Asgari ücret: Nereden tutsan elinde kalıyor
Ayşe’nin ve arkadaşlarının şimdiki gündemi asgari ücret. Asgari ücret artsın mı artmasın mı tartışmasında Ayşe neler diyor, e buyurun…

“Kızzzzz kahvenin yanına çikolata felan alma bacım çikolatalar çok pahalanmış, hem diyetteyiz boşver” diyor Ayşe. Arkasından Hülya arıyor, “Sakın çayın yanına bir şey yapma bacım tok geleceğiz zaten yiyemeyiz.” (Bunlar sözleşmişler belli) En son Kübra arıyor, “Sen çay koy ben yanına bir şeyler alıp geliyorum.” Bayılıyorum kadın dayanışmasına, ne olursa olsun birbirimize hep destek olmamızın verdiği keyifle çay koyup kahvaltılık bir şeyler hazırlıyorum, kızlar tek tek geliyorlar çaylar simitler eşliğinde sohbet başlıyor.

Asgari ücret tartışmaları hız kazanmaya başladı. Herkes bir rakam telaffuz ediyor. Rakamlar tahminden ziyade, bir temenni havasında. Artık en eğlenceli sohbetlerimizde bile laf dönüp dolaşıp hayat pahalılığına geliyor. Kızlarla buluşup bir kahve içmek bile lüks gelmeye başlayınca evlerde buluşmalar kaçınılmaz oldu.

MAAŞA YAPILAN ZAM NE İŞE YARIYOR BU PAHALILIKTA?

“Asgari ücrete zam gelecekmiş acaba ne olacak?” diyor Kübra. Ayşe hemen lafa atlıyor, “Bacım kurban olayım zam gelmesin maaşlar aynı kalsın.” Hepimiz birbirimize şaşırarak bakıyoruz. (Ayşe işte, yine meseleyi nereden tutacak acaba ) “Üfff bakmayın bana öyle beee! Ben anlamam politikadan falan, kimseyi de tutmuyorum ama geçen sefer zam yaptıklarında çok sevinmiştim. Maaşlara yapılan zam sonrası her şeyin fiyatı üç katına çıktı. Yapılan zam hiçbir işe yaramadı. Ben artık zam falan istemiyorum ne maaşlara zam yapsınlar ne de aldıklarımıza zam yapsınlar. Her şey ateş pahası.” Bana dönüp “Kızzzz sen de asgari ücretin artması gerekir deyip durma, hiçbir şey artmasın öyle dursun artık” diyor. “Tamam, Ayşeciğim zaten ben ne dersem onu yapıyorlar, bu sefer seni kırmayalım senin dediğin olsun” diyorum. Gülüşüyoruz, Ayşe bize kızıyor, “Siz gülün zamlardan sonra ben size güleceğim” diyor.

PATRON ÇALIŞANDAN TASARRUF EDİYOR

Hülya devam ediyor: “Şaka bir yana asgari ücret zammını artık korkarak bekliyoruz. Çalıştığım şirkette 10 yıllık elemanım 2 kişi çalışıyoruz. Asgari ücrete zam geldiğinde kesin olarak ikimizden birini çıkaracaklar.” “Nasıl bu kadar eminsin” diyorum. “Ortada daha hiçbir şey yok patron 2 ay öncesinden başladı, ‘Asgari ücrete zam gelecek hazırlıklı olun’ diye. Her gün geliyor bir hesap yapıyor. ‘Asgari ücrete zam gelirse birinizi işten çıkarmak zorundayım’ diyor. Diğer gün geliyor ‘Esnek çalışma da olabilir 15 gün biriniz gelirsiniz 15 gün diğeriniz gelir” diyor. Başka bir gün başka bir şey. Sonra yine başa dönüyoruz. Sürekli bizi geriyor. Arkadaşla geçen gün ‘Birimizi çıkarsa da bu gerilimden kurtulsak’ dedik. Bazen de ‘Siz de bir çözüm bulun ben ne yapayım’ diyor. Geçen ay büronun ısıtma sistemini kapattı, montla oturuyoruz ofiste. Bu da yetmedi ısıtıcı ve çay makinesini kapattı, bütün gün açık kalmayacak, çay günde bir kez demlenecekmiş. En son, ‘Evden getirdiğiniz yemekleri fırında ısıtmayın’ dedi. Yavaş yavaş mobbing yapıyor bize.”

Ayşe çok sinirleniyor “Dümbüğe bak! Neredeyse üstüne para isteyecek, bunlar iyice saçmalamaya başladılar” diyor. Gülüyoruz, evet Ayşeciğim birlikte olmazsak tek tek hepimize böyle davranmayı kendilerinde hak görüyorlar.

ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI EDİYORLAR

Kübra lafa giriyor, “Ayy abla ben tek çalışanım, bir doktorun yanında çalışıyorum, her işi yapıyorum, geçen gün bana ‘Asgari ücret ortalıkta konuşulduğu gibi 7-8 bin lira olacaksa ben o ücreti ödeyemem ya şimdiki ücretle çalışırsın ya da yarım gün gelir işleri yapar gidersin’ dedi. Ne diyeceğimi bilemedim. Zaten tek çalışanım daha ne kadar tasarruf edecek, üstelik geliri benim maaşımı çok rahat karşılar ama kesin bir dille asgari ücret veremeyeceğini söyledi. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ailemin yanında tek başıma çocuğumu büyütmeye çalışıyorum. Zaten maaşım çocuğumun hiçbir ihtiyacına yetmiyor, ailemin desteği olmazsa geçinemem, bir de işsiz kalırsam ne olacak?”

Patronlar her zaman işçiyi işsizlik korkusu ile sınarlar diyorum. Ayşe “Bu ne demek gene bilmiş bilmiş konuşma” diyor. Yani Ayşeciğim, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek gibi bir şey. Ekonomik koşullar zorlaşınca işçinin korkusu geçinememekten çok işsiz kalmak olur. İşsiz kalmamak için de daha az ücrete razı olur.

Ayşe, “Heeeee kızzz doğru diyorsun şimdi daha çok sinirlendim. Ben gidip çocuk baktığım aileye zam isteyeceğimi söyleyeceğim. Onlar da bana hep nereden iş bulacaksın diyorlar ben de işsiz kalmayayım diye her işi yapıyorum. Bitti daha, gıcık aldım kendimi ezdirmeyeceğim.” Hahaha, yürü be Ayşe kim tutar seni…

SOFRAYA KONAN EKMEĞİMİZE DE GÖZ KOYUYORLAR
Ekmek, sofralarımızın vazgeçilmezi, şimdi ekonomik kriz derinleştikçe her sohbetin ana gündemi. Geçtiğimiz günlerde de Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar ekmek üzerine yaptığı bir yorumla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu yaşıma kadar ekmek ile ilgili konuşan biri cezaevine girecek deseler inanmazdım. Şu ahir ömrümüzde daha neler göreceğiz bakalım.
Ekmek, öğünlerimizin olmazsa olmazı, hele bir de sıcak ve çıtır çıtır olursa of offffff! Aslında ben de ekmeğe biraz kızgın olanların tarafındayım. (Bunu söyledim diye umarım başıma bir iş gelmez.) Neden kızgın olduğuma gelince, sebep olarak fazla kilolarımı gösterebilirim. E madem ekmek yüzünden yeme o zaman, diyebilirsiniz. Hah işte o zaman da anneme çok kızgınım. Annenle ne alakası var, derseniz… Yoksul sayılabilecek 5 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğuyum. Çocukluğumda yemek yerken annem elimizin üstüne hafifçe vurur, ekmekle yiyin yoksa karnınız doymaz der, bize zorla ekmekle yemek yedirirdi. Orta yaşlara gelince annemi daha iyi anlamaya başladım. Bu laf doyup doymama ile ilgili değildi. İşçi bir babanın, ev hanımı bir annenin 5 çocuğunun karnını doyurmak için verdiği mücadelenin bir yansımasıydı. Yemek az ekmek çoktu ve herkesin doyabilmesi için ekmekle yemek gerekiyordu. Artık anneme kızmayı bıraktım ve bizi ekmekle yemek zorunda bırakanlara kızmaya başladım. Şimdilerde ekmek de küçüldü sofraya konulan yemek de. Çocuklar sağlıklı ve düzenli beslenemiyor. Ekmek ve Gül’ün “Okullarda bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek haktır” kampanyasını çok önemli buluyor ve herkesi bu kampanyaya destek olmaya davet ediyorum.

Görsel: Freepik

İlgili haberler
Asgari ücret, asgari yaşamlar

Bizi bu şartlarda çalıştıran patronlar ve hükümet asgari ücrete karar verecekler. Sendikalar yine se...

Az kalsın mutluymuşsunuz gibi...

Yüzde 61 oranda mutluymuşuz kız kardeşlerim. Bu yazıda bahsi geçen yüzdeliğe dahil değil misiniz? Si...

İşçi buluşmasından notlar

Bu masada yok yok! Gündemimiz bol: vergi kesintisi, bir işçi direnişinin öğrettikleri, toplu iş sözl...