Pandemiyle işsiz kalan kuaförler: Ya gündelikçi ya fabrikalarda işçi
Pandemi sürecinde sorunları büyüyen kuaför kadınlar anlatıyor: ‘Bir insanın umutsuzca dükkanı açması içler acısı. Ben bu sorunlarla baş edemezken, o helallik istiyor. Helal etmiyorum.’

Biraz bakım yap(tır)mak, biraz kafa dağıtmak, biraz rahatlamak, daha iyi ve daha güzel hissetmek için kuaföre ya da güzellik salonlarına gittiğimizde kadınlara dair farklı gözlem ve değerlendirmeler yapma şansımız olur.

Müşteri olarak gelen kadınların yaşamları ayrıdır, çalışanlarınki ayrı. Kıl tüy muhabbetinden tutun da kaynana çekiştirmecesine, dedikodunun alasına, ülke gündemine varana kadar çeşit çeşit sohbetler…

Kadın kuaförlerinde çalışanların çoğu yoksul ailelerden gelmiş ve yarısından çoğu kadındır; kısa yoldan meslek sahibi olmak için yaz tatillerinde temizlik yaparak başlamışlardır genellikle… Usta, kalfa ya da çırak da olsa kadın ağırlıklı bir meslek olarak kadın kuaförlüğü genel kadın sorunlarıyla iç içedir.

Yaşları 25-35 arası yoğunlaşan çalışanların yarısı ilkokul-ortaokul eğitim düzeyinde ise diğer yarısı da lise mezunudur. Üniversite mezunları henüz azınlıktadır. 35 yaş üstü kuaförlere baktığımızda ise eğitim düzeyi düşer. 10 saate varan ve uzun süreli ayakta durmayı gerektiren günlük çalışma saatleri, bedensel yorgunluk ve stres, sigortasız çalıştırılmanın sık karşılanması, kimyasala maruz kalma ilk bakışta dikkatimizi çeken sorunlardan. Bu konularda gereken önlemlerin alınması için kuaför ve güzellik salonu çalışanlarının örgütlenme ihtiyacı açık.

Zor çalışma koşullarının ardında evde yaşanan sorunlarda da benzerlikler çok. Onca yorgunlukla kazanılan üç beş kuruş paraya da baba, abi ya da koca el koyar; el koyulmasa da onların borçlarını ödemek, “arkalarını toplamak” çalışan kadınlara düşer. Nerde çalışırsa çalışsın kadınlar benzeri sorunlarla karşılaşmakta ancak bu muhabbetlere kuaför salonlarında rastlamak daha bir çarpar insana…

Bu temel sorunlar maalesef başka bir sürü sıkıntıları da beraberinde getirir. Kadın kuaförlerin içinde eşinden ayrılanlar olukça fazla. Bir kuaför arkadaşımız “Bunun nedenini ben düzensiz çalışma saatleri, mesleğe duyulan saygısızlık, kişilerde oluşan zaman içerisinde kişilik bozukluğu” olarak görüyorum şeklinde ifade etti.

Pandemi sürecinde ekonomik sebeplerden ötürü çok fazla kuaför dükkanının kapandığı gözler önünde; en çok da yeni iş kuranlar. Eski olanlar ise kapanış nedeni olarak meslekten bıkkınlıklarını ileri sürüyorlar.

‘HELAL ETMİYORUM’

Yıllardır tek başına çalışan bir kuaför bunun nedenini de şöyle açıkladı; “Kuaför sektöründe de ‘tekelleşme’ söz konusu: parası olan son derece lüks dükkân -hatta zincir dükkanlar- açıyor, kuaförler de o işyerinde koltuk kiralıyor ve emeğinin belli bir bölümü patrona kalıyor. Müşterilerin ‘paramla satın alırım’ mantığı ile yaptıkları kaprisler de kuaför çalışanlarında mutsuzluk, duygusal yıpranma yaratıyor. İşini artık sadece ticari olarak görmek müşterinin cebine göre meslektaşı ile rekabet ederek, birbirine saygı duymayan, alttakini ezen çalışma koşullarını doğuruyor. Pandemide işsiz kalan çoğu kadın evden çalışıyor, işyerini kapatanlar ise yukarıda bahsettiğim tekelleşmiş işyerlerinde maaşlı ya primli çalışmaya başladı ya da mesleği bıraktı: Ya gündeliğe gidiyor ya da fabrikada çalışmaya yöneldi. Eğitim seviyesinden kaynaklı küçük yaşlarda ezile ezile bu meslekle büyüyenlerde kişilik bozukluğu ve psikolojik gelişimsel sorunlar çok yaygın. Yani bizim meslek zor zanaat o yüzden ben kendi işimde yıllardır yalnız çalışırım. Bizler sadece kuaförlük yapmıyoruz. Sadece esnaf da değiliz. Sanatkârız. Pandmeiyle beraber herkes çok zor koşullarda yaşıyor ve can kayıpları var. Bu salgına karşı en başında doğru şekilde önlemler alınsaydı, bugün elektriğini, suyunu, kirasını ödeyemeyen, evine ekmeğini götüremeyen arkadaşım intihar etmezdi. Psikolojimiz artık ne sanatımıza, ne de evde çocuğumuza yetiyor. Çünkü gelecek kaygısından çok, elektrik, kira, su, SSK, malzeme sorunu yaşıyoruz. Ve tabii susmak bilmeyen bankalar… Bir insanın umutsuzca dükkanı açması içler acısı. Gün boyunca bunlarla debelenmesi insanı gerçekten de bitiriyor. Ben bunlarla baş edemezken, o helallik istiyor. Helal etmiyorum.

Fotoğraf: Freepik

İlgili haberler
GÜNÜN İLKİ: İlk Kadın Kuaförü Roza Solak

Ermeni olan ve Cumhuriyet dönemiyle birlikte Tarsus’ta ilk kadın kuaförü olarak hizmet veren Roza So...

Tekstil işçisi Kadriye: Pandemi sürecinde özel ter...

Ömrünü tekstil işçiliğine vermiş Kadriye, tekstil işçiliğinde 30 yılı devirmiş. Kendi atölyesini de...

Kadın esnaflar: Bıçak kemiğe dayansa da umut etmek...

Biriken vergiler, krediler, kira, faturalar, çalışanların maaşı, fahiş malzeme fiyatları... Sultanga...