Aliağa’nın bereket toplayan köyü Çıtak’ta nar zamanı
Aliağa’nın Çıtak Mahallesi’nde nar suyu yapma zamanı geldi. Narın toplanma sürecinden, kaynatılıp şişelenmesine kadar olan tüm aşamaları köylü kadınlarla hem de iş başındayken konuştuk.

Nar, tarihi bakımdan sembolik bir meyvedir. Anadolu’daki ilkçağ uygarlıklarında günün bereket tanrıçası her kimse, misal Kybele olabilir, onun elinde bulunur; bereketi, doğumu, çoğalmayı temsil eder. Anadolu’da çoğalma sembolü olarak, sevilen kıza gönderilir ki, evlenme teklifi anlamı taşır. Anadolu’nun en eski halklarından olan Luviler’in dilinde ateş anlamına gelen sözcüktür.

Faydaları ise saymakla bitmez. Narın çiçeğinden tanelerine, bu taneleri saran zardan kabuğuna kadar meyvesinin her bölümünün faydaları vardır. Potasyum ve demir minareli ile C vitamini açısından zengin bir meyve olan nar, B1, B2 vitaminleri ile kalsiyum ve fosfor minerallerini de taşır. En bilindik özelliklerinden biri de kansere karşı koruyucu özelliğinin olmasıdır.

KÖYDE ŞEKER HASTASI YOK
Aliağa’nın Çıtak Mahallesi’nde ise her bahçenin, her evin vazgeçilmez ve doğal meyvesidir. Çıtaklı kadınlar annelerinden öğrendikleri nar suyu ve nar ekşisi yapma geleneğini her sene Kasım ayının başından Aralık ayına kadar sürdürüyorlar. Bahçelerinden atalardan kalma nar ağaçlarının olgunlaşan meyvelerini hep beraber toplayıp, evlerinin önünde yine hep beraber ayıklayıp, kaynatarak nar suyu ve ekşisi haline getiriyorlar. “Yapana eziyet alana pahalı” diyor Fatma abla. Soy ismi Ballı olduğundan köyde ona ‘Ballı Nine’ ya da ‘Ballı Fatma’ derlermiş. Biz haber için geldiğimizi söyleyince gelinleri heyecanla “Çekmeyin ne olur üstümüz başımız dağınık.” diyorlar. Oysa verdikleri emek öyle değerli ki en güzel kıyafet onlardan güzel görünmez gözünüze… “Çek kızım, bizi çek!” diyen Fatma abla başlıyor anlatmaya: “Bir yaz suladığımız narları kasım ayında toplarız. Aynı portakal ağacı gibi dikenleri var nar ağacını toplarken ellerimize batar. Kadınlar imece usulü elimizde silkeler ve çuvallarda çiğner ve kaynatırız.”

Şişeledikten sonra nar suyu ve nar ekşisi olarak kullandıklarını söyleyen Fatma abla, köyde şeker hastalığına yakalanan kimse olmadığını, nar suyunun çok faydalı olduğunu vurguluyor. Ne zaman öğrendiğini sorduğumuzda ise “Ben bu işin içine doğdum, küçüklükten beri nar topladık, annelerimiz bize nar suyu yapmayı öğretti.” diye yanıt veriyor. Üç oğlu olan Fatma abla aynı işi gelinlerine de öğretmiş.

NAR GİBİ ÜRETKEN, NAR GİBİ BEREKETLİ ÖMRÜNÜZ OLSUN
Köyde tüm kadınlar evlerinin bahçelerinde şişeledikleri nar suyunu tanıdıkları vasıtasıyla satıyorlar da… Fatma abla gibi çocukluğundan beri nar toplayan ve suyunu yapan bir başka kadın ise işin çok zahmetli olduğunu, toplarken yerden seken narın nasıl gözünü morarttığını gösteriyor ve diyor ki “Çok emek veriyoruz, doğduğumuzdan beri bu işi yapıyoruz. Çocuklarımıza da bu işi öğreteceğiz, doğal olarak çıkmış toplamasak olmaz.”
Bir bardak taze ve oldukça ekşi nar suyundan tattıktan sonra ayrıldığımız köyden tüm kadınların ortak dileği “Nar gibi üretken, nar gibi bereketli ömrünüz olsun!”


İlgili haberler
GÜNÜN KIŞ HAZIRLIĞI: Kozalak Şurubu

Faydaları neredeyse hiç duyulmamış özel bir bitki çam kozalağı. Evlerde çoğu zaman dekor amaçlı kull...

GÜNÜN TARİFİ: Zeytin kurmanın püf noktaları

Takipçilerimiz yaşamlarının her anını olduğu gibi mutfaktaki püf noktalarını da birbiriyle paylaşıyo...

Lübnan’da barış için pedal çeviren kadınlar deneyi...

‘Barış’ için Lübnan’da pedal çeviren 8 kadın deneyimlerini aktarmak için Tasarım Atölyesi Kadıköy’de...