Hastanede çalışan temizlik işçisi: Biz görünmez gibi bir şeyiz, değersiziz…
Pandemi sürecinde hastanede çalışan temizlik personeli bir kadın, asgari ücretle, riskle burun buruna çalıştığını anlatıyor…

Bir üniversite hastanesinde temizlik personeli olarak çalışıyorum. Normalde ameliyathanede sabah 8, akşam 6 vardiyasında görevli tek bayan elemanım. Çünkü temizlik kadrosunda yeterli sayıda erkek eleman yok. Ameliyathanenin hastanenin en yoğun ve pis yeri olduğunu düşünüyorum; Öğlen yemeği yiyemiyorum; zaten yemek saatlerinde dışarıya çıkamıyoruz. Çünkü eleman eksikliği olduğu için tekrar forma çıkar, giyin, dönüşte tekrar forma değiş; zor oluyor. Hastane yemekleri de çok iyi olmadığı için evimizden yemek getiriyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi bir de hemşirelerden mobbing görüyoruz. Genelde sorumlu hemşireler salonları bizlerle gezerek kontrol ediyor ve yaptığımız işi beğenmiyorlar, yerlerde kan arıyorlar ayakları ile bize “buraları silin” diyorlar. Bir de ameliyathanede ne sorun olursa olsun, sebebinin temizlik personellerinden olduğunu düşünüyorlar. Ve hangi birimde eleman eksik ise bizden çekiliyor. Örnegin; şimdi pandemiye geldik. Çalışma saatlerimiz çok uzun burada. Enfeksiyon riski çok yüksek ne kadar korumamız olsa da temizlik elemanları olarak 12 saat çalışıyoruz. Bir gün gelip, bir gün gelmiyoruz ama çalışma saati içerisinde bir odaya en az 5 kere giriyoruz; genel temizlik için, çöp almak için, silmek için; ekstra girdiğimiz şeyleri söylemiyorum bile… Hasta ile bire bir temas ediyoruz ve bundan herhangi bir fark da almıyoruz asgari ücretten değerlendiriliyoruz. Hemşire, doktor da hasta odalarına kısıtlı sayıda giriyor ve onlara ek ödeme verilecek deniyor; ama hastane yönetimi ve sağlık bakanlığı bizim pandemide çalışmamızla ilgili bir çalışma yapmıyor. Biz burada çalışmıyormuşuz gibi davranıyorlar görünmez gibi bir şeyiz. Var olduğumuzu sadece kendimiz biliyoruz; bizi genel olarak değersiz olarak gördüklerini düşünüyorum. Her konuda ayrıma uğruyoruz, bizde koruyucu bir kalkan var sanıyorlar herhalde; çünkü bütün riskli alanda biz çalışıyoruz.

Türkiye ekonomisinin çok kötü olduğunu düşünüyorum. Hastane olarak da sağlığa değil, paraya önem veriyorlar. Daha virüs bitmeden poliklinikleri açmaya çalışıyorlar, sanki öyle ufak bir sorunmuş, ufak bir gripmiş gibi davranıyorlar. Eğer böyle giderse bütün hastane çalışanlarına hastalık bulaşacak ve sayı ikiye-üçe katlanacak. Burada hastalardan kan alıyorlar, test için örnek alıp eve yolluyorlar. Bana göre çok yanlış. Tamam, hastaneleri doldurmayın, eve yollayın ama o pozitif biri eve giderken otobüse biniyor, gene çevresine bulaştırıyor… Hastanelerde kovid-19 hastalarını evlerine bırakacak özel servis yapılmalı, en azından risk azaltılmış olur; ya olayın farkında değiliz ya da farkında olmak istemiyoruz...

Bir de boşanma sürecim var; 25 yaşındayım; eşim ile sorunlarım var, ayrılmak istiyorum ama bir güvencem yok; aileme dönemem, kendi ayaklarımın üstünde durmak istiyorum, kendime yeni bir düzen kurmak istiyorum ama borçlarım olduğu için istemediğim bir ortamda borçlarımı hafifletene kadar kalmak zorundayım. Kredi kartları var, ev kira, elektrik, su faturaları derken aldığım asgari ücret bunlarının yarısına yetmiyor bile. Mecbur olduğum için istemesem de eşimle kalmak zorundayım. Aldığım ücretle kiraya çıkamam çıksam da elektrik, su, kredi kartları derken yiyecek ekmek bulamam. Bu koşullarda çalıştığım halde ekonomik özgürlüğüm var diyemiyorum; oluncaya kadar; yani ucu açık ne zaman olur bilinmez istemediğim bir yerde durmak zorundayım…

İlgili haberler
Asgari ücretle çalışan sağlık emekçisi bir kadın:...

Van'da 4D kadrosunda çalışan sağlık emekçisi bir kadın, asgari ücretle korona sürecinde hastanenin r...

Hastane biz taşeron işçilere maske ve dezenfektan...

Biz hastanede çalışan taşeron işçiler savunmasız ve tedbirsiz çalışıyoruz. Kronik hasta olmama rağme...

Sınırların ötesinde sağlık emekçileri neler yaşıyo...

Duyduklarımızın, izlediklerimizin çok daha kötüsü. İlk günden beri en önde olan sağlık emekçileri vi...