Gazetecilere gözaltı: Baskıları bertaraf etmek için güçlü bir dayanışma gerekiyor
Ekmek ve Gül’e konuşan Jinnews Editörü Nişmiye Güler, yapılan bu gözaltıların hem kadın basınına hem de özgür basına dönük iktidarın tahammülsüzlüğü olduğunu ifade etti.

Diyarbakır’da 8 Haziran’da evlerine ve çalıştıkları kurumlara yapılan baskınla Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdür Mehmet Ali Ertaş, Jinnews Haber Müdürü Safiye Alagaş, Jinnews editörü Gülşen Koçuk, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç ve Ömer Çelik’in de aralarında olduğu 20’si gazeteci 21 kişi gözaltına alınmıştı, Jinnews’un Diyarbakır ofisine baskın yapılıp teknik malzemelerine el konmuştu. Günlerdir gözaltında tutulan gazetecilerin dosyasına kısıtlılık kararı getirildi, avukatlarına suçlama hakkında bir bilgi verilmedi, gazetecilerin gözaltı süreleri sürekli uzatılıyor.

Ekmek ve Gül’e konuşan Jinnews Editörü Nişmiye Güler, yapılan bu gözaltıların hem kadın basınına hem de özgür basına dönük iktidarın tahammülsüzlüğü olduğunu ifade etti, “Ne olursa olsun bizler kadınların sesi olmaya, hakikatin sesi olmaya devam edeceğiz. İktidarın bu hedef göstermeleri bizi hiçbir zaman geri adım attırmayacak” dedi.

Güler, bugün haber müdürü ve editörlerinin gözaltına alındığı ajanslarının kuruldukları günden bugüne iktidarın hedefi olduğunu, yayın politikaları gereği yaptığı haberlerin iktidarı rahatsız ettiğini söyledi.
Gözaltına alınan gazetecilerin hak ihlaliyle yüz yüze olduklarını “Avukatlarıyla görüştürülmediler, kısıtlılık kararı getirildi, avukatlar şu anda dahi dosyanın içeriğine dair hiçbir şey bilmiyor. Dosyanın içeriğini biz havuz medyadan öğrenme durumu gerçekleşti. Savcı herhangi bir bilgilendirmede bulunmadan… Bu tam bir hedef gösterme” diye ifade etti. Güler, malzemelerine el konmasının nedenini ise gazetecilerin iş yapmasının önüne geçme, onları sahadan uzaklaştırma olduğunu söyledi ve ekledi: “Arkadaşlarımız var olan imkanlarıyla çalışmaya çalışıyor”.

2016’da kadın haber ajansı JİNHA’nın KHK ile kapatılmasını hatırlatan Güler, “JİNHA kapatıldı, Kürt kadın gazeteciler sahada olamayacak denildi. Ama bizler o inadı sürdürdük. Şu anda yine bu yapılmaya çalışılıyor ama biz buna boyun eğmeyeceğimizi tekrar tekrar dile getiriyoruz. Ne olursa olsun bizler kadınların sesi olmaya, hakikatin sesi olmaya devam edeceğiz. İktidarın bu hedef göstermeleri bize hiçbir zaman geri adım attırmayacak” diye konuştu.

Kadın gazetecilerin sahada maruz kaldığı baskının yanında bir de iktidarın baskısına maruz kaldıklarını vurgulayan Güler, “Her alanda kadın gazetecileri sahadan uzaklaştırmak için her şey yapılıyor. Bizler Evet bu baskıları görebiliriz ama bizler kadın gazetecilere öncülük etmek, yeni bir medya dili yaratmak misyonunu kendimizde görüyoruz ve durduğumuz yeri daha büyütmek, dayanışmayla yeni fikirlerle büyütme çabası içindeyiz” dedi.

Kürt gazetecilerin verdiği mücadelenin sadece kendilerine dönük verdiği bir mücadele olmadığını, tüm basın camiası için ortaya koyulduğunu belirten Güler, baskılara karşı geri adım atıldığında baskıların yayılarak devam ettiğini söyledi.

Basın birliğinin sağlanamamasını eleştiren Güler, yapılan bu saldırıların tüm muhalif basına yapıldığını “Gördük ki iktidar karşısında durup iktidarın istediği haberciliği yapmayan bugün iktidarın hedefinde olacak. Bugün olmasa yarın olacak” dedi. Basına, halkın gerçeğe ulaşma hakkına dönük bu saldırıların dayanışma ağını olabildiğince güçlendirerek bertaraf edileceğini ifade eden Güler, “Bugün hedef gösterilen, gazetecilerin işini yapmasına engel olan ve gazeteciyi sahadan uzaklaştırmak isteyen her anlayışın karşısında duracağız biz. Yayın politikamızdan da asla bir taviz vermeyeceğiz” diye konuştu.

Güler, “Bugün sahada olmaları gerekirken, TV programlarını yapmaları gerekirken hücrelerde tutuluyorlar. Bizim onlara güçlü bir ses olmamız gerekiyor. Bu arkadaşlar yaptıkları programlardan dolayı hedef gösterildi, bugün suçlama konusu oldu yani. Maalesef bu ülkede artık bir suç olarak görülüyor. O programda iktidarın istediği şeyi söylemezsen bugün hedefsin. Arkadaşlarımızın aramızda olması için gerçekten güçlü bir dayanışma gerekiyor. Basın örgütlerine, gazeteci örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarına, insan hakları savunucularına, herkese bu noktada çağrımız güçlü bir ses çıkaralım ve arkadaşlarımızı o tekli hücrelerden çıkaralım. Tekrar aramıza gelmelerini sağlayalım” diye konuştu.