Kadınlar bazen umutsuz bazen tedirgin, ancak tek adamı durdurmakta kararlı
Mamak Doğukent’te kadınların seçimlere, seçimler sonrası olacaklara dair tedirginlikleri var. Ama bu seçimde tek adam yönetiminin durdurulması için ellerinden geleni yapma konusunda inatları da var.

14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kaldı. İstisnasız her evde, iş yerinde, markette kasa sıralarında, okul çıkışlarında, kapı önü konuşmalarında kısacası aklımıza gelecek her yerde söz dönüp dolaşıp seçimlere geliyor. Hafta içi bir akşam, iş dönüşü toplandığımız bir evde de gündem elbette seçim. Yorgun argın işten dönmüş, bir yandan bayram hazırlığı telaşına düşmüş olan on kadınla çaylarımızı içerken başladık sohbete.

Önce “Artık yeter”, “Depremde gördük devletin nerede olduğunu”, “Şu adam bir gitsin de” gibi genel söylemlerle açılan sohbet derinleşerek devam etti. Tek adam yönetiminin HÜDA-PAR ile olan ittifakı en çok konuşulan konulardan biri oldu. Kadınların hayatları ve hakları üzerine böylesi gerici bir kutup ile yapılan pazarlıklar kadınları çok öfkelendirmiş diyebiliriz.

KADINLAR 6284’ÜN TARTIŞMAYA AÇILMASINDAN RAHATSIZ

“Her gün kadınlar ölüyor bu ülkede, iş yerinde, yolda, her yerde korkarak yürür hale geldik, İstanbul Sözleşmesi’ni bir şekilde ortadan kaldırdılar, her gün daha da kötü bir noktaya getiriyorlar” cümlesi ile tepkiler dile getiriliyor. Özellikle 6284 sayılı Yasa’nın ittifak masalarında tartışılması kadınları oldukça rahatsız etmiş. Ancak Millet İttifakının söylemleri de yeterli bulunmuyor, yıllardır CHP’li olduğunu söyleyen kadınlar bugün ittifakta yer alan eski AKP’lilere güven duymadıklarını anlatıyor.

‘DÜZEN BÖYLE GİTTİKÇE BİZİM İÇİN DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK’

Cumhurbaşkanlığı seçimi içinse Kılıçdaroğlu hepsinin ortak kararı, oylarını başka bir adaya vermenin sadece Erdoğan’ın elini kolaylaştırmak olduğunu düşündüklerini karşılıklı anlatıyorlar. Ama belki de en kritik cümleyi deprem sonrası Malatya’dan mahallemize taşınan kadın kuruyor: “Kılıçdaroğlu da kötünün iyisi işte, diyelim ki o kazandı, onlar geldi iktidara ne olacak ki bu sefer de CHP’li müteahhitin cebi para dolacak, bu düzen böyle sürdüğü sürece başa A gelsin B gelsin bize hiçbir faydası olmaz”. Ortada kişiler sorunu değil bir düzen, bir sistem sorunu olduğunu dile getiren bu cümle sonrasında CHP’nin ve Millet İttifakının İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden uygulanması ya da 6284 sayılı Yasa’nın korunmasına dair sadece muğlak cümleler kurmuş olmasından kaynaklanan rahatsızlıklar da konuşuluyor.

‘KÖTÜNÜN İYİSİ DEĞİL BAŞKA BİR YOL’
“Ben yıllardır CHP’liyim diyorum ama bu seçim içim hiç rahat değil, öyle gözüm kapalı basarım mührü diyemiyorum, artık kötünün iyisini seçmeye mecbur bırakılmamız da sıktı”. Bu cümleyle Emek ve Özgürlük İttifakının Yeşil Sol Parti listesinden Ankara 1. Bölgede seçime giren Emek Partisi adayı Selma Gürkan’ın adaylığı, Emek Partisinin kadın bildirgesinde yazılanlar konuşulmaya başlanıyor.
Özellikle bildirgede yer alan eşit işe eşit ücret ve ayrımcılıklar karşısında yasal yaptırımlar maddelerinden bahsettiğimizde her kadından bir ah işitiliyor. Kadınların iş yerlerinde yaşadıkları ayrımcılık, mobbing, hukuksuzluk gibi birçok sıkıntısı var. Bu kadar net şekilde bu sorunların dile getirilmesinden, Mecliste bu sesin olmasının önemli olmasından elbette memnun olacaklarını söylüyorlar.
SEÇİM GÜVENLİĞİNİ ÖRGÜTLÜ BİR DURUŞLA SAĞLARIZ

Sohbet seçim güvenliği ve seçim sonrası yaşanabileceklere de geliyor elbette. “Biz oy verdiğimiz sandıkta müşahit olalım oyumuzu koruyalım tamam da ya sonrası, yapacak olan her türlü hileyi yapar, tüm olanaklarını kullanacaklar” diyor bir iki kadın. Sadece birkaçımızın seçim akşamı müşahit olmasının yeterli olmayacağından bahsediyoruz. Hepimizin kendi mahallemizde komşularımızla, iş arkadaşlarımızla, ailelerimizle koordineli olarak hareket etmemiz gerektiğini bunun hem örgütlü bir duruş olacağını hem de aynı deprem sonrasında olduğu gibi kendi dayanışmamızın gücü ile yaşanacak pek çok olumsuzluğa karşı daha güçlü duracağımızı konuşuyoruz.

HAKLI OLAN SESİNİ DAHA GÜR ÇIKARMAK ZORUNDA

“Belki bir rahatlama olacak seçimden beklediğimiz sonuç çıkarsa ama ekonomik durumumuz ortada, kim gelirse gelsin bu yükün altında yine biz ezileceğiz” diyor bir başka kadın. “Evet öyle olacak belki ama umutsuz değiliz, diğer seçimler gibi değil bu seçim biz haklıyız, biz çoğunluğuz sesimizi daha gür çıkarmak zorundayız.” diye cevap veriyor arkadaşı.

Saatler süren sohbetin sadece hatırımızda kalan satır başları bu yazılanlar. Mamak Doğukent’te kadınların seçimlere, seçimler sonrası olacaklara dair tedirginlikleri, bazı noktalarda umutsuzlukları var. Ama bu seçimde tek adam yönetiminin durdurulması için ellerinden geleni yapma konusunda inatları da var.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Mersin Milletvekili adayı Derman Tarancı: İşçileri...

Derman Tarancı. Emek Partisinin Yeşil Sol Parti listelerinden Mersin Milletvekili adayı. Eşi Namık T...

Maraşlı depremzede: Bayramlaşmaya mezara gidiyoruz

Depremzede Nurten, ‘Her şey Allah’tan diyoruz tamam da bu evlere izin verenler, rant için benim oğlu...

İşçi kadınlara 1 Mayıs çağrısı: Bir araya gelelim,...

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan, 1 Mayıs öncesi Tuzla ve Pendik bölgesindeki iş...