
Yaz günlerinin sıcaklığı yavaştan yerini serinleyen havalara bırakırken cümle hayatın sonbahar ve kış hazırlıklarını da kadınların ellerine bırakıyor.
Umutlar, hevesler, kaygılar bir arada.
Mevsimler değişiyor, gündelik hayatın rutinleri mevsimlere ayak uyduruyor. Ama dünya halklarının zemheri kışı hiç geçmiyor. Kapitalist emperyalist barbarlık memleketimiz dahil dünyanın ucunu bucağını alt üst etmeye devam ediyor. Katliamlar, çatışmalar, yoksulluk ve kıtlık... Bizim payımıza da bu emperyalist barbarlıktan düşen pay şiddet ve sömürü sarmalı. Hem de ne sarmal!Tek adam rejiminin bugün bize yaşattıklarını, yarın yaşatacaklarını görmeyi, anlamayı engelleyecek derecede alt üst ediyor hayatımızı, zihnimizi.
Ekmek de istiyoruz gül de. Hem de her mevsim sıcacık bir ekmek, her mevsim cap canlı açacak bir gül. İşte bu sayımızda da yeni bir mevsimi, Eylül ayını “biz ne yapacağız, nasıl kazanacağız?” sorusuna hep birlikte bu sayfalardan verdiğimiz, gelecek sayılarımızda güçlendireceğimiz yanıtlarımızla karşılıyoruz.
Aile yılı, güvencesizlik, ucuz emek sömürüsü, gasp edilmiş temel haklarımız, hedefe konan miras hakkımız, yoksulluk ve geleceksizliğin esir aldığı çocuklarımız, sosyal yardımlara muhtaç kılınmış yardım başvurularında eğdirilmiş başlarımız... Hepsi hem sorularımızda, hem de sayfalarımızdaki yanıtlarımızın içinde.
Hepimizin cevabını bildiğimiz sorularımız da var. Yanıtlanmasına ihtiyacımız yok üstelik. Pislik içindeki okul sıralarına aç bilaç oturturken çocuklarımızı devlet nerede sorusunun cevabına ihtiyacımız yok örneğin. Okul bulmaya, bulduğu okulun masraflarını denkleştirmeye çalışan anneler biliyor bir şekilde bu sorunun cevabını çünkü. Nitelikli kamusal eğitim hakkının gaspının örgütlenmesinde görüyor devletin kendisini. Akademisyenlere, öğrencilere geçilmez kale olan Boğaziçi Üniversitesi kapılarının arkasında 15 yaşındaki çocuk işçi Hilal’in katili için nasıl ardına kadar açıldığının cevabına ihtiyacımız yok örneğin.
Cevaplarını bildiğimiz sorular evet. Ama yeter mi her mevsim sıcacık olacak bir ekmeği kazanmaya ve her mevsim cap canlı açacak bir gülü koklamaya bildiklerimiz? Yetmez. İşte bu nedenle vazgeçmiyoruz ve veazgeçmeyeceğiz haklarımız ve hayatlarımız için birleşmekten. Birlikleri güçlendirmekten.
Eylül ayına kocaman bir merhaba!
Fotoğraf: Pixabay
İlgili haberler
İfşadan örgütlü mücadeleye taciz ve şiddet sarmalı...
Cezasızlık failleri cesaretlendiriyor, kadınları yalnızlaştırıyor. Taciz ve şiddet sarmalını kırmanı...
Yeni ve eski kanunların karadeliği: Kadınlara ateş...
Devlet tüm aygıtlarıyla kendi baskıcı ve gerici politikalarını yerleştirmek üzere hereket ediyor. Hu...
Yaş sınırı olmayan ABD’de suça sürüklenen çocuk sa...
Dünyada 2010 yılından itibaren suça itilmiş çocukların sayısında artış var. Cezada yaş sınırı olmaya...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.