‘Savaşla yurdumdan, depremle evimden oldum’
‘Başta, depremzede olduğumuz için herkes bize kapılarını çok rahat açarken artık durum değişmişti. Hem dilimiz farklıydı, hem kimliğimiz.’

Yıllardır savaşın bitmediği yurdundan, ailesine yeni bir hayat kurmak için göç eden Meryem; hayatını geride bırakarak Antakya’ya yerleşmiş. Hayatının yavaş yavaş düzeleceğini umut eden, çocuklarının iyi bir eğitim alacağını düşünen Meryem hiç beklemediği bir felaket ile karşı karşıya geldi. Savaşın ve yıkımın acısını derinden hissederken, 6 Şubat depremi ile tüm düzeni tekrar altüst olmuş Meryem’in.

“Önceden bombaların yıktığı enkazları görürken, şimdi içinde komşularımın bedenlerinin kaldığı enkazları gördüm. Antakya çok kötü bir durumdaydı. Haftalarca doğru düzgün kimse gelmedi. Halep nasıl haritadan silinmek üzereyse yeni şehrimiz Antakya’da aynı halde.” diye anlattı Meryem depremi. “Komşularım göçmen olduğum için beni hiç dışlamadılar, hep beraberdik. Yardım konusunda ise bizim ailemizden önce başka ailelere vermeleri gerektiğine ve eğer kalırsa bize getireceklerine dair sözleri çok duyduk. Zaten 5 kişilik bir aileyiz. Komşularımız da kalabalık ailelere sahipler. 3 aile bir çadıra sığamazdık. Biz de gitmeye karar verdik” diyerek bir sohbet arasında Samsun’da eğitimin iyi olduğunu duyduklarını ve hiç bilmedikleri Samsun’a bilet alarak yeni bir yaşam kurma hayaliyle yola çıktıklarını anlattı.

Samsun’da KYK yurtlarından birinde kalmaya başlayan Meryem ve ailesi, 4-5 ay yurtta bir şekilde hayatlarını idame ettirmeye çalışmışlar. Yurttan çıkmaları istendiğinde ne yapacağını bilemeyen Meryem ve ailesi Ağustos ayının sonunda tekrar Antakya’ya dönmüş. Şubat ayında bıraktığı Antakya’nın hiç iyileşmediğini görmüş. Bir süre orada yaşamaya çalışmışlar ama artık okullar başlayacağından ve çocuklarının Antakya’daki yıkımdan sonra Samsun’u sevmelerinden dolayı, ne yapacaklarını bilemez bir halde Samsun’a dönmek zorunda kalmışlar.

‘ARTIK BİZİ DEPREMZEDE OLARAK GÖRMÜYORLAR’

“Başta, depremzede olduğumuz için herkes bize kapılarını çok rahat açarken artık durum değişmişti. Hem dilimiz farklıydı hem kimliğimiz. Antakya’da dilimizi konuşan çok kişi vardı. Göçmen olmayanlar da biliyordu dilimizi ama Samsun öyle değil. Artık bizi depremzede olarak görmüyorlardı” diyerek Samsun’da yaşadıkları zorlukları paylaştı Meryem. “İş bulsak da dilimizden ve kimliğimizden kaynaklı istenmiyorduk. Bir ev bulabilsek kiraları çok yüksek, ödeme şansımız yoktu. Göçmen olduğumuz için kirayı daha da artıranlar vardı, sırf oturmamızı istemedikleri için” diyen Meryem, para hırsının bu denli olmasının kendisini şaşırttığını dile getirdi. “Bir savaş ile yurdumdan, bir deprem ile evimden oldum. Her şeyim bitti, bir tek ailem kaldı yanımda” diyen Meryem, sonunda bir iş ve ev bulabildiklerini ve çocukları okula yazdırdıklarını söyledi. Meryem, “Birinci sınıfa başlayan kızım sınıfında ilk okuma yazma öğrenen öğrencilerden biri oldu. Geç de olsa tekrardan umut dolu bir evimiz oldu” dedi. Yeni şehrinde olası bir depreme hazırlık yapan ve her an tetikte olduğunu söyleyen Meryem kendisini daha iyi hissettiğini ve el sanatları kursuna giderek kendini geliştirmek istediğini söyledi.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Çözümü, sorunları yaşayanlar bilir

‘Rantçı değil emekten yana bir belediye için, kim nerede aday olacaktan ziyade birlikte nasıl yönete...

68 yılda değişen tek şey yılın rakamları

Kadınlar, işçiler, emekçiler yan yana geldiği sürece ne birileri çıkıp yüzümüze baka baka üç kuruşlu...

İki mahalle, iki hayat, ortak çaresizlik

Kendimden geçtim ama çocuğum için her an deprem olacak kaygısı yaşıyorum. Belediye binalar sağlam mı...