Alerji mevsimi geldi, kendisi gelmesin!
Alerjenler genellikle dış ve iç ortam alerjenleri olarak sınıflandırılır. Alerjenler ülkeden ülkeye, hatta aynı ülke içinde coğrafi bölgelere bağlı olarak değişiklik gösterir.

Hapşırık, tıksırık, baş ağrısı, nefes daralması... Kimi ağır yaşar, kimi daha hafif. Ama her iki durumda da zorlar insanı. Alerji, bir nevi çağın hastalığı. Gelin bu ay birlikte bakalım alerjinin ne olduğuna.

Alerji, normalde zararlı olmayan bir maddeye karşı vücudun aşırı reaksiyon vermesidir. Avrupa’daki nüfusun yüzde 40’tan fazlası halen en az bir alerjiden muzdariptir. Bu alerjik hastaların yaklaşık yüzde 70’i birden çok şeye karşı alerjendir. Çocuklar genellikle atopik dermatit, alerjik rinit ve alerjik astımdan etkilenirler.

Peki, nedir alerjiye yol açanlar?

Alerjenler genellikle dış ve iç ortam alerjenleri olarak sınıflandırılır. Alerjenler ülkeden ülkeye, hatta aynı ülke içinde coğrafi bölgelere bağlı olarak değişiklik gösterir. Ağaç, çim, yabani ot polenleri, mantar ve küfler en sık görülen hava kaynaklı alerjenlerdir. Ağaç polenleri erken ilkbahar, çimen polenleri geç ilkbahar ve erken yaz, yabani ot polenleri ise geçyaz döneminde ortaya çıkar. Toz akarları ve hamam böceği dışkıları, kedi ve köpek tüyleri ve küf mantarları da sık görülen alerjenlerdir.

ÜÇ BAŞLIKTA ALERJİ
Alerjik rahatsızlıkları üç başlık altında toplayabiliriz: Atopik dermatit dediğimiz deri alerjisi, alerjik rinit ve astım.

Her üç durumda da alerjenle ilk kez karşılaşan vücut bu alerjene karşı immün yanıt oluşturur ve kendi içinde bunu alt etmeye çalışır. Tıbbi adıyla IgE adı verilen bir antikor oluşturur, aslında bu normal şartlarda bazı parazitlere karşı salgılanan ancak alerjik reaksiyonlarda da rol oynayan bir antikor tipidir. IgE antikoru, sağlıklı insanlarda belirli bir oranda sentezlenirken, alerjik reaksiyon gösteren kişilerde artış eğilimindedir. Ne kadar yüksek alerji o kadar yüksek IgE! Zaten doktorlar da alerji tespiti için bu antikora bakarlar.

Her alerjili giden durumda klasik bulguların dışında çeşitli deri testleriyle alerjeni tespit etmekte elimizi güçlendirir. Deri testlerinin sonuçlarına göre immün yanıtı düzenleyen tedavinin düzenlenmesi de mümkün olmaktadır.


KİMLERDE ALERJİ DAHA SIK GÖRÜLÜR?
• Sanayileşmiş toplumlarda geleneksel yapıdaki tarım toplumlarına göre çok daha fazla görülür.
• Kentsel alanlarda yaşayanlarda kırsal bölgelerde yaşayanlara göre daha fazla görülür.
• Kardeş sayısı çok olan veya kalabalık aile çocuklarında daha az görülür. Bunun sebebi de erken çocukluk döneminde mikroplarla temasın, özellikle kişinin bağırsak florasının zenginliğinin alerji gelişimini azalmasıdır. Özellikle paraziter enfeksiyonlar ile sindirim yoluyla bulaşan enfeksiyonların yoğun olduğu bölgelerde alerji sıklığı düşüktür.

ALERJİYİ NE TETİKLER?
1. Ailede alerjili anne, baba, dayı, hala, teyze vs. olması
2. Sosyoekonomik düzeyin yüksek olması
3. Siyah ırktan olmak
4. Hava kirliliği
5. Ailenin ilk çocuğu olmak
6. Ev içinde hayvan beslenmesi
7. Evde sigara içilmesi
8. Bebeğin bir yaşından önce yapay mamalarla beslenmesi


ALERJİK BELİRTİLER
Alerjik rinit: En sık rastlanan bulgular burun tıkanıklığı, burun akıntısı, kaşıntısı, koku ve tat bozuklukları, yumuşak damakta kaşıntı, hapşırma ve baş ağrısıdır. Semptomların periyodik olması, bu şikayetlerin bazı ortamlarda ve belirli zamanlarda ortaya çıkıp bazen de kaybolması alerjik rinitin özelliklerindendir.

Astım: Ailesel kalıtımsal durumu tetikleyen çevresel faktörlerle gelişen solun yolu tıkanıklığı ile giden bir durumdur. Çevresel faktörler arasında çevresel karbon ve kükürt gazı, egzoz dumanları, ev akarları, sigara ve kimyasal kokular, ilaçlar özellikle aspirin sayılabilir. Özellikle gece sabah karşı ortaya çıkan akciğer hava yollarının daralmasına bağlı nefes darlığı, soluk alamama ve öksürük atakları görülen astım hastalığı tüm bu olumsuzluklara rağmen uygun tedavi ile kontrol altına alınıp normal bir yaşamın mümkün olduğu bir hastalıktır.

Atopik dermatit: Deride kuruma, kaşıntı ve bazen de pullanma ile bulgu veren kalıtsal-ailesel cilt durumudur.

ALERJİDEN NASIL KORUNABİLİRSİNİZ?
Ev akarlarından korunmak için;
· Yatak çarşafları sık yıkanmalı
· Özel yatak kılıfları kullanılmalı
· Halılar kaldırılmalı
· Zeminde ıslak temizlik yapılmalı
· Etkin ve filtreli elektrikli süpürgeler kullanılmalı
· Odadan toz tutucu eşyalar kaldırılmalı
· Ev, akar öldürücülerle ilaçlanmalı

Dış ortam alerjenlerinden korunmak için;
· Ocak-Mart: Ağaç poleni
· Nisan-Mayıs: Çayır poleni
· Mayıs-Haziran: Tahıl poleni
· Eylül-Ekim: Yabani ot poleni dönemidir.

Eğer bunlara karşı alerjiniz varsa, özellikle ilk ve sonbahar aylarında açık havada bulunmamaya dikkat edilmeli. Sabah ve öğle arasında polenler daha yoğun olacağından bu saatlerde açık havada olmamaya dikkat edebilirsiniz. Piknik ve doğa yürüyüşü gibi etkinlikler polen mevsiminde yapılmamalı. Camlar kapalı tutulmalı. Eve girince elbiseler değiştirilmeli ve duş alınmalı.


TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?
Alerji tedavisi alerjenden kaçınma ve alerjen immunoterapisi ile mümkündür. İmmünoterapinin amacı bağışıklık sistemini eğitmek ve vücuda alerjenlerlerin düşman olmadığını öğretmektir. Hastalara alerjik yanıt oluşturan maddeler giderek artan dozlarda, uzun sürede verilerek alerjenle bir sonraki karşılaşmada hastalık gelişmemesi için korunma sağlanmış olur. Bu yöntem alerjenden korunma yöntemlerinin uygulanmasına ve ilaç kullanımına rağmen kontrol altına alınamayan alerjiler söz konusu olduğunda, hasta alerji ilaçlarının yan etkileri yüzünden ilaca devam edemediğinde, yeni alerjiler ve astım oluşmasın diye koruma amaçlı uygulanabilir. Ama immunoterapi; gıda alerjisi, egzama, ürtiker gibi durumlarda uygulanamıyor. Bu tedavi emin ellerde yani alerji uzmanları, immunologlar, kulak burun boğaz, göğüs ve çocuk hastalıkları uzmanları tarafından uygulanmalıdır.

İlgili haberler
SKOLYOZ: Yere eğilmesin başınız...

Hiç bir çocuk skolyozla yaşamak, skolyozlu bir yetişkin olmak zorunda kalmasın diye doktorların dikk...

Yaz güzel de sıcak kötü!

Aşırı sıcak çarpması acil müdahale edilmesi gereken bir sorunken kronik hastalıkların kontrolünü de...

Sinsi Düşman: Hipertansiyon

Türkiye’de bugün 40 yaşını geçmiş her iki kişiden biri hipertansiyon hastası. Hipertansiyon, kadınla...