Kayyumlar kadınların dayanışma ağlarını hedef aldı
2016’dan bu yana bölgede 43 kadın dayanışma merkezi kapatıldı. Belediyelerde çalışan çok sayıda kadın işten atıldı. Kadınların ekonomik bağımlılıkları arttı, sosyal hayatları daha da daraldı.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine atanan kayyum, belediyeye bağlı kadın kurumlarını kapattı. Aynı zamanda kentteki pek çok kadın örgütü de kapatıldı, işlevsiz hale getirildi. Bunun hem bu alanlarda çalışan kadınlara hem de bu alanlardan hizmet alan kadınlara faturası oldukça ağır oldu.
Kayyum politikalarıyla hedeflenen ne, sonuçları neler oluyor diye sohbet etmek üzere, kayyum atanmadan önce Diyarbakır Belediyesinin Kadın Politikaları Birimi’nde çalışan bir kadın arkadaşımızla buluşuyoruz. 2016’dan bu yana bölgede 43 kadın dayanışma merkezinin kapatıldığını hatırlatıyor. Buralarda çalışmalar yürüten kadınların işsiz kaldığını, ancak belediyelerde çok daha fazla sayıda kadının işten çıkarıldığını söylüyor.

Önce bu kurumlardan hizmet alan kadınların nasıl etkilendiğini anlatıyor: “Kadınların gideceği alanlar daraltıldı. Aynı zamanda şiddet gören kadınların başvuracağı yerler kalmadığı için kadınlar şiddeti tekrar tekrar yaşamak zorunda kalıyor. Çünkü başvuracağı yerler yok. Evet devlet kurumları var, ama onların kadınları evlerine geri göndermek üzerine teşvikleri oluyor. Şiddet gören kadınlar sorgulanıyor ve gördükleri şiddet için suçlanıyorlar. Bu kurumlara güven kalmadığı için kadınlar gitmek istemiyor.”
Belediyelerin kadın kurumlarının kadınlar açısından kolay ulaşılabilir olmasının hem başvuran kadınlar hem de onlara hizmet sunan kadınlar bakımından karşılıklı bir dayanışma ilişkisi geliştirdiğini, kayyumların bu kurumları kapatarak aslında kadın dayanışmasını da dinamitlediğini belirtiyor: “Sadece fiziksel değil cinsel, ekonomik, psikolojik, dijital ve flört şiddeti yani her türlü şiddet gören kadınlar bu kurumlara geliyordu ve bu kurumlarda dayanışarak güçleniyordu. Kadınlar bu kurumlara gelince eve döndükleri de oluyordu; ancak artık gidebilecek yerlerinin olduğunu bilerek ve kendilerinin bir özne olduklarının farkında olarak... Biz şiddet gören kadınla dayanışırken aynı zamanda kendi aramızda da dayanışıyorduk. O kadınla birlikte ben de kendi cinsimin birçok sorunuyla yüzleşip üstesinden gelmeye çalışıyordum. O alan elinizden alınıyor ve ortada kalıyorsunuz. Bunun ciddi bir psikolojik etkisi oluyor.”

İŞE YARAMAYACAK

Kayyumların gelir gelmez öncelikle kadın kurumlarını kapatmasının tam da bu “birlikte güçlenme”ye karşı olduğunu düşünüyor: “Bu kurumların kapatılması aslında bu kadın ağını bölmeye dönük bir hedef. Kayyumun en büyük politikası da buydu. Neden gelir gelmez kadın kurumlarını kapattı? Neden başka bir merkez değil de kadın kurumlarının içini boşaltıp kapattı? İşte bu dayanışma ağını kesmek için yaptı. Önceden Diyarbakır’da her ilçeye gittiğinizde bir kadın kurumuyla karşılaşabilirken şu an maalesef yok.”
Bütün bu yok etme politikasının ise “işe yaramayacağını” söylüyor arkadaşımız; bu kararlı ifadesi bir deneyimin sonucu: “İktidar her zaman şunu unutuyor; kadınlar geçmişten beri mücadele ediyor, bu mücadele öyle ha diye ortaya çıkmadı. Bizim bir tarihimiz var, kadınlarda o hafıza halen canlı. Bakın, Diyarbakır’da Rosa Kadın Derneği’nin tekrar kurulmasının ve hemen benimsenmesinin en büyük sebebi de bu. Kadınlar mücadele ağı örmeyi asla bırakmıyor. Bırakmayacak...”


KAYYUM ATINCA İŞ BULMAK DA ZOR

Kayyum politikalarının kadınların ekonomik olarak da zora düşmelerine neden olduğunu belirterek, şöyle diyor: “Kayyumun atanmasıyla birlikte birçok iş alanı kapatıldı, evet ekonomik kriz her yerde var ama bir şehre kayyum atandıysa orası güvenli bölge değildir diye yatırım olmuyor. Diyarbakır’da bir sürü kadın işsiz kaldı.”
Peki, kendisi neler yaşamıştı? Bu soruya bir çırpıda cevap vermek kolay olmuyor onun için. “Ben 3 yıl önce Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde çalışırken kayyum tarafından işten çıkarıldım, ekonomik olarak bağımsızlığımı yitirdim, ailemin desteğiyle hayatımı geçindirmek zorunda kaldım. İş bakmadın mı dersen... Birçok yerde iş arayışına girdim ama maalesef kayyumdan dolayı çıkarıldığınız için ve OHAL bitmiş olsa bile koşulları hala devam ettiği için hiçbir yer riski göze alıp sizi işe almıyor. Çalıştığınızda kendi ayaklarınız üzerinde duruyorsunuz, bütün kültürel ve sosyal aktivitelerinizi bununla yapıyorsunuz. İşten çıkarıldıktan sonra sosyal hayatımdan feragat etmek zorunda kaldım.”

İlgili haberler
Kadınlardan kayyum tepkisi: Kazanımlarımıza dönük...

Ankara ve İzmir Kadın Platformları HDP’li belediyelere yeniden kayyum atanmasına tepki gösterirken,...

Kayyumun ‘suç makinaları’

Kayyum’un müdür yaptığı polis Ercan U’nun kadınları taciz edip, fuhşa zorlaması skandalının ardından...

Kadın kurumlarının kapısına tuğla ören, kadın kita...

Kapatılan kadın kurumlarının kapısına yalnızca “mühür” vurmakla yetinmeyip bir de tuğladan duvar öre...