Taciz, hiçe sayılma, her koşulda işe devam etme: Çağrıdaki cinsiyetçilik
Neydi bu ayrımcılık kendi çalışma ortamımız içerisinde? Takım liderlerinizden cinsel taciz görmekti her şeyden önce. Mesajlar almaktı. İşiniz riske girmesin diye kibar kibar reddetmeye çalışmaktı.

Öğretmenlikten çağrı merkezine uzanan bir hikayem oldu benim. Öğretmenlik yaparken bu kadar yoğun hissetmediğim işyerindeki cinsiyet ayrımcılığını belki de bu sebeple çalışma arkadaşlarıma göre daha net görebildim. Çağrı merkezi sektöründe iki farklı şirkette çalıştım. Türkiye’de nispeten daha iyi sayılabilecek koşullarda, dil bildiğim için çalışıyorum. Yine de ayrımcılık beni es geçmedi.

İngilizce hizmet verdiğim için birçok milletten insanla iletişim kurma fırsatı yakaladım. Az ya da çok her milletten erkeğin kadın sesi duyduğu gibi bağırmaya başladığını deneyimledim.

SORUN NE AYŞE’DE NE MELİS’TE

İşe ilk başladığımda sorunun bende olduğunu düşünürdüm, