GÜNÜN KİTABI: Madam Bovary
Romanın yazılışından sonra ‘Bovarizm’ diye mutlu olmayan, tatmin olmayan kadın tipi tanımlaması yaratılsa da gerçekler zor kabullenilse de bu kitap temel kanunlara baş kaldırıdır.

Ben Madam Bovary’i gördüm. Yıllar önceydi. Yalova, Gemlik arasındaki o kısa yolculukta otobüste yanımdaki koltuğa güzel ve bakımlı bir kadın oturdu. Yaklaşık otuz beş yaşlarında, oldukça şıktı. Nasıl tanıştık, konu buraya nereden geldi hatırlamıyorum. Başladı anlatmaya “Varlıklı bir kadınım, hatta isteyebileceğim her şeye sahibim. Eşim bir bankada müdür, iyi bir insan, beni de sever; ama ben mutsuzum. Çocukluğum köyde geçti. Küçükken köylerde taşları üst üste koyarak ev yapar, onlarla evcilik oynardık. Sıkılınca da evlerimizi ellerimizle yıkardık. Ne çok isterdim, şimdi de evimi yıkıp yeniden yapmayı.” Tanımadığım bu kadının isyanı beni sarstı. Unutamadım o imdat seslenişini. O, dört duvar üzerindeki her biri büyük sır perdeleriyle kaplı çatılar altında yaşanan mutsuz kadınların sessiz çığlığıydı.
***
Sanırım çoğu okuyucuya realist romancılığın ilk eseri olan Madam Bovary’de Emma ile tanışmak iyi gelmeyecek. Emma okuyan, hayalleri, umutları olan genç, güzel bir kadın. Mutluluğu bulacağını düşündüğü Charles Bovary ile evlenir. Charles çevresinde saygı duyulan bir doktordur, varlıklıdır, Emma’yı da çok sever; fakat onu anlamaktan çok uzaktır. Madam Bovary anne olur fakat evliliğindeki düş kırıklığı büyür. O eril düzeni karşısına alır, hayalindeki aşkların peşine düşer. Okuyucu şaşkındır, sorar: “Neyin eksikti Emma? Seni rahat mı rahatsız etti?” Emma umursamaz okuyucuyu, sormaz ona, neden düz, vasat, kütük gibi kocasında hiç hata bulmayışını! O da bilir kendisini romantizmin zehirlediğini. Emma bedenini ortaya koyarak, toplumların ikiyüzlülüğüne, riyakârlığına, devletin en küçük birimine, özel mülkiyetin güvencesi, mirasın aktarıcısı çekirdek aileye olan gücüyle tekme savurur; batsın eril sisteminiz der ve gider.
Fransız yazar Gustave Flaubert romantizm akımına eleştiri olarak yazdığı Madam Bovary’de taşra burjuvazisinin aile yapısını gerçekçi bir dille anlatır. Romanın yazılışından sonra ‘Bovarizm’ diye mutlu olmayan, tatmin olmayan kadın tipi tanımlaması yaratılsa da gerçekler zor kabullenilse de bu kitap temel kanunlara başkaldırıdır. Yine bu kitap, burjuva aile yapısının çatırdayışı, çatılarının ilk yağmurda su kaçırışıdır.

Fotoğraf: Nebat Bukrek/Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Bir kitap önerisi: Amok Koşucusu

Onuruna, gururuna, aşkına sahip çıkan bir kadın, doktorun yardımı olmadan hayatta kalamayacağını bil...

GÜNÜN KİTABI: Yılanı Öldürseler

Yaşar Kemal, Yılanı Öldürseler’de kadın cinayetleriyle ataerkil sistemin çürümüşlüğünü sorgular... N...

Ayşe büyüdü

Bir Bulutun Ardında, erkek egemen sisteme direncin, umudun, kardeşliğin, ufuktaki ışığın öyküsüdür.....