Yürüyen yoksul emek ve alıcıları | 'Tek dileğim bu sene geçinebilmek'
Çiçek ve dört çocuğu, renkli kıyafetlerle donanmış TOFAŞ sahibi, Urfa’nın yoksul mahallelerinde birinde. Ortak paydaları yoksul emek. Yeni yıl temennileri ise sadece geçinebilmek.

Urfa’nın Eyyübiye ilçesinde bulunan Çiçek ve dört çocuğu, yaşamını sürdürmeye çalışanlardan. "Yaşamını sürdürmeye çalışmak" dememizin nedeni Çiçek’in, “Nasıl geçiniyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıtın bu olması.

Şehrin en kalabalık ikinci ilçesine bağlı Topdağı Mahallesi’ndeyiz, bu mahalle aslında Urfa’nın tarihi yerlerine çok yakın bir mahalle. Merkezi bir yerin unutulmuş ara sokaklarında. İki üç katlı derme çatma çok eski evlerle sıralanmış. Bu evler aklınıza Urfa’nın tarihini yansıtan taş evleri getirmesin, daha çok yoksulluğun ve çaresizliğin birer simgesi haline gelmiş gecekondular.

Mahallenin her karışını gezinirken yabancı olduğumuz belli olsa gerek mahallenin gençleri yanımıza uğruyor:

- Abla sen nerden geliyesen, buralar tehlikelidir abla.
- Uzak bir yerden gelmiyorum.
- Abla senin işin nedir peki?
- Gazeteciyim.
- Sana bir şey söyleyek abla, buralarda çok fazla uyuşturucu satıyorlar, onları yaz. Çok genç hasta oldu bu uyuşturucudan. Hepsinin de parası yoktur…

Çocuklar bu sözlerle mahallenin bir gerçekliğini aktarıyorlar bize.

Biraz ilerliyorum ve tepe tepe, üst üste binmiş evlerin arasından aşağıya doğru indiğimde uzaktan renkli bir kalabalık dikkatimi çekiyor. Rengarenk kıyafetlerle kaplı bir TOFAŞ’ın etrafında kıyafet seçenler, hemen yanlarına gidiyorum. Kıyafet arabasının sahibi ile konuşuyoruz. Uzun yıllardır bu işi yaptığını söylüyor. Kıyafetler ikinci el mi diye soruyorum, “Hayır abla yenidirler ama çevredeki atölyelerde yapılan kıyafetlerdir. Orada fazla olan çıkma kıyafetler. Orda üretiyorlar ben de alıp satıyorum.”

"KAZANDIĞIM İKİ ÜÇ BİR ŞEYDİR"

“İşler nasıl iyi mi?” diye sorduğumda, “Yuvarlanıp gidiyoruz, nasıl olsun ki? Burası çarşı dipleri ama çok çarşıya gitmezler. Güçleri yetmiyor. Atölyedeki kıyafetleri almak daha uygun. Onlar da iki üç yoksulun emeğidir. Ben de böyle arabamla geziyorum. Yoksulların emeğini yine yoksullara satıyoruz. Kazandığım iki üç bir şeydir benim de” diyor.

"EN SON 5 YIL ÖNCE ÇARŞIDAN ALIŞVERİŞ YAPTIM"

Çocuklarına kıyafet bakan Çiçek isimli bir kadın ile sohbet ediyoruz. Çiçek evli ve 4 çocuğu var. En son ne zaman alışveriş yaptın diye soruyorum Çiçek’e, şunları söylüyor: “Bu araba geldikçe varsa alıyoruz mecbur birkaç parça bir şey. Ama çarşıyı soruyorsan en son 5 yıl önce alışveriş yapmıştım.”

Çiçek, dört çocuğuna şimdilik iki parça kıyafet alabiliyor. Ve TOFAŞ toparlanıp gidiyor. Gülümseyip, “Şimdilik bunları alabildim. Bakalım haftaya diğerleri için de bir şey alırız belki…” diyor.

"LOKANTANIN SANDALYELERİNDE YATIYOR"

Çiçek hemen köşedeki evine buyur ediyor ısrarla çay içmeye. Gidiyoruz. İçeri girdiğimizde ufak bir avlu ve ona açılan 3 oda bizi karşılıyor. Sobanın kurulu olduğu odaya geçiyoruz.

Çiçek anlatmaya başlıyor: “Derdim çok aslında hangi birini söyleyeyim. Geçim çok zor. Dört tane çocuğum var. Biri epilepsi hastası, kızım yine hasta benim ayağımda ise platin var. Eşim şehir dışında çalışıyor. Burada iş yoktu Bursa’ya gitti. Bir lokantada çalışıyor, 9 aydır orada. Oranın mescidinde yatıp kalkıyordu. Mescit kapanınca lokantanın sandalyelerinde yatıyor.”


"EV AĞIR HASARLI AMA KİRALAR ÇOK PAHALI"

Eşinin ev tutamadığından bahsediyor Çiçek: “Bursa’da evler çok pahalı nasıl tutsun ki. Kazandığı da kiraya gidecek. Burada bile pahalı. Bu harabenin kirasını verirken bile zorlanıyoruz. Depremde de ağır hasar aldı, tavanları çöktü karşı iki odanın. Başka ev aradık ama kiralar çok pahalıydı yine burada oturmak zorunda kaldık.”

"VERDİKLERİ SÖZÜ TUTMUYORLAR"

Yeni yıldan açılıyor konu, yeni yıl deyince bunca konuştuğumuz umutsuz şeye rağmen gözleri parlıyor Çiçek’in. “Yeni yılda tek isteğim geçinebilmek” diyen Çiçek ekliyor: “Çünkü her şey çok pahalı yetişemiyoruz zamlara. Asgari ücret arttı da ne oldu. 20 bin de olsa yetmez ki bu pahalılığa. Erdoğan’a da çok sinirliyim. Verdikleri sözleri tutmuyorlar. Seçimde bir daha oy kullanmayacağım.”

"İKİ OTOBÜS DEĞİŞTİRİYORUM YEMEK İÇİN"

Çiçek, daha önce bir yardım aldıklarını onun da depremden sonra bir miktar kesildiğinden söz ederek devam ediyor: “1000 lira yardım alıyorduk o da 300 oldu. Deprem sonrası ev yapıyorlarmış o yüzden yardımları düşürdük dediler. Bir de Yıldız Meydan’da aşevi var, oraya gidiyorum. Her zaman gidemiyorum uzak ama yiyecek yemek yok, ekmek oldu kaç lira, yetmiyor. İki otobüs değiştirip oradan yemek alıyorum.”

En büyük çocuğu Zişan araya giriyor, annesinin konuşmasını doğrulamak üzere, “Evet abla her şey çok pahalı. Ben de annemle patik falan yapıyorum okul harçlığımı çıkarmak için yetmiyor yine de” diyor.
Bir koşu gidip el işi bohçalarını getiriyor. Bir patik de hediye ediyor. Zişan 18 yaşında meslek lisesinde okuyor. Okulun yanı sıra yazın da fıstık toplamaya gittiğini anlatıyor ve bir yeni yıl dileğinde bulunuyor: “Umarım bu yıl daha az yoksul insan olur ve insanlar daha vicdanlı olur.”

Fotoğraflar: Dilan Temiz/Evrensel

İlgili haberler
Dolapdere’den bir yoksulluk manzarası: ‘Akmayan, c...

Bütün yükün emekçilerin sırtına bindirildiği patron düzeninde hayatta kalmaya çalışan bir aile var k...

Türkiye'de Çocuk Olmanın Bedeli | Çocuklar açlık,...

CHP Milletvekili Cevdet Akay, "Türkiye'de Çocuk Olmanın Bedeli Raporu"nu yayımladı. Rapora göre çocu...

Özak Tekstil işçisi kadınların var olma mücadelesi...

BİRTEK-SEN üyesi bir kadın işçinin işten atılmasıyla başlayan ve yaklaşık 1 ayı geride bırakan Özak...