‘8 saat canımız ne isterse’
‘Daha önce, küçük bir çocukken 1 Mayıs’a katılmıştım. Şimdi talepleri olan genç bir işçi olarak katılacağım.’

Merhaba Ekmek ve Gül okurları, ben Havin. Daha önceki mektubumda da kendimden ve şu an içinde olduğum durumdan bahsetmiştim. Okumayanlar için tekrar hatırlatmak gerekirse, 14 yaşımdan beri ailemle birlikte kuryelik yapıyorum. Hem kadın hem de çocuk işçi olduğumdan dolayı iş yerimde daha çok eziliyor, hor görülüyorum. Hayatım bu noktaya, eğitimdeki verimsizlikten kaynaklı derslerimin kötüleşmiş olması ve ailemin yaşadığı ekonomik sıkıntılardan dolayı beni okuldan almasıyla geldi. Bu durumu benim gibi birçok çocuğun ve gencin yaşadığını biliyorum. Milyonlarca gencin okulda olması gerekirken çalıştığı, okuyanların ise mezun olduktan sonra işsiz kaldığı, -beni çok tedirgin ettiğini belirterek söylüyorum- kadın cinayetlerinin artık normalleştiği bir dönemdeyiz. Böyle bir dönemde 2024 1 Mayıs’ına doğru gidiyoruz.

Daha önce, küçük bir çocukken 1 Mayıs’a katılmıştım. Şimdi talepleri olan genç bir işçi olarak katılacağım. Bunu hatırlayınca 1 Mayıs’ı araştırdım ve “8 saat çalışma, 8 saat dinlenme, 8 saat canımız ne isterse” sloganına denk geldim. Bir çocuk işçi olarak 2024 yılında 8 saat çalıştıktan sonra eve geldiğimde canımın istediği şeyi yapamaz durumda oluyorum. Benimle benzer sorunları yaşayan ve bu durumdan şikayetçi olan bütün arkadaşlarımı bu sloganın gerçek olması ve daha fazlası için 1 Mayıs’a çağırıyorum.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül