Çanakkale’den pazar görüntüleri: Üretici tezgâhı kapatmak üzere, meyve sebze taneyle alınıyor
Çanakkale’nin kent merkezinde kurulan Salı pazarı da Türkiye’deki her bir pazar yerinde duymaya alışık olduğumuz sözlerle dolup taşıyor.

Pazar arabalarının dolup taştığı, tezgahlardaki meyve ve sebzelerin kilolarla poşetlere konulduğu dönemler geride kaldı. Vatandaş cebindeki parayla en çok karnını nasıl doyurabileceğine bakarken esnaf ise maliyetini çıkartıp cebine para koyabilme derdinde. Meyve ve sebzelerin fiyatlarından ise ne esnaf ne de vatandaş memnun. Nasıl Pazar tezgahlarındaki ürünler akşam saatlerinde ucuzlamaya başlıyorsa, kentte Salı gün dolan tezgahlarda da aynı durum söz konusu. Meyve ve sebze hallerinden yeni alınmış taze ürünlerin satıldığı Cuma pazarından ziyade vatandaş Salı günü kurulan pazarı daha çok tercih ediyor. Vatandaş, tazeliğini bir nebze yitirdiği için daha ucuz fiyata almak için Salı pazarının yolunu tutuyor. Vatandaşlar, kamera ve mikrofonu gördüğünde çekim yapmamamızı istemese de yine de bir iki cümle ile dertlerini anlatıyorlar. Kameradan uzaklaşırken kurdukları o bir iki cümle de: “İki alacaksam bir alıyorum. Bir alacaksam hiç almıyorum. Seçime bakıyoruz. Ümidimiz seçimlerde” oluyor.


ÇEYREK KARPUZ, PARÇA KARNABAHAR
Pazar tezgahlarında dikkat çeken karelerden birkaçı ise dilimlenerek satılan karpuz ve parçalara ayrılmış karnabahar.
MEYVE SEBZE TANE TANE SATILIYOR

Pazarcı Sibel Kayhan, pandeminin başladığı günden bugüne pazarların durumunun gitgide kötüleştiğinden yakınarak, “Fiyatlar yüksek, insanların alım gücü düştü. Biz bile esnaf olarak her şeye el atamıyoruz. Biz fiyatlar düşsün isteriz ama temeline inmek gerekir. Bizi aşan bir durum. Ürünlerin yüzde 50’si bozuluyor, çürüme yapıyor. İlk geldiği gün gibi olmuyor. Kalitesi düşüyor. Tazeliği kalmıyor. Üzülüyoruz. Elimizden yapacak bir şey gelmiyor” diyor.

Sibel, “Biz esnaflar da normal vatandaş gibi zorlanıyoruz. Artık herkes alt kademeye düştü. Özellikle pazar yerine kalkıp da zengin gelmiyor. Sen ben gibi gariban insan geliyor. Onların da alım gücü olmadığı için biz de etkileniyoruz. Yarım kiloluk, 5 liralık alıyor. Elindeki 3 lira kadar ürün alabiliyor. Eskiden kiloyla alınırken şimdi taneyle alınıyor. Bir öğünlük alınıyor gün savuruluyor. Pazarlarda, market usulüne döndü pazarda. Toplum olarak 5 sene önceki durumlarımız yok. Pandemiden sonra çok şey değişti. Savaş ister istemez Türkiye’yi de etkiledi” dedi.

‘100 LİRA 10 LİRAYA DÜŞTÜ’

Ürünlerini birinci elden almaya çalıştıklarını dile getiren Sibel, “Meyve-sebze halden getirildiği zaman araya komisyonda girmiş oluyor. Mazot fiyatı inanılmaz arttı. 100 lira 10 liraya düştü. Bu şartlarda ucuz hiçbir şey kalmadı. Bir an önce eski şartlara dönmeliyiz” diye konuşuyor.

