleri, kahvaltılıkları, yoğurdu, ekmeği saklayıp eve getiriyor ki çocuğunun beslenmesine koyacak bir şeyler olsun.

Her 4 çocuktan birinin okula aç gittiği, kansızlığın, öğrenme güçlüğünün, obezite ve bodurluğun çocuklar arasında arttığı bu günlerde en acil ihtiyaç çocuklarımızın sağlıklı beslenme hakkının güvence altına alınmasıdır.

Standa uğrayıp imza veren, kampanyayı duyurduğumuz, konuştuğumuz herkes talebimizin ne kadar haklı ve ne kadar acil olduğunu ortaya koyan şeyler anlatıyor. Biz de bu haklılıkla yaz boyunca kapı kapı, pazar yerlerinde, parklarda, bahçelerde kampanyamızı duyuracağız.

Umuyoruz ki 2022-2023 eğitim öğretim yılında hakkımız olanı söke söke aldığımız bir başlangıç yapalım.

Siz de destek olmak isterseniz TIKLAYIN

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Mülteci düşmanlığının arka planı: Bu öfke neden? B...

Yerli ya da mülteci; insan yerine konulmamaya duyulan öfke bizim kader birliğimizin temeli. Bu kader...

Yetersiz beslenmenin çocuklarda yarattığı sağlık s...

Filiz Kerestecioğlu, yetersiz beslenmeyle çocuklarda yaşanan sağlık sorunlarının tespiti, çözümü içi...

Yeniden inşa edemeyeceğim duvar yok…

Okumak için çalışmak zorunda kalan kadın öğrenciler sadece yoğun temponun altında değil, aynı zamand...