GÜNÜN KADINI: Elisabeth von Thadden
29 Temmuz 1890’de doğan Elisabeth von Thadden, Nazilere karşı direnişi nedeniyle 13 Ocak 1944’te Meaux’da tutuklandı, 8 Eylül 1944’te Berlin-Plötzensee’de idam edildi.

Pomeranyalı soylu bir aileden gelen Elisabeth von Thadden, Greifenberg bölgesinde büyüdü, kısa süre eğitimi için bölgeden ayrıldı. Annesinin ölümünden sonra, on dokuz yaşında Trieglaff’a döndü, on yıl boyunca babasının evini ve çiftliğini yönetti ve küçük kardeşlerine baktı. Thadden ailesi sürekli olarak değişik toplumsal alanlarda etkin misafirleri ağırlamaktaydı. Bu yıllar boyunca Elisabeth von Thadden en önemli yoldaşlarından ve akıl hocalarından biri olan Potsdam Barış Kilisesi papazı Friedrich Siegmund-Schultze ile tanıştı. Onunla işbirliği içinde, Birinci Dünya Savaşı sırasında Danimarka ve Hollanda’ya çocuk göndermek için örgütsel destek sağladı ve hatta şehrin yoksul ve hasta çocuklarına haftalar boyunca çiftliklerinde baktı. 

1920’de babası çok daha genç Barbara Blank ile evlendi. Bunun üzerine Elisabeth, Trieglaff’ı ve evini diğer kız kardeşleriyle birlikte terk etti. Berlin’e taşındı. Orada Berlin-Ost sosyal çalışma grubunda çalıştı ve Alice Salomon tarafından kurulan kadın okulunda sosyal hizmetler alanında hızlandırılmış eğitim gördü. Nisan 1921’de Thadden, yılda sadece birkaç ay faaliyet gösteren Heuberg çocuk köyünde eğitim müdürlüğü görevini üstlendi. Kışı Berlin’de geçirdi. Bu durumdan memnun değildi, herhangi bir okulda kalıcı bir iş aradı. Ancak bu mümkün değildi çünkü gereken diplomalara sahip değildi. Bu yüzden kendisi bir okul kurmaya karar verdi, modern bir kırsal eğitim evi. Ama önce 1920’lerden beri var olan Salem Sarayı Eğitim Evi’ni ziyaret etti.Heidelberg yakınlarındaki boş Wieblingen kalesini kiralayabildi ve Paskalya 1927’de “Evangelische Landerziehungsheim für Mädchen/Protestan Kız Eğitim Okulu” açıldı. 1941’de tüm mezhepsel özel okulların millileştirilmesine kadar Yahudi kız çocuklarının da kabul edildiği yatılı okula müdürlük yaptı. Yükselen faşizme bağlı olarak yurt dışına göç etmek isteyen Yahudileri destekledi. Savaşın başlangıcında yakındaki batı cephesi nedeniyle endişeleri olduğu için okulunun büyük bir bölümünü Starnberg Gölü’ndeki Tutzing’ye taşıdı. Bu süre zarfında ihbar nedeniyle Gestapo tarafından evi arandı, sorgulandı.


Nasyonal Sosyalistler, eğitim evini elinden aldıktan sonra, Berlin’de Anna von Gierke’nin evinde kaldı. Eylül 1941’den itibaren Alman savaş esirleri ve yurt dışında tutuklu tutulanlar için kitap organizasyonu için diğer şeylerin yanı sıra Alman Kızıl Haç’ında çalıştı. Mesleğini yerine getirmesi imkansızdı, Kızıl Haç’ta hemşire yardımcısı olarak çalıştı. Berlin’de muhaliflerin öngörülebilen “çöküş” ten sonraki dönem için perspektifler ve örgütsel sorular da dahil olmak üzere fikirlerini paylaştıkları Anna von Gierke ve Hanna Solf ile “çay toplantıları”na katıldı. Buna ek olarak, zaman zaman mültecilerin kaçmasına yardımcı olma, sürgünlerle iletişim halinde olma ve yiyecek kartları temin ederek insanların saklanmalarını destekleme konularında da görev aldı. Solf Çevresi 1941’den beri Gestapo tarafından gözetlenmekteydi ve 10 Eylül 1943’te aralarına sızmış bir Gestapo casusu olan Paul Reckzeh tarafından ihbar edildi. Sonuç olarak, Solf Çevresi’nden 76 kişi tutuklandı, birçoğu ölüm veya hapis cezasına çarptırıldı. Casus ortaya çıktıktan ve daha fazla üyenin tutuklanmasından korkulduktan sonra, Elisabeth von Thadden Aralık 1943’te Meaux’ya (Fransa) transfer edildi.

13 Ocak 1944’te Meaux’da tutuklandı, Temmuz 1944’te Roland Freisler yönetimindeki Halk Mahkemesi tarafından ölüm cezasına çarptırıldı ve 8 Eylül’de Berlin-Plötzensee’de öldürüldü. Bir din adamına yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Fransa’da Meaux’da sabah 8:00’de tutuklandım. Arabayla Meaux’dan Paris’e götürüldüm, sabah 9’dan akşam 6’ya kadar sorguya çekildim. Sorgulama gece boyunca devam etti. Tutuklama kararım ertesi gün açıklandı. Birden fazla kaçış seçeneği vardı, kardeşimi tehlikeye atmamak için kullanmadım. Sonra Berlin’e götürüldüm ve bütün gece tekrar sorguya çekildim. Engizisyonun şiddeti aşırı oldu! Bana değişik sorular sordular. Başkalarını zor duruma sokacak tek bir kelime bile söylemedim. Söylediklerim şunlardı: K.Z. Ravensbrück kötüydü. 20 Temmuz saldırısıyla ilgim yoktu, bu insanların hiçbirini tanımıyorum. Çok fazla etkim vardı, çevrem çok önemli hale gelmişti. Gerektiğinde sosyal yardım sağlamak istedik. Bu anın, ölüm anının, gelmesi gerektiği açıktı. Merhametli yardımseverler olmak istedik, ama politik bir şey yapmadık.”


İlgili haberler
GÜNÜN KADINI: Mary Kenney O'Sullivan

Mary Kenney O'Sullivan, yaşamı boyunca kadınların oy hakkı, yoksulların barınma hakkını savundu. İşç...

GÜNÜN KADINI: Franceska Mann

Varşova’da yaşayan ünlü bir dansçıydı Franciszka Mann. Ancak yüksek statüsüne rağmen bir Yahudiydi v...

GÜNÜN KADINI: Agnès Varda

Bir devrimin tanığı, fotoğrafçısı, sinemaya bambaşka bir bakış açısı kazandıran Fransız fotoğrafçı v...