Tezgahlar arasında dolaşırken Kazdağılarının eteklerinden toplanan yemeklik ışılık gibi otlar, ev yapımı zeytinyağları, gezen tavukların yumurtalarını satan üretici kadınlar ürünlerini satmak için bekliyorlar.
Pazarda tezgahı bulunmayan Ezine Köyü’nden bir kadın satıcı her şeyin pahalandığından yakınarak, “Her şey pahalandı. Hiçbir şey alamıyoruz. Çok pahalandı. Hiç satılmıyor. Çok durgun. 100 lira yol parası tutuyor. Satılmayınca çöpe gidiyor. Malı olanlar koyunların keçilerine veriyor. Önceden gene satış oluyordu şimdi her şey pahalandı. Hiç satış olmuyor” diye gelecekten kaygısını dile getirdi.

‘BÖYLE GİDERSE VAZGEÇECEĞİZ’

Ezine’den ürünlerini getiren bir başka kadın ise, “Bu zamlardan sonra her şey değişti. Satış olduğunda maliyeti de karşılamıyor. Ürünleri kendimiz yetiştiriyoruz. Pazara gelebilmek için 400 liralık mazot alıyorum. 400 liralık bir şey de satamıyorum. Belki olur diye bir umutla geliyorum. Böyle giderse bırakacağız, vazgeçeceğiz” diyerek yaşadıkları zorlukların geldiği noktaya vurgu yaptı.

‘İSTEDİĞİMİZİ ALAMIYORUZ’

Salı pazarında alışveriş yapan bir kadın geçtiğimiz dönemlerde daha rahat alışveriş yaptığını kaydederek, “Hayat şartları zor. 70 lira harcadım. Eskiden 20 lirayla pazar arabası doluyordu. 5 portakal aldım, yarımşar kilo domates salatalık, 1 kırmızı lahana aldım. Kıvırcığı çok pahalı olduğu için almadım. İstediğimizi alamıyoruz. Emekli maaşı da belli. Geçinmeye çalışıyoruz” sözleriyle emeklinin sesi oluyor.  

‘ASGARİ ÜCRETLE MÜMKÜN DEĞİL’

Pazara alışverişe gelen Gülşah, “Çok pahalı. Hele bir de Ramazan. İbadet ettiğimiz günlerde, fiyatlar cebimizi yakıyor. Tane hesabı alıyoruz. 3 domates 12 liraya denk geliyor. Birkaç ay önce 100 liraya dolabı dolduruyorduk şimdi 300 lirayla zor. Marketlerde de fiyatlar çok pahalı. Sadece Pazar değil. Yağın kilosu kaç lira olmuş? Herkes yağ stoku yapıyor. Fiyatlar git gide artıyor. Temel ihtiyaçları alamıyorsun. Ya azar azar alıyorsun ya da tane hesabında alıyorsun” ifadelerine yer veriyor.

“Önümüzdeki süreçlerde fiyatlar iki katı artar böyle giderse. Herkes düşük gelirli” sözlerine yer veren Gülşah, asgari ücretle geçinmenin mümkün olmadığına dikkat çekiyor: “Temel ihtiyaç dışında ev kiraları, aklınıza gelebilecek her şey çok pahalı. 1+1 evlerin kirası 2 bin 500 bin lira. Asgari ücretle mümkün değil. Bunun alışverişi, doğalgazı, elektriği var. Doğalgaz faturası 600-700 lira geliyor. İnsanların bu devirde geçim sağlaması mümkün değil.  Çoluk çocukla gelen var. Benim çocuğum yok ama çoğum olsa çilek gösterse alamayacağım. Onun üzüntüsü anne babaya çok zor” diyor.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Esenyurt'tan pazar manzaraları: Poşetlerin yarısı...

Esenyurt İstiklal Mahallesi semt pazarında kadınlara pazar fiyatlarını sorduk. Aldıklarını gösteren...