Nereye gitsek peşimizi bırakmayan gerçeklik
Her yerde müthiş bir sömürü her yerde işçi üzerinden zengin olma çabası var ve işçi bundan kaçamıyor.

Merhabalar ben 46 yaşında bir işçiyim. Pandeminin ilan edilmesi ile birlikte işyerlerimizde zorlu bir sürece girdik. İlk dönemeçte Sağlık Bakanının “Kişilerin hasta ise kalabalık ortamlara girerken maske takması önerilmektedir. Bunun dışında ayrıca maske kullanılmasının gerekli olmadığını özellikle ifade etmek istiyorum" dediği bir dönem vardı, o dönemlerde yani Mart sonuna doğru ben koronavirüs oldum. 14 gün kadar evde kaldım, işe döndükten sonra sıkıntılı bir dönem başladı.
İşyerimizde mobbing başladı, küçük bir yer, 8 kişi çalışıyoruz. 6 Kasım 2020’de benim korona olduğumu ve gidip test yapmam gerektiğini söylediler, oysaki sadece ameliyat sonrası rahatsızlığım yüzünden stresli ve ağrılıydı. İşverenim de gidip test yaptırmamı isteyince hastaneye gittim. Yaklaşık olarak 4 buçuk saat kadar bekledim, sıra bana geldiğinde doktor beş günlük rapor yazdı. Ben işverenimi bilgilendirdim. Önce bir problem olmadığını, gelirken raporu getirmem gerektiğini söyledi ama sabahında bir mesaj aldım: “İşyerindeki müdürümüz, patronumuz raporu tanımıyor gelip çalışacaksan çalışacaksın yoksa gelme” diye. Bu mobbingden artık yorulmuştum, haklarımı alıp ayrıldım işyerinden.

Yaklaşık 4 aydan fazla işsiz kaldım, 46 yaşındayım ve gerçekten çok fazla iş görüşmesi yaptım. Artık iş görüşmesi yapmaya bile korkar oldum çünkü yaş barajı en fazla 33 veya 40. Peki biz 58 yaşında emekliliği hak edeceksek ve iş bulamıyorsak emeklilik nasıl gerçekleşecek? Kadını istihdamdan uzaklaştırmak mı hedef? Kiracıyım, öğrencim var, tek başıma hayat mücadelesi veriyorum. Ama işsizlik bende oldukça derin bir üzüntü ve strese neden oldu. Kaygılarım çok şiddetli. Zaten çalışırken de yetişemiyorduk, şimdi hepten sıkıntılı bir sürece girdik. Ben çocuğumla birlikte ayakta kalma mücadelesi veriyorum ve bunu sonuna kadar yapacağım. Bu cendereden kurtulmanın tek yolunun da örgütlü mücadeleden geçmek olduğunu biliyorum, umutsuz değilim ve sonuna kadar kızım için, yaşamak için mücadele vereceğim.

Ben iş bulamayınca böyle çeper çevre benim için iş bakmaya başladı. Bir sanayi sitesinde bir kadayıf üretim yerinde iş başı yaptım fakat ilk gündeki gözlemlerimden bahsedeceğim. Atölyede ilk gün hep ayakta çalışmaktan çok yorulmuştum. İşverenin işçilere karşı çirkin konuşmaları oluyordu ancak işi öğrenmeye çalıştığım için ilk günlerde bu davranışlarına karşı sessizdim, adapte olmaya çalışıyordum. Ahmet diye bir genç vardı 16 yaşlarında, öğleden sonra makinenin başından bağırarak geldi: Çocuk ellerini makineye kaptırmış, acilen doktora götürdüler çünkü kan kaybediyordu. Çocuğu Gazi Hastanesi’ne götürdüler ve iş kazası şeklinde kaydettirmediler çocuğun yaralanmasını.

Çalışma yoğunluğu da güvencesizlik kadar ağır. Mobbing bu iş yerinde de peşimi bırakmadı. Sürekli daha çok ürün çıkarmamız için baskı altındayız. Daha ilk haftadan parmaklarım şişti, boynumda ve omuzlarımda ağrı başladı. İşten sonra kolumu kaldıramaz hale geliyorum. Ama bir tek ben böyle değilim, eski elemanlarda da bu durum var. 7’de mesainin bitmesi gerekiyor ama ürünün bitmesi gerektiği için çıkamıyoruz. Mesai ücreti almadan ürün bitene kadar zorunlu olarak çalışmaya devam etmemiz gerekiyor. İşveren bizim giriş çıkış saatlerimizi dakikasına kadar hesaplarken biz ona 2 saatimizi daha ücretini almadan veriyoruz.

Çalışma koşullarına vücudum daha fazla dayanamayınca aradım arkadaşları “Ben devam edemeyeceğim artık” diye ve oradan ayrılmak zorunda kaldım, bu ağrıların, parmaklarımın şişliğinin inmesi yaklaşık 4 gün sürdü. Sigortalı olup asgari ücret alacağım söylenmişti ama be çalışırken herhangi bir evrak teslimi veya benzeri hiçbir şey olmadı. Orada çalışan diğer kadın işçi arkadaşlar da iki aydır sigortalı yapılacağını ama yapılmadıklarını söylüyorlardı. Yani her yerde müthiş bir sömürü her yerde işçi üzerinden zengin olma çabası var ve işçi bundan kaçamıyor, nereye gitsek mobbing de sömürü de güvencesizlik de peşimizde.

İlgili haberler
İşsizliğin ‘İŞKUR’lu hali

Üniversite mezunu kadın iş bulamayınca umudunu İŞKUR’a bağladı. Temizlik görevlisi olarak işe başlay...

Pandeminin engelli kadınlara faturası: İşsizlik, ş...

‘COVID-19 Pandemisinde Engelli Kadınlara Yönelik Hak İhlalleri’ raporu, engelli kadınların salgın sü...

Pandemide işçi kadınlar hem evde hem iş yerinde şi...

Genel-İş, 8 Mart öncesi üyesi kadınlarla anket çalışması yaparak pandemide işçi kadınların yaşadığı...