Sosyalist düşünceyi Louis Aragon’a aşılayan kadın: Elsa Triolet
Elsa Triolet, Fransız anti-faşist hareketinde görev aldı. 1944 yılında Fransız edebiyatının en önemli ödülü olan Goncourt ödülünü kazandı. Bu ödülü kazanan ilk kadın oldu.

Rus-Fransız yazar Elsa Triolet (Kagan) 25 Eylül 1896'da Moskova'da doğdu. Yahudi bir ailenin çocuğu olan Elsa Kagan'ın annesi müzik öğretmeni, babası ise avukattı. Elsa ve kız kardeşi mükemmel bir eğitim gördü. Almancayı ve İngilizceyi çok iyi konuşuyorlar ve çok güzel piyano çalıyorlardı. Elsa Moskova Mimari Akademisini bitirdi. 

Şiiri çok seviyordu. 1915 yılında şair Vladimir Mayakovsky ile tanıştı. Kendisini eve davet ettiğinde Mayakovsky, Elsa'nın kız kardeşi Lilya'ya aşık oldu.

1918'de devrim öncesi bir Fransız süvari subayı olan Andre Triolet ile evlendi ve Fransa'ya göç etti. Ancak Triolet ile yaptığı evlilikte mutlu olamadı. Mayakovsky'nin ve diğer Rus şairlerinin şiirlerini Fransızcaya çevirdi. Daha sonra Triolet'den boşandı.

1920 yılında Tahiti'ye yaptığı seyahati mektuplarıyla, arkadaşı Victor Shklovsky'ye anlattı. O da mektupları Maksim Gorki'ye gösterdi. Gorki mektupların sahibinin yazarlığı düşünmesi gerektiğini söyledi 1925 yılında Rusça yayımlanan "Tahiti'de" adlı kitabı, bu mektupları temel alarak yazılmıştır.

1928 yılında Elsa, Fransız yazar Louis Aragon ile tanıştı. Evlendiler ve 42 yıl mutlu bir evlilik sürdüler. Aragon'u Fransız Komünist Partisi'ne girmesi konusunda etkiledi. 1937'de yayınlanan İyi Akşamlar Thérèse adlı romanıyla kendinden söz ettirmeye başladı. Alman işgali sırasında, 1943'te yayınlanan Beyaz At, büyük beğeniyle karşılandı ve Triolet'yi yaygın bir üne kavuşturdu.

Triolet ve Aragon Fransız anti-faşist hareketinde görev aldı. Elsa Triolet 1944 yılında Fransız edebiyatının en önemli ödülü olan Goncourt ödülünü kazandı. Bu ödülü kazanan ilk kadın oldu.

1945'te İlk Namus Lekesi 200 Franka Mal Oldu romanıyla Goncourt; 1957'de Yabancılar Buluşması ile Kardeşlik Ödülü aldı.

Anti-Faşist Direnme Hareketi'nin ve devrimci siyasal eylemin içinde aktif rol aldı. Mayakovski'yi, Çehov'u Fransa'da tanıttı. 1941'de Direnme Hareketi'nin doğurduğu Ulusal Yazarlar Komitesi'nin Onursal Başkanlığı'nı yaptı.

Son romanı, Gün Doğarken Bülbül Susar 1970 yılında yayımlandı. Elsa Triolet aynı yıl içinde 16 Haziran 1970'de 73 yaşında Moulin de Saint-Arnoult'da kalp krizi sonucunda öldü.

ELSA TRİOLET VE LOUİS ARAGON

Birinci Dünya Savaşı ertesinde farklı beklentilerin cazibe merkezi konumundaki Paris, Doğu'dan ve Batı'dan gelen göçmenlerin akınına sahne olmaktadır. Kafeleri, tiyatroları ve galerileriyle albenili bir dünya sunan bu şehri ev olarak benimseyenler arasında, Elsa Triolet ile Louis Aragon da vardır. Elsa iç savaşın perişan ettiği Sovyetler Birliği'nden kaçmış ve geçmişte kalan kalp kırıklıklarına sünger çekerek "mutlak aşkı" bulmak arzusuyla buraya sığınmıştır. Züppe bir delikanlı olarak avare bir hayat süren Aragon için Paris'i çekici kılan bambaşka bir şeydir: Genç şair, burada Paul Eluard ve Andre Breton'la birlikte sürrealist hareketin en parlak üyelerindendir. 6 Kasım 1928'de Montparnasse'da gerçekleşen buluşmadan sonra, Elsa aradığı beyaz atlı'yı, Aragon ise edebi kimliğini besleyecek yeni damarı, komünizme açılan pencereyi bulmuştur. Edebi rekabetin ve üçüncü kişilerin her an bıçak sırtında tuttuğu ilişkileri, 20. yüzyılın en ünlü aşk şiirlerinden birinde vücut bulur ve unutulmaz "Mutlu Aşk Yoktur" dizeleriyle hafızalara yerleşir. Çift, İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransız Direniş Hareketi'nin simgesi olur ve savaş sonrası dönemin en önemli kültür elçisi haline gelir.

MUTLU AŞK YOKTUR

Hiçbir şey elinde değildir insanın:

Ne gücü, ne güçsüzlüğü, ne de yüreği.

Açtığını sansa da kollarını, gölgesi bir haçtır onun.

Paramparça olur avucunda sımsıkı tuttuğu mutluluk.

Bir garip, bir acılı boşluktur günleri.

Mutlu aşk yoktur.

Bir başka kader için giydirilmiş

Silahsız askerlere benzer hayatı.

Çaresiz, kararsız kaldıktan sonra akşamları,

Neye yarar ki sabahları erkenden uyanmaları.

Söyle bunları bir tanem, tut gözyaşlarını.

Mutlu aşk yoktur.

Güzelim, sevgilim, kanayan yaram benim.

Yaralı bir kuş gibi taşırım yüreğimde seni.

Ve onlar bakarlar bilmeksizin, geçerken biz,

Tekrarlayıp ardımdan benim ördüğüm sözleri:

Ve apansız ölürler iri gözlerin için

Mutlu aşk yoktur.

Vakit yok artık öğrenmeye hayatı.

Ağlasın birlikte yüreklerimiz gün ışıyıncaya dek.

Küçümencik bir şarkı için bile nice mutsuzluk gerek.

Bir ürperişi bile nice pişmanlıkla ödemek.

Bir ezgi için bile nice gözyaşları dökmek

Mutlu aşk yoktur.

Hüsranla bitmeyen aşk yoktur.

Yara açmayan aşk yoktur kalpte.

İz bırakmayan aşk yoktur insanda.

Ve tıpkı senin gibidir vatan aşkı da.

Gözyaşlarına boğulmayan aşk yoktur.

Mutlu aşk yoktur.

İkimizin aşkıdır bu gene de.

Louis ARAGON ( Türkçesi :Orhan SUDA)


İlgili haberler
GÜNÜN KADINI: Antonie Möbis

Nazilere karşı aktif mücadele içinde yer alan işçi, komünist, politikacı Antonie Möbis ile tanışın.

GÜNÜN KADINI: Heloise Ruth First

Güney Afrikalı apartheid karşıtı aktivist, gazeteci ve sosyolog Heloise Ruth First 4 Mayıs 1925'te J...

GÜNÜN KADINI: Sömürgeciliği dert edinen Zimbabweli...

Afrika'da sömürgecilik, gerilla savaşı, özellikle çocuklarına daha iyi bir gelecek sunmak için çabal...