
Seray Şahiner’in son romanı “Vatan, Millet, Samatya” Doğan Kitap imzasıyla Şubat ayında okurlarıyla buluştu. Roman, üç kuşak kadının hikayesinin iki çocuğun dilinden anlatıyor. Melek, annesi ve Melek’in kızı İnci’nin yaşam öykülerini, kitabın ilk iki bölümünde çocuk Melek’in, üçüncü bölümünde ise İnci’nin dilinden okuyoruz. Orta gelirli bir ailenin kızı olan Melek’in Menderes döneminde başlayan hikayesi, kızı İnci’nin Özal’ın öldüğü dönemde yaşadıklarıyla son buluyor.
Bu roman aynı zamanda erkenden büyümek zorunda kalan kız çocuklarının hikayesi. Melek, katı yürekli ve cimri annesi yüzünden sevgi görmeden, çocuk yaşta birilerine hizmetçi verilerek, çalıştırılarak büyümüş bir kız çocuğu. “Kimse beni sevmeyince kendi kendimi evlat edindim” diyen...
Melek’in yaşamının ilk kısmı Samatya’nın atmosferinde geçiyor. Yoksul ailelerle çevrili bir ortamda, kadınların ve kız çocuklarının hapsedildiği cenderenin çok iyi tasvir edildiği roman, mizah ve trajediyi harmanlayan bir anlatıma sahip. Anlatılanın acıklı bir hikaye olmasına karşın çocuk Melek ve İnci’nin sözleri, boylarından büyük tespitleri, insanı çoğunlukla güldürüyor da.
‘KEŞKE BİZ DE BABAMIZI ALDIRABİLSEK'
Melek, daha 8 yaşındayken öğretmeninin yatalak annesine bakıcı veriliyor. Sonraları ise ablasının yerine yazları zengin bir ailenin yaşlı büyükannelerine bakmak için gönderiliyor. Melek bir yandan çalışma hayatının zorluklarının bir yandan da ailesi tarafından değer görmemenin acısını çekiyor. Samatya’nın “çalışması serbest yaşaması yasak kızları”nın yasaklara karşı geliştirdikleri taktikler, “memeleri hapishaneleri olan ablaların” evden çıkabilmek için “ellerine tutturulan tığlar, şişler, iğnelerle kazdıkları örnek alma tünelleri” de romanın ilk kısmında maharetle işleniyor.
Melek ve ailesinin Millet’e taşınmalarıyla başlayan ikinci kısımda Melek’in genç kızlığa adım attığı dönem anlatılıyor. Bu dönem aniden umulmadık bir taciz olayı ile kesiliyor ve Vatan bölümünde hikaye bu kez Melek’in kızı İnci’nin dilinden anlatılmaya başlanıyor.
Melek’in nasıl evlenip çocuk sahibi olduğunu, İnci’nin anlattıklarından yarım yamalak anlamakla birlikte Melek’in evlilik öyküsü ile ilgili tam bir aydınlanma da yaşayamıyoruz. Melek’in bazı yoğun şiddet olaylarından sonra ailesinin taşındığı Eskişehir’e gidiş gelişlerindeki konuşmalardan, onaylanmayan bir evlilik yaptığını anlıyoruz sadece.
Melek sevgisiz, ilgisiz büyümüş olsa da kızına tüm sevgisini ve ilgisini vermiş bir anne. Ancak onların da en büyük trajedileri İnci’nin babası Kadim. Kadim, her ne kadar kızını çok sevse, “içinde kalmasın” diye ne istese yapmak istese de hem alkolik, hem çok kıskanç, hem de şiddet uygulayan biri. Babası evde sürekli olay çıkartan, sinirlenen, annesini sürekli döven İnci, “Keşke büyüklerin çocukları aldırabildiği gibi biz de babamızı aldırabilsek” diyerek annesi ile kurdukları dünyada babasının öleceği günü bekliyor. Babası kendisine hiç el kaldırmamış olmasına rağmen, annesine yaşattıkları, babasından kurtulmak istemesinin sebebi oluyor İnci için. İnci’nin hayatta kalma mottosu: “Babamı daha az görmek için yapacağımız şeyler: Her şey.”
‘BÜTÜN KOCALAR ÜVEYDİR’
“Balkonda portakalı yerken anneme diyorum ki, "Biliyor musun? Nevin Teyze'nin kocası üveymiş." Annem yapış yapış olmuş ellerimi portakal kabuğunun içiyle silerken cevap veriyor: "Bütün kocalar üveydir."
Kitap, özellikle kadınların yaşadığı toplumsal baskıları, şiddeti, bunlar karşısında kadınların var olma çabalarını sürükleyici bir dille anlatan, kadının ezilmişliği sorununu çocuk diliyle irdelediği için mizahi yönü de olan etkileyici ve güçlü bir eser. Emekçi mahallelerinde kız çocukları ve kadınların yaşadığı, yaşayabileceği her soruna değinen; çocuk işçiliğini, okullarda yaşanan sorunları, çocukken yaşananların nasıl ömür boyu peşimizden geldiğini de anlatan bu roman sizi bir yandan gülümsetirken bir yandan da içinizde bir sızı bırakacak.
SERAY ŞAHİNER KİMDİR?
Seray Şahiner, 1984 yılında Bursa’da doğdu, İstanbul’da büyüdü. 2007’de İstanbul Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümünden mezun oldu. 2011’de Marmara Üniversitesi, Sinema Anabilim Dalında yüksek lisansını tamamladı. Dönemsel olarak garsonluk, konfeksiyonda el işçiliği ve makinecilik yaptı. Hayvan dergisi ve Birgün gazetesinde muhabir olarak çalıştı. Ot dergisi ve Birgün gazetesinde yazdı. 2007’de Gelin Başı, 2011’de Hanımların Dikkatine adlı öykü kitaplarını yayımladı. 2014’te Antabus adlı romanı, 2015’te Reklamı Atla adlı deneme kitabı, 2017’de Kul romanı, 2019’da Hepyek adlı öykü kitabı, 2021’de Ülker Abla ve son olarak 2025 yılında Vatan Millet Samatya romanı yayımlandı. Hanımların Dikkatine adlı öykü kitabı ile 2012 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü, Kul romanı ile 2018 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı, Ülker Abla romanı ile 2022 Duygu Asena Roman Ödülü’nü ve Dünya Kitap Yılın Telif Kitabı Ödülü’nü aldı. Gelin Başı kitabında yer alan öyküler Şehir Tiyatroları ve Tiyatro Boyalı Kuş tarafından sahnelendi. Aynı adla Tatbikat Sahnesi’nce sahnelenen Antabus ile 2016 Afife Tiyatro Ödülleri’nde Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü’nü aldı.
KÜNYE
Yazar : Seray Şahiner
Sayfa Sayısı: 336
Doğan Kitap
Yayın Tarihi: Şubat 2025
Kolaj: Canva Pro
İlgili haberler
Bir kitap önerisi: Amok Koşucusu
Onuruna, gururuna, aşkına sahip çıkan bir kadın, doktorun yardımı olmadan hayatta kalamayacağını bil...
Bir kitap: On İki Sandalye
‘Bu kitapta, adam kayırma, etik değerlere zarar verme, bürokrasi ile her dönem, devrimden sonra bile...
Bir kitap: Uyanış
Kendisine biçilen rolü üstlenmek istemeyen, kendinin ne olduğunu sorgulayan kadınlar için Uyanış...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.