
10. Yargı Paketi büyük bir hızla Mecliste görüşüldü, kabul edildi ve Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Çok hızlı oldu süreç, yasalaşması doğru düzgün haber olmadı desek yeridir.
Oysa bu paket, içinde olduğu belirtilen kimi düzenlemeler nedeniyle çokça tartışılmıştı ve gündemde epey yer tutmuştu. Kadınlar ve LGBTİ’ler için genel ahlak gibi bir cendere öneren, cinsiyet uyum sürecini olanaksızlaştıran, evliliğin sadece kadın ve erkek arasında olacağını ve aksi davranışlara ciddi hapis cezaları düzenleyen maddeler pakette yer almadı.
Aynı durum Covid affının devamı olarak tarif edilen kısmi af konusunda da yaşandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un bizzat kendisi tarafından defalarca anlatılan, iktidar medyasının dolu cezaevlerini boşaltma projesi olarak açıkladığı düzenleme de pakette yer almadı.
Adına af denilmese de kadına ve çocuklara karşı suç işlemiş olanların da yararlanacağı af, kadın örgütlerince tepkiyle karşılanmıştı. Cezaevleri siyasi sebeplerle mahkum olanlarla doldurulurken, kadınlara ve çocuklara karşı suç işleyenlerin cezaevlerinden çıkarılmak istenmesi tepkilere neden olmuştu.
Ancak şimdi muhalefet, toplumda bu açıdan beklenti oluştuğu söyleyerek düzenlemenin yer almamasını eleştiriyor. DEM Parti cephesinde ise siyasi tutsakların da kapsama dahil edilmesine ilişkin çabaların sonuç vermemesinden kaynaklı itirazlar geliyor.
HERKESİN YOLU BİR GÜN CEZAEVİNE DÜŞEBİLİR
Adaletten söz eden, ceza infaz sisteminin adaletli ve caydırıcı olmasına ilişkin düzenlemeler yapıldığını iddia eden iktidar, daha çok cezaevinde yatacak düzenlemeler getirmiş oldu sessiz sedasız. Özellikle iki yılın altında olan, eskiden “yatarı olmayan” diye tanımlanan suçlarda bir süre -en az 5 gün- cezaevinde kalmaya ilişkin infaz düzenlenmesi, politik suçlara ilişkin değerlendirilebilir kolaylıkla. Herkesin yolunun bir gün cezaevine düşebileceği ifade ediliyor gibi.
Türkiye'de cezaevlerinde tutulan kişi sayısı Nisan 2025 itibarıyla Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 7 Nisan itibarıyla cezaevlerinde toplam 403 bin 60 kişi bulunuyor. Türkiye, Avrupa Konseyi’ne üye ülkeler arasında 31 Ocak 2023 itibarıyla yaklaşık 350 bin kişi ile mahkum ve tutuklu sayısının en yüksek olduğu ülke.
Türkiye’de 396 cezaevi mevcut, kapasite ise 299 bin düzeyinde. Kapasiteyi çok aşan bir tutukluluk durumu olduğu ve ülkede tutuklu sayısının giderek arttığı somut bir gerçek. Avrupa Konseyi rakamlarına göre Türkiye’de mahpus oranı 2013-2023 döneminde yüzde 126,8 artış gösterdi.
Tutuklu yargılama ülkede bir süredir temel bir uygulamaya dönüşmüşken bu durum özellikle politik tutukluluklarda yaşanıyor. Yoksa kadına, çocuklara ilişkin şiddet söz konusu olduğunda tutuklama konusunda bir artışın söz konusu olduğunu çok da söyleyemeyiz.
10. Yargı Paketi’ndeki düzenlemeleri şu şekilde sayabiliriz; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hariç hasta mahkumlara tahliye ve konutta infaz yolu açılırken kadınlar, çocuklar ve 65 yaş üstündekiler için konutta infaz süresi 1 yıldan 3 yıla çıkarıldı. Hasta ve engelli hükümlüler ise Adli Tıp Kurumu raporuyla evde ceza çekebilecek. Konutta infazın yanında, hafta sonu infaz, gece infaz düzenlemeleri de getirildi. Ayrıca, altı aylık çocuğu olan ve beş yıldan daha az hapis cezası olan kadınlar için ev hapsi yolu açıldı. Kadın, çocuk ve 65 yaş üstü kişiler de cezalarının üç yılını evde geçirebilecek. Bu süre daha önce bir yıl idi. 70 yaş için bu süre dört yıla, 75 yaş üstü için beş yıla, 80 yaş üstü için ise altı yıla çıkarıldı. Bu kişiler, cezalarını evlerinde tamamlayabilecek.
Yeni yasayla birlikte suça teşebbüs durumlarında cezada yapılacak indirim azaltılırken, vücut dokunulmazlığına yönelik işlenen kasten yaralama ve tehdit gibi suçların hapis cezası süreleri arttırılıyor. Alkol veya uyuşturucu etkisi altında araç kullananlara verilen ceza ise altı aydan iki yıla kadar hapis olarak belirlendi.
Yeni düzenleme ile birlikte daha önce işlediği bir suçtan dolayı aldığı ceza kesinleştikten sonra tekrar suç işleyen kişilere uygulanan "ikinci kez tekerrür hükümlerinde" de değişikliğe gidiliyor.
İkinci kez tekerrür hükümlerine göre örneğin beş yıl ceza almış bir kişi eğer ikinci kez hüküm giyerse beş yılın tamamını hiçbir şekilde koşullu salıverme ya da denetimli serbestlikten faydalanmadan kapalı cezaevinde geçiriyordu. Buna ilişkin yapılan düzenleme ile birlikte bu hükümlüler cezalarının dörtte üçünü cezaevinde geçirmeleri halinde denetimli serbestlikten faydalanabilecek. Yakın zamanda bu düzenleme nedeniyle 10 bin ile 20 bin arası kişinin cezaevinden çıkması bekleniyor.
ÇOCUK MAHKUMLARA YETİŞKİN GİBİ DAVRANILACAK
Pakette yer alan aşağıdaki düzenlemeler Meclis görüşmeleri sırasında çıkarıldı ve 10. Yargı Paketi söz konusu düzenlemeler olmaksızın yasalaşmış oldu;
• Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun, kişilerin toplu olarak bulundukları yerlerde işlenmesi halinde verilecek cezanın yarısından bir katına kadar artırılmasını öngören teklifin 12. maddesi,
• Trafikte yol kesme suçu kapsamında ceza artırımını öngören 13 ve 15. maddeleri,
• Çocuk hükümlülerin cezalarının infazına çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında başlanması akabinde çocuk eğitimevlerine gönderilmesini düzenleyen 16. maddesi ve 17. maddesi,
• İnternet ortamında yapılan paylaşımlara ilişkin düzenlemeler ve mahkeme kararı olmaksızın Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi yetkisini öngören 23, 24 ve 25. Maddeleri.
Çocukların cezalarını çekmelerine ilişkin 16. ve 17. maddeden vazgeçilirken 18. madde yasalaştı. Çocukların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlikten yararlanabilmesini infaz kurumunda belirli sürede kalması koşuluna bağlayan düzenleme, çocuklara cezanın infazında yetişkin gibi davranılması anlamına gelmekte olup, çocukların korunmalarına ilişkin tüm ulusal ve uluslararası mevzuata aykırıdır. Baroların özellikle bu noktalarda önemli itirazları bulunmakta olup, çocukların cezalandırılmalarına ilişkin bir dönemdir yürütülen tartışmanın infaz sistemine yansıması gibi görebileceğimiz bu durum çocuklar açısından endişe verici sonuçlar doğurabilecektir.
Dile kolay 10 tane paket yaptılar, “Adalet sağlıyoruz, insan haklarını dikkate alıyoruz” diye diye cezaevleri dolup taştı. Her gün yeni bir operasyonla yeni yeni tutuklamalar yaşanıyor. Af ya da kısmi af bu pakette şimdilik yer almadı ama eylül ekim gibi gündeme geleceği söylenirken, politik tutuklularla birlikte bir kapsam oluşacak mı hep birlikte göreceğiz.
Fotoğraf: Katrin Bolovtsova/ Pexels
İlgili haberler
Aile yılında adaletin iflası: 10. Yargı Paketi ne...
10. Yargı Paketi, şiddet faillerine kapı aralarken kadınların güvenliğini, yaşam hakkını ve eşit yur...
10.Yargı Paketi taslağı kadınlar ve LGBTİ'ler açıs...
İktidarın "aile yılı" politikalarının da bir devamı niteliğinde olan bu taslağın ne anlama geldiğini...
Kadınların soyadı düzenlemesi 9. Yargı Paketinden...
Kadınların evlendikten sonra yalnızca kendi soyadlarını kullanmalarına engel oluşturacak düzenleme,...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.