Bir kitap: Rızası Yok
'Bir kereden bir şey olmaz' değil, bireysel ve toplumsal kötülükler o bir kereye sessiz kalmakla başlar.

Bir şeyi yok sayarsak o şey yok olur mu? Kanserli bir hasta durumunu inkar, tedaviyi de reddederse onun için sağlıklıdır diyebilir miyiz? Çocukların acı çığlıklarını duymamak için kulaklarımızın üstüne yatsak, toplum içinde kuluçkaya yatan kötülüğü ortadan kaldırabilir miyiz? Yeryüzündeki tüm temizlik maddeleri bu pisliği temizlemeye yeter mi? Kör olasınız, nasıl kıydınız bu çocuklara! Onların geleceğini kararttınız, hayallerini çaldınız. Ah çocuklar! Devlet tarafından korunamayan, ebeveynleri tarafından ihmal edilen, hırpalanan, dipsiz kuyularda yalnız bırakılan çocuklar...

'SESSİZLİK DEVAM EDERSE...'

Rızası Yok, İklim Bayraktar’ın 119 mağdurla ve 87 mağdur ebeveyniyle yüzlerce saat görüşmeler sonucu kaleme aldığı bir eser. Toplumun yüzleşmekten çekindiği bir gerçek; çocuk istismarı… Masa başında yazılan roman, kurgu, hikâye değil; dava dosyaları incelenmiş, uzmanlarla görüşülmüş, yazar kendi duygularını katmadan, mağdurların anlatımını aktarmış, hepsi gerçek. Toplum olarak sınıfta kalma hali… Pisliği halının altına süpürme, çamurun saçaklardan sızma durumu. Kabul edilmesi zor olaylar. İnsan beynin anlamakta zorlanacağı kötülükler… Yalnız bırakılan; kenara, köşeye saklanan; zayıf, çaresiz çocuk bedenler… Kendini suçlayan çocuklar. “Demek ki ben kötüyüm ki bunları yaşıyorum” diyen iç sesler… O çocuktur, korkar, siner, susar; peki toplum neden susar? “Bir kereden bir şey olmaz” değil, bireysel ve toplumsal kötülükler o bir kereye sessiz kalmakla başlar. Önlem alınamaz, sessizlik devam ederse bugün senden, benden uzak gibi görünen kötülük yarın yakınımıza kadar sokulur.

İklim Bayraktar’ın yıllar süren yoğun emeği sonucu ortaya çıkan Rızası Yok eseri, şimdiye kadar bu alanda kaleme alınmış en cesur ve kapsayıcı metin. Çocuk istismarının varlığını artık kimse inkar etmiyor fakat önemsiz bir olay gibi “Bir kereden bir şey olmaz” denebiliyor. Bir kez, o çocukların aç, susuz kalma ya da bir yerden düşme hali değil, yüreklerinin orta yerine hançer yeme hali.

Zahit, babasının babaannesine, halasına para gönderdiği için şiddet uyguladığını gördüğünde onu kurtarmak için pencereyi açar ve avazı çıktığı kadar bağırır: “Ey mahalleli; siz bu evin insanlarını yıllardır görüyorsunuz. Kocası sakallı, karısı gözüne kadar peçeli ama anasını dövüyor şu an. İnsan değil bunlar. Gönderdikleri Kuran kursunda bana 2 sene tecavüz ettiler ama sineye çekti bunlar. Bana bakmadılar, 8 yıldır çalışıyorum. Üniversite mezunu bunlar ama çalışmıyorlar. Annelerinin parasına, evine göz dikip asalakça yaşıyorlar. İkisi de namussuz bunların, örtülerine değil kişiliklerine bakın!” diye bağırır. Kuran kursu adı altında tarikat yuvalarındaki çocuk istismarlarını teşhir eder.

Fotoğraf: Kitap kapağı

İlgili haberler
Bir kitap: Ana

Sarhoş baba çürümeye yüz tutmuş kapitalizmi, ana emeği, Pavel ise uğruna mücadele ettikleri geleceği...

Bir kitap: Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş

José Saramago bu eserinde kapitalist sistemi, dini kullanarak toplumları sömüren politikacıları hici...

BİR KİTAP: Başka Bir Gökyüzünün Altında

"Soluklandığımız duraklarda kimler yok ki? Onları sevdiklerinden ayıran sınırlardaki tel örgüleri so...