Kadınlar rantçı değil halkçı belediyecilik istiyor
İşçi nüfusunun yoğun olduğu Tekirdağ’da kadınlar da pek çok problemle başa çıkmanın yolunu arıyor. Bir dokunup bin ‘ah’ işittiğimiz kadınlar hem sorunları hem de taleplerini anlattı.

400 bin işçinin emeğinin sermayedarların servetine servet kattığı bir işçi havzası Tekirdağ. Tekirdağ’da da seçim çalışmaları hızla devam ediyor. Emek Partisinin seçime girememesiyle Büyükşehirden Bağımsız Başkan Adayı çıkardığı Tekirdağ’da, Başkan Adayı Tuncay Sağıroğlu’nun çalışmaları sırasında pek çok kadınla bir araya geldik. Ve her bir kadına dokunduğumuzda bin “ah” duyduk.

Kadınların yokluğu, yoksulluğu omuzlarında iki kat daha fazla hissettiklerini gördük. Yoksulluğu iliklerine kadar hisseden kadınlar kriz ile birlikte ellerindeki bir lokma ekmeğin de üçte ikisine el konulduğunu anlattılar. “Biz zaten çok yoksulken yoksulun yoksulu olduk. Eskiden marketler pahalı olduğu için pazara gider pazar çantamızı da zar zor da olsa doldurur bir hafta idare ederdik şimdi yarımşar kilo dahi olsa sebze meyve alamadığımız için pazarın yolunu unuttuk. İhtiyacımız olanı en asgari düzeyde günlük marketten alıyoruz. Birçok şeyin tadını unuttuk. Özellikle meyveyi tane işi alıp kocamdan bile saklayarak sadece çocuklarıma yediriyorum” dedi kadınlardan biri.
Görüştüğümüz kadınlar artık yeni giysiler alamadıklarını, başkalarının verdiği giysileri giydiklerini söyledi, bazı kadınlar da eskilerini atma paylaş yöntemi ile birbirlerinden karşıladıklarını.

ÇOCUK BAKMAK İÇİN İŞİ BIRAKIYOR, 50 YAŞINDA ÇALIŞMAYA BAŞLIYOR

Kadınların bir diğer sorunu ise kreşler. Kreşlerin çok pahalı olmasından dolayı çocuklarına bakmak için işten çıkıp eve kapandıklarını söylediler, yıllarca verdikleri emeğin bu anlamda boşa gittiğini eklediler.

45- 50 yaşına kadar hiç çalışmayan, krizin ağır yükünü hafifletmek adına aile bütçesine katkı amaçlı çalışmaya başlayan kadınlar da hiç azınlıkta değil. İlk defa bu yaşlarda çalışmaya başladıkları için sudan çıkmış balığa döndüklerini söyledi kadınlar. Sigortasız, sağlıksız ortamlarda; güvencesiz yarı zamanlı işler bularak çalışıyorlar. Türkiye’de gerçekten krizin boyutlarını bir kez daha su yüzüne çıkartıyor. Bütün hayatının ev, okul arasına sıkıştığını anlatan kadınlar; temizlik, ütü, yemek, yapmaktan fırsat bulup da soluk alacağı, dinlenebileceği mekanların var olanlarının da çok pahalı olduğundan yakınıyor.

“Kahvelerde bile bir lira olan çay, belediyenin kafelerinde bir buçuk lira. Belediyenin sinema, tiyatro, konser gibi kültürel etkinlikleri ise bizim çok uzağımızda. Belediyeler ara sıra ücretsiz etkinlikler düzenlese de hem yetersiz hem de etkinlik duyuruları halka ulaşılmıyor. Kültür, sanat, spor, eğitim olanaklarından faydalanacağımız kadın- çocuk-gençlik merkezleri yok. Var olanlar da yoksul kesimlere çok uzak olduğu için ulaşamıyoruz” diye anlattı sorunları başka bir kadın.

KADINLAR NE İSTİYOR?

Semt sokakları güvensiz. Kadınlar çocuklarını sokağa çıkarma korkusu yaşıyor; yeterli oyun, eğlence, spor alanları yok. Kadınlar çocuklarını güvenle bırakacakları kreşler, çocuk oyun evleri istiyor ve tabii bunların her birinin ücretsiz olması gerektiğini de ekliyor. Başlarına bir şey geldiğinde danışacakları, yardım alacakları kadın merkezinin olmadığını var olana da ulaşamadıklarını dile getiriyor.

Tekirdağ’ın yeşil bir kent olmasına rağmen, ranta dayalı yapılaşma yüzünden nefes alınacak alan bırakmadı belediyeler. Birçok kadından “Çorlu’da neredeyse gökyüzünü göremiyoruz” sözünü duyuyoruz. Belediyenin aldığı vergilerin halka döndürülmediğinin farkında kadınlar. Patronlar kârlarına kâr katmak için fabrikalara arıtma sistemleri yaptırmıyorlar, sistem var ise çalıştırmıyorlar. Bunun bedelini de Ergene havzasında yaşayan bizler zehirlenerek hastalanarak ödüyoruz. Birçok defa bu bölgede eylem yapılsa da belediyeden bir adım görülmedi. Sağlık Mahallesi’nde yaşayan kadınlar “En sağlıksız bizleriz, bizim etrafımızdaki bir sürü kadın düşük yaptı. Çocuk ölümleri Türkiye ortalamasının 3 katı, kanser vakaları ile başa çıkamıyoruz” dedi. Ergene Nehri'nin artık simsiyah aktığını, bunu gören Belediyenin ise yıllardır hiçbir şey yapmadığını görüyoruz. İşte bu nedenlerden dolayı Tekirdağ’a rantçı değil halkçı bir belediyecilik anlayışıyla işimize ekmeğimize özgürlüğümüze, doğamıza, semtimize sahip çıkmalıyız. Kadınların gençlerin söz aldığı yönetimin içinde olduğu bir belediyecilik istiyoruz.

İlgili haberler
DOSYA| Yerel seçimlere doğru kadınlar

Kadınlar nasıl bir yerel yönetim istiyorlar, talepleri ne, kadın adaylar neler vadediyor? Yerel seçi...

Kuştepe’de halk yoksul, çocuklar geleceksizliğe ma...

Kuştepe’ de çocuklar geleceksizlikle karşı karşıya, gıda yetersizliği ve barınma koşulları sebebiyle...

Şu köyün, bu memleketin değil; kadınların adayıyım

Adana Sucuzade Mahallesi Muhtar Adayı Bahriye Kelleci: Bu dönem seçilmesem bile bu taleplerin yerine...