
İki çocuk annesiyim. Eşim de ben de asgari ücretle çalışıyoruz. İkinci çocuğumu henüz iki ay önce kucağıma aldım. Hamileliğimin son haftalarına kadar çalışmaya devam ettim. Çünkü doğum raporu alabilmek için belli bir süre sigortalı olmak zorundayız. Bana kalsa, hamileliğimin zor aylarında evde kalmayı, dinlenmeyi tercih ederdim tabii ki. Bazen kendime soruyorum: Sadece bizim için mi bu kadar zor hayat? Yoksa gerçekten zorlaştırılıyor mu?
Çalışırken devlete ait bir kreş olmadığı için çocuğumu özel kreşe vermek zorunda kaldım. Geçinmek için çalışmak zorundayım, çocuğum için çalışmak zorundayım, eğitim masrafları için çalışmak zorundayım, hastane masrafları için çalışmak zorundayım. "Zorundayım" kelimesini özellikle kullanıyorum çünkü çocuklarımın bana en çok ihtiyaç duyduğu zamanlarda yanlarında olamıyorum.
Hafta başı işe başlayacağım ve “İki aylık çocuğumu kime bırakacağım, beni özler mi, çok ağlar mı?” diye düşünerek çalışmaya, para kazanmaya ve emeğimin karşılığını alamamaya gideceğim. Bu süreçlerde en azından eşimin maaşının bizim masraflarımızı karşılayabilecek düzeyde olmasını istiyorum. Ben de çalışırken emeğimin karşılığını almak istiyorum. Çalışmak zor gelmiyor. Zor gelen, aldığım maaşın hiçbir şeye yetmemesi.
Doğum yapma sürecimi anlatayım. Devlet hastanelerinden randevu bulmak neredeyse imkansız. Maalesef özelde doğum yapmak zorunda kaldım, zaten buna mecbur bırakıyorlar. Aldığım doğum parası, özel hastanenin ücretini bile karşılamadı. Diyelim ki çocuğuma bakmak için bir süre işe gitmeyeceğim, bu durumda verilen işsizlik maaşı asgari ücretin yarısı bile değil. Doğum yapan kadınlara verilen ücretler komik düzeyde, bir kutu mama parasını bile karşılamıyor.
İktidar yetkilileri çocuk doğurmamızı istiyor ve nasıl doğurmamız gerektiğine karar veriyorlar ama çocuklarımızı sağlıklı bir şekilde yetiştirmemizi sağlayacak koşulları yaratmıyorlar.
Ayrıca sezaryen yasağı getireceklerine, kadınların ve bebeklerinin nasıl sağlıklı koşullarda yaşayabileceklerine dair bir çözüm üretmeleri çok daha faydalı olurdu. Sözde ilk çocuk için bir defaya mahsus 5 bin lira, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü çocuk için her ay 5 bin lira gibi vaatler, sosyal yardıma başvurduğumuzda “Biz de bilmiyoruz, henüz yürürlüğe girmedi” denilerek muğlak bir hale geliyor.
Bildiğim tek şey şu: Hayatta kalmaya çalışıyoruz, yaşamıyoruz!
Taleplerimizi yükseltmek için bir araya gelmemiz gerekiyor. Zamanı geldiğinde değil, bugünden ses çıkarmazsak o zaman hiç gelmeyecek.
Fotoğraf: Pexels
İlgili haberler
Bir anne olarak anlatıyorum: Yaşadıklarımız ‘norma...
‘Bırakın kaç çocuk yapacağımıza karar vermeyi, önce doğurduğumuz çocuklara sahip çıkın. Eşit, sağlık...
‘Doğal Olan Normal Doğum’ pankartının perde arkası
Kadınlar doğum öncesi yeterli bakım ve sağlıklı koşullardan yoksun bırakılıyor. Dr. Ayşe Gültekingil...
Normal doğum teşviki için ek ödeme: ‘Normal doğum...
Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanlarına doğum oranlarına bağlı ek ödeme düzenlemesi getirdi. SES MYK...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.