Sürgünler kadın kamu emekçilerini nasıl etkiliyor?
Okulların açılmasına kısa bir süre kala yüzlerce öğretmen sürgün edildi. Eğitim Sen, aile bütünlüğünü parçaladığına ve kadın öğretmenlerin çok daha sancılı bir süreç yaşayacağına dikkat çekiyor.

Diyarbakır, Dersim, Batman, Mardin, Urfa ve Antep başta olmak üzere bölgenin pek çok ilinde öğretmen sürgünleri yaşanıyor. Çoğu daha önce KHK ile açığa alınan ancak daha sonra görevlerine iade edilen Eğitim Sen üyesi yüzlerce eğitim emekçisi, henüz bir gerekçe açıklanmaksızın görev yerleri dışında il ve ilçelere tayin edildi. Eğitim Sen, sürgünleri KHK’larla başlayan hukuksuzluk sürecinin devamı olarak değerlendiriyor. Konuya ilişkin Ekmek ve Gül’e değerlendirmelerde bulunan Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, kadın eğitim emekçilerinin sürgünler nedeniyle 2 kat mağduriyet yaşayacağına dikkat çekerek “Daha önce açığa alınan arkadaşlarımız için hukuksuz süreci nasıl önlediysek şimdi de bu hukuksuzluğa son vereceğiz” dedi.

‘YENİ BİR HUKUKSUZLUK SÜRECİ YAŞATILIYOR’
Sürgün kararlarının henüz gerekçesinin açıklanmadığını belirten Aydoğan, “Bu tamamen hukuksuz bir uygulama. Karar henüz gerekçelendirilmiş değil, ama daha önce açığa alınan ve eylemlerimiz sonucu geri dönerek görevlerine devam eden arkadaşlarımıza işletilen farklı bir hukuksuzluk süreci yaşanıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Kamu emekçilerinin KHK’larla açığa alma ve ihraç edilme süreçlerinin de hukuksuz biçimde işletildiğine dikkat çeken Aydoğan, sürgün kararıyla birlikte hem eğitim emekçilerinin hem de eğitimin olumsuz etkileneceğini vurguladı.


‘BİNLERCE ÖĞRENCİ ÖĞRETMENSİZ KALACAK’
“Arkadaşlarımız farklı illere, ilçelere sürgün edilmiş durumda. Evli olan eşler de farklı illere gönderildi ve bunlar münferit değil, genel bir süreç işletilmiş” diyen Aydoğan eğitimin sürekliliğinin gözden çıkarıldığına dikkat çekti. “20 gün sonra okullar başlayacak ve binlerce öğrencinin öğretmensiz kalma durumu söz konusu. Yani hem eğitim emekçileri, aileleri ve çocuklarını hem de öğretmenlerini bekleyen öğrencileri etkiliyor bu karar” değerlendirmesinde bulunan Aydoğan, sürgüne gönderilen öğretmenler açısından yaşanacak olumsuzlukları şöyle sıraladı: “Eğitim emekçilerinin yaşamlarını kurdukları yerlerde düzenleri var; evleri, çocuklarının gittiği okullar var ve şimdi bütün düzenleri alt üst olacak. Aile bütünlüğü ortada kalkmış olacak, anne, baba ve çocuklar tamamen parçalanmış olacak.”

‘AİLE BÜTÜNLÜĞÜ ORTADAN KALDIRILIYOR’
KHK süreçlerinde ihraç edilen ya da açığa alınan kamu emekçilerinin bir damgalanmayla karşı karşıya bırakıldığını belirten Aydoğan, “Arkadaşlarımız daha hukuki süreç işletilmeden ‘suçlu’ ilan ediliyor ve sürgün ediliyor. Sürgün olarak gittikleri okullarda da bu damgalanma farklı baskılarla karşılaşmalarına neden olacak” değerlendirmesinde bulundu.
Sürgüne gönderilen eğitimcilerin duygusal olarak da çok fazla sorunla karşılaşacağını vurgulayan Aydoğan, “Çocuğundan, eşinden ayrılan eğitim emekçileri ciddi bir travma süreci ile karşı karşıya kalacak. Maddi anlamda da farklı yerlerde ikamet eden eşlerin, çocukların kamu emekçilerinin maaşı düşünüldüğünde karşılayamayacakları, bir başka boyutu” diye konuştu.
Kamu emekçilerinin eş durumundan kaynaklı hakları olduğuna dikkat çeken Aydoğan, bu hakların da hukuksuz bir şekilde ortadan kaldırıldığını ve aile bütünlüğünün dağıtıldığını söyledi. Hükümetin “aileyi kutsallaştıran” söylemlerinin insanların özel hayatlarından kaynaklanabilecek sorunlar, mağduriyetlerde hiçbir karşılığının olmadığını söyleyen Aydoğan, bu durumun şimdiye kadar da güvencesiz çalıştırılan kamu emekçilerinin hak gasplarında da yaşandığına dikkat çekti.

‘KADINLARA DAYANIŞMA BİLE ALAMAYACAĞI BİR DURUM YAŞATILIYOR’
Her meselede, her mağduriyette, her saldırı yasasında olduğu gibi, kadınların bu süreçten de 2-3 kat daha fazla etkileneceğini dile getiren Aydoğan, “Bir kadın kamu emekçisi kadın olarak, gittiği yerde, ilde, ilçede damgalanma nedeniyle kadın kimliğinden kaynaklı daha ciddi baskılanmalar yaşamaya açık bir durumda. Kadınların kendi cinsiyetinden kaynaklı bu saldırıların daha yoğun yaşanabileceği ve yalnız bırakılacakları bir durum söz konusu. Çok farklı il ve ilçelere gönderiliyorlar, ve sorunlarla karşılaştıklarında, bir saldırı halinde, dayanışma alamayacağı bir süreci yaşayacak kadın arkadaşlarımız” değerlendirmesinde bulundu.


DAHA ÖNCE NASIL YAPTIYSAK BU HUKUKSUZLUĞU DA ÖYLE DURDURACAĞIZ
Tüm bu hukuksuzluğun durdurulması için hukuksal anlamda da eylemsel anlamda da sonuna kadar mücadele edeceklerini vurgulayan Aydoğan, “Nasıl açığa aldığında geri döndüyse arkadaşlarımız şimdi de bunu durdurmak için mücadele edeceğiz. Biz on binlerce ihraç, açığa alınan üyesi olan, ancak kendi üyesine kör ve sağır olan sözde sendikalar gibi değiliz, Eğitim Sen ve KESK olarak arkadaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Bu sürgünü de durduracağız” diye konuştu.
Açığa alma ve ihraçların tüm kamu emekçilerine karşı işletildiğine dikkat çeken Aydoğan şöyle konuştu: “İhraçların yüzde 97’sini diğer sendikaların üyeleri ve sendikasızlar oluşturuyor. Ancak açığa alınanların tamamının geri döndüğü sendika bizim sendikamız, geri dönen üyeler bizim üyelerimiz. Diğer sendikalardan açıkta olan, ihraç edilen on binlerce kamu emekçisi var. Ama diğer sendikalar üyelerine sahip çıkmadığı ve sayıları bildirmedikleri için sadece Eğitim Sen üzerinden yaşanan bir süreç gibi görünüyor. Ama tüm eğitim emekçilerine bir saldırı hali; her an açığa alınabilir, hem an sürülebilir, her an ihraç edilebilir duygusunu işyerlerinde herkes yaşıyor. Çünkü herhangi bir kriter, gerekçelendirme yok, hukuki süreç kesinlikle işletilmiyor. Arkadaşlarımız açığa alındığında, ihraç edildiğinde hangi gerekçeyle açığa alındığını, ihraç edildiğini bile bilmiyorlar. Eğitim Sen üzerinden yaşadığımız bu sürgünler için de şu söylenebilir; açığa alma hukuksuzluğu bitirilmişti görevlerine devam ederlerken, bir hukuksuzluğu bitirmişken şimdi başka bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Bunun nedeni sendikal faaliyetse, grev dahil sendikal faaliyetlerimizin cezalandırılamayacağına, bunun en temel hak olduğuna dair onlarca kazanılmış emsal davamız var. Anayasa, sendikalar kanunu ve hükümetin imzaladığı uluslararası sözleşmeler var. Sonuç olarak çok ciddi bir hukuksuzluk sürecinin devamını yaşıyoruz şu anda.”

SÜRGÜNE GÖNDERİLEN ÖĞRETMENLER
Sürgünlere ilişkin şimdiye kadar elde edilebilen sayılar şöyle;
Diyarbakır’da KHK kapsamında daha önce açığa alınan yaklaşık 4 bin 400 öğretmenden 180’i meslekten ihraç edildi, diğerleri ise görevlerine iade edildi. Görevlerine iade edilen ve haklarında soruşturma sürdüğü belirtilen Eğitim Sen üyesi 264 öğretmen ise Milli Eğitim Bakanlığı tarafından zorunlu yer değişikliği nedeniyle il dışına gönderildi.
Urfa’da 362, Antep’te 68, Dersim’de 62, Elazığ’da 52 eğitimcinin sürgün edildiği öğrenildi. Batman ve Mardin’de ise henüz sürgün sayısı netleşmedi. Öğretmenlerin hangi illere gönderildiğine dair ise henüz bilgi alınamadı. 


İlgili haberler
OHAL’de kadınlık halleri: Her halde direniş...

Dosyadaki her bir kadın, mesleklerini elde etme çabaları, yaşamları, ihraçların kadınlar için katmer...

İyi ki ihraç edilen kadınlar eve kapanmadı!

Hasbiye Sol 17 yıllık hemşirelik mesleğinden KHK ile ihraç edildi. Ekonomik özgürlüğünün elinden alı...

OHAL’de ihraç edilen kadınlar işte bunları yaşıyor...

Yıllarca emek verdikleri meslekleri ellerinden alındı, geçim derdi büyüdü, aile baskısı arttı, çocuk...

OHAL kadınlara karşı açılan bir savaş!

KHK ile kapatılan Van Kadın Derneğinin (VAKAD) kurucularından Zozan Özgökçe, OHAL’in 1. yılında kapa...

İhraç edilen bir kadın anlatıyor: Dayanışma ile ay...

Olağanüstü halin 1 yılı geride kaldı. İhraçlar, KHK’lar, baskılar, mağduriyetler... Yüz binlerce ins...

KHK ile ihraç edilen kadın intihar etti

KHK ile görevinden ihraç edilen hemşire Sevgi Balcı intihar ederek yaşamına son verdi. Balcı'nın eşi...