12 yıllık mesleğimi bıraktım
Her türlü olumsuzlukla kendimi var ettiğim emektar dükkanıma veda etmek zorunda kaldım. 12 yılın ödenmemiş güvencesi ile, bitmeyen ekonomik kaygılarımı çantama koyarak, arkama bile dönüp bakmadan...

Çalışıp üretmek beni çoğu zaman motive eden durumlardan biri olmuştur. Ortaya iyi bir şeyler çıktığında da insan kendini işe yarar bir pozisyonda buluyor. Fakat belli ekonomik kaygıları yaşayan biriyseniz üretim alanınız genellikle kısıtlıdır. Bu durumda olanlarımız için meslek edinme olanakları sosyal ve ekonomik nedenlerden ötürü elinden alınmıştır.

Ben de bu sosyal ve ekonomik koşullardan nasibini alanlardanım. Para kazanıp geçimimi sağlamak adına yapmış olduğum birbirinden farklı işlerden sonra, bir anda artan sorumluluklarımla beraber, “Artık bu son mesleğim olsun” dediğim kuaförlük işime bir yıllık bir eğitimden geçerek başladım. Yine bir yıllık çalışma hayatından sonra yaşadığım mahallede bir kuaför salonu açmayı düşündüm ve beni cesaretlendiren bir ortaklık kararı sonucunda kolları sıvayıp esnaflığın ve zanaatın birlikteliğiyle işe başladık. Kısa bir süre sonra salonun müşteri potansiyelinin iki emeğe yetmemesi yüzünden ve çalışma arkadaşımın cinsiyeti nedeni ile (fazla mutaassıp bir mahalle oluşundan) dükkanı ben devralmak durumunda kaldım. İlk beş yıl üç kişi çalışırken, sonraki beş yılda iki ve son iki yılda da tek başına kalmıştım.

SAÇ KESİMİ BİLE LÜKS HALE GELİRKEN...
Kadınların mutfak masraflarından ayırıp kendilerini iyi hissettirecek bir saç kesimi yaptırması bile bir lüks haline gelmişti artık ve ben biraz da utanarak ücret limitini belirtiyordum. Oysa bir sigara parasının çok az üzerinde, kırk beş dakikalık bir emekle işimi bitiriyordum. Eğer bir bakkal dükkanı çalıştırmış olsaydım çoktan iflas etmiş olabilirdim. Özellikle Gezi olayları başladığında yapmış olduğum işe olan isteğim de azalmıştı ve insanların yemeye ekmek bulamadığı bir ülkede kadınların güzelleşmesine katkıda bulunmak beni mutsuz etmeye başlamıştı. Fakat bir taraftan bakıp büyütmekte olduğum çocuklarım olunca başka bir mücadele söz konusu oluyor.

On yıllık bir mücadeleden sonra iki yıllık son maraton benim için dönüm noktası olmuştu. Artık tek başına çalışmam gerekiyordu, koşullarım başka türlüsünü kaldırmıyordu. Buna rağmen her türlü olumsuzlukla kendimi ekonomik açıdan var ettiğim emektar dükkanıma veda etmek zorunda kaldım. Esnafın sırtına vurulan gelir vergisi, kullanılan malzemelerin yurt dışından gelmiş olması nedeni ile üzerine konulan ek vergiler, esnafın kamburu oda aidatı, elektrik, su, telefon, kira vs. derken kalan üç kuruş para ve aynalarda asılı kalan güzelleşme çabaları yüzünden hiç pişmanlık duymadan, on iki yılın ödenmemiş gelecek güvencesi ile, bitmeyen ekonomik kaygılarımı çantama koyarak ve güzelliği daha gerçek alanlarda bulmak umudu ile arkama bile dönüp bakmadan oradan ayrıldım. Yıllarca devlete ve dükkan sahibine çalışmış olmanın verdiği ezilmişlik duygusu ile hayatıma kaldığım yerden devam etmek üzere evimin yolunu tuttum.

İlgili haberler
Birlik ve dayanışma için 8 Mart’ta buluşalım

Birbirimize sadece dertlerimizi anlatmıyoruz, çözüm önerileri de sunuyoruz. Anlattıkça çoğalıyor, ço...

Gece vardiyasında 8 Mart sohbeti

Bu sohbette şunu gördüm ki çoğu kadının 8 Mart’tan haberi yok ya da ilgisini çekmiyor, bilmenin haya...

Başka bir hayat için kadınlar 8 Mart’a

8 Mart vesilesiyle kadınlarla bir araya gelen, onların sorunlarını dinleyen, çözüm önerileri arayan...