Bıktık, değiştireceğiz
‘Depremde, selde, yangında ‘Siyaset yapılacak zaman mı?’ diye susturmaya çalışıyorlar bizi. Vatandaş olarak siyasete katılmak zorundayız’

Küçükçekmece Ekmek ve Gül Grubu olarak “Seçimde kadınların seçimi ne olmalı? Biz kadınlar oy kullandığımızda yurttaş olarak görevimizi tamamlamış mı oluyoruz? Bu seçimlerden ve seçilecek hükümetten beklentimiz nedir? Bu süreçte nasıl bir yol izlemeliyiz?” sorularını konuşmak üzere kadınlara bir çağrı yaptık, pek çok kadınla yan yana geldik. Kadınların en büyük isteği 20 yılı aşkın süredir ülke yönetiminde olanların bıraktığı tahribattan bir an önce kurtulmak.

‘20 YILDA PES DEDİRTTİLER’
Bu seçimi diğer seçimlerden farklı kılanın ne olduğuna dair kadınların neredeyse hepsi “20 yıldır yaşanmamış felaket kalmadı. Yangın, sel, deprem ve tabi ki ekonomik krizle derinleşen yoksulluk ve yoksunluk. Son iki yılda o kadar çok şey yaşadık ki bu kadarı da pes dedirten olaylar” diyorlar. Kadınlardan biri “Bunlara çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddeti de eklediğimizde hiç bu kadar mutsuz olduğumuzu hatırlamıyorum” diyor, diğer kadınlar katılıyor. Kadınların çoğu daha özgür bir ülkede yaşamak, sokağa çıkmaktan korkmadıkları bir hayat istiyorlar.
“Özellikle cemaatlerin bu kadar kol gezdiği bir dönemde korkuyoruz sokakta dolaşmaya. Okullarda acaba çocuklarımızın kafalarını nasıl bir gericilikle dolduracakları korkusunu yaşıyoruz. Çocuklar ilkokuldan üniversiteye yurt dışına gitme hayali kuruyorlar” diyor bir kadın.
Bir başka kadın dükkanına gelen bir tarikat üyesine dükkanına sadaka kutusu bırakmalarını istemediğini söylediğinde, nasıl bir ısrarlar karşılaştığını anlatıyor. “6 yaşındaki çocukların evlendirilmesine destek olmak istemiyorum” dediğinde “Kim buranın sahibi?” diye tarikat üyesinin ortalığı ayağa kaldırmasına karşı öfkesini dinliyoruz.

‘ÇOCUĞUM BÜYÜRKEN EKONOMİK OLARAK KÜÇÜLECEĞİZ’
Seçim sonrasında kurulacak yeni hükümetin haklarımızı bize iade etmesini mi bekleyeceğiz? Yoksa haklarımız için mücadele mi edeceğiz? Yan yana geldiğimiz kadınlar, “Bizim bizden başka kimsemiz yok” diyorlar bu tartışmada.
“Kurtuluşu birilerine bırakarak bir şeylerin değişmesini beklemek bizi kurtarmaz. Seçim sonrasında da varız. Şu anki hükümetin değişmesi bugünkü talebimiz. Seçtikten sonra başı boş bırakmamak, vatandaş olarak hakkımızı koruyabilmek için mücadele etmek zorundayız" diyor bir kadın.
“Toplanan vergi nereye gitti? Bunun hesabını soramıyoruz bu hükümetten. Yarın yeni gelecek hükümetten bunun hesabını sorabilecek miyiz? Mesele bu. Hayatımızın değişmesi için daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor. Bugün seçimle hükümet değişse bile bizim hayatlarımız kolay değişmeyecek. Bunu çok iyi biliyoruz. Çocuğum var o büyürken biz ekonomik olarak küçüleceğiz” diyor kadınlardan biri.

BİZ SÖYLENENE DEĞİL YAPILANA BAKARIZ
“AKP kadınların çalışması ile güçlendi” diyor bir diğeri. “Depremde, selde, yangında ‘Siyaset yapılacak zaman mı?’ diye susturmaya çalışıyorlar bizi. Vatandaş olarak siyasete katılmak zorundayız. Evde, okulda, sokakta siyaset dediğin şey senin yönetime katılma hakkın. Destekleyenleri görüyoruz. Eleştirenleri bu iktidarda göremiyoruz. Ya evdeler ya mahkemede ya da cezaevindeler. Kadın hakları pazarlık konusu olamaz. Siz nasıl ceza kanununu pazarlık konusu yapamıyorsanız, bunu da yapamazsınız. Bizim beklentimiz kadınların toplum içerisinde görünür kılınması, haklarımızın sağlanmasını talep ediyor olmamız. Bu hükümet kadınlara ‘Biz haklar verdik’ dese de yaptıkları bizim için gösterge. Kadınlara şiddet uygulayana iyi hal indirimi verilmesi, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, kadınlara nafakanın verilmesinin engelleyen uygulamalar gerçek olanı gösteriyor.”
Okullarda bir öğün ücretsiz yemek için yüz binlerce imza topladık mı? Topladık. Ana sınıfında vermeye başladılar mı? Evet başladılar. İnsan gibi yaşayabileceğimiz bir dünyayı ülkeyi değiştirebilme gücümüzü kullanabilmek, mesele bu. İnsanca yaşayacak bir hayatı nasıl kurabiliriz? Kendi emeğimizle kurduğumuz birliğimiz. Küçük adımlarla nasıl değiştirmeyi başardığımız işlere imza attıysak, depremde nasıl dayanışma ile birbirimizin yaralarını sardıysak aynı şekilde yaşamımızı da değiştirebiliriz.


Kolaj: Canva