Dayanışma ile yeniden başladım
Küçük yaşlarda istismara uğrayan, çocukları için ayakta kalmaya çalışan genç bir kadın o. Tanıştığı insanlar ve yolunun kesiştiği kadın derneği sayesinde güçlenmiş. Şimdi o güç veriyor başka kadınlara

1990 doğumlu genç bir anneyim. Bir yaşındayken annem beni babaanneme bırakıp gitmiş. Beni ve 8 çocuğu gecekonduda çok zor şartlarda büyütmeye çalıştılar. Dedem çok acımasızdı, babaannemi karşımızda hortumlarla, zincirlerle döven bir insandı, bizi de aynı şekilde döverdi. Dedemin “Kötü kızlar gibi mi olacak” sözlerine rağmen babaannem beni ilkokula kaydettirmişti.

Bir de babam vardı tabii. Çalışmayan, gündüzleri uyuyup geceleri uyumayan. Ve de amcam... Yaşamımdaki ilk travmam. Bana ne yaptığı çok sonradan anlamıştım. Hayal meyal hatırlıyorum, 6-7 yaşlarında istismara uğradığımı. O zamanlar çocuktum, korkmuştum. “Söylersem döverler, suçlu ben olurum” diye anlatamadım kimseye. Bu zorluklar devam ederken liseye başladım. Babam hâlâ çalışmıyordu ve yiyecek ekmeği zor buluyorduk. Babamla her gün kavga ediyordum, “Çalışmıyorsun, bizi herkese muhtaç ediyorsun” diye bağırıp çağırıyordum. Zamanla psikolojim iyice bozuldu; okuldan, arkadaşlarımdan soğudum, bir çıkış yolu aramaya başladım.

15-16 yaşlarında okulu bırakıp kursa yazıldım. Kursa giderken bir adamla tanıştım ve dükkanında işe başladım. Adam 46 yaşındaydı, kimseden görmediğim ilgiyi ondan görüyordum. Çok boşluktaydım, bir yandan korkuyordum bir yandan da hayatımdaki boşlukları doldurmaya çalışıyordum. 19 yaşıma birkaç ay kalaydı, bir gün alkol almıştım, ilk kez alkol alıyorum tabii, bayılmışım. O gün hayatım bitti, hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Bir travma daha yaşamıştım. Bir ay içinde ikinci şoku yaşadım, hamileydim.

Evlenmekten başka çarem kalmamıştı, ailemden saklamak zorundaydım. Gizlice evlendim, aileme söylemeliydim artık. Babaannem çok ağladı, ama kabullenmek zorunda kaldı. Evliliğim devam ederken acılar da devam etti. Artık eşim olan adam her akşam sarhoş geliyordu, çocuğuna sahip çıkmadı, ev sahipleri kapılara dayandı. Çocuğum iki yaşına geldiğinde ikinci kez hamile kaldım. Hiç kimsem yoktu, kendi ellerimle kendimi yakmıştım. Çocuklarımı bırakacak bir yerim yoktu, çalışamadım. Durumumuz her geçen gün daha kötüye gitti. Üç kez intihar ettim, ölümden döndüm. Ama ipin koptuğu yerde “Artık yeter” dedim. Bu adamdan kurtulmalıydım, çocuklarımı da kurtarmalıydım. Direndim ve boşanma davası açtım. Çocuklarımla yeni bir hayata başladık.

Boşandıktan sonra 3 ay kaldığım evin kirasını ödeyemedim, elektrik, su, doğal gaz kesildi. Çocuğum birinci sınıfa gidiyordu, mum ışığında ödev yaptık, komşuların verdiği tüpte yemek pişirdim. Geceleri çok ağladım ama çocuklara belli etmedim, hiçbir zaman mücadele etmekten vazgeçmedim. Eski eşim peşimi bırakmadı, tehdit etti, içip evime geldi, bağırdı çağırdı, ama korkmadım, asla ona boyun eğmedim. Ve sonunda ben kazandım.

Çocuğumun okulundaki veliler benim için bir daire bulmuşlar. Aralarında para toplayıp, nakliyeyi tutup el birliği ile beni o eve taşıdılar. Herkesi ve her şeyi geride bırakıp hayata yeniden başladık. Oturduğum yerde yeni kadınlarla tanıştım ve kadın derneğine üye oldum. Yardıma ihtiyacı olan kadınlar için koşturmaya başladım. Şimdi ben de zorda olan kadınlara el uzatıyorum. Mülteci aileler var, hiç ayrım yapmadan ihtiyaçlarına koşmaya çalışıyorum. Paylaştıkça mutlu oluyorum. Bu hayat beni yıkamadı, yıkamayacak da. Ne olursa olsun pes etmedim, kadınlar siz güçlü olursanız bütün kadınlar güçlü olur. Hep birlikte, el ele güçlü kalmak dileğiyle...

İlgili haberler
Mevzu bozuk psikoloji değil, bozuk çark

Kaybedecek sarayımız da yok, ejder suyumuz da. İster dış güç desinler, ister başka bir şey; Yoksullu...

Depremi bekler gibi bekleyecek miyiz?

“Beni krizi bahane ederek işten attılar. Samimi olduğum dört kişiyi de çıkardılar. Sonradan duydum k...

Kadın kadına çıktık bu yaz tatile

Bu yaz kırdık zincilerimizi, fabrikadan kızlarla tatile gittik. Çocukları da aldık ama kocaları bıra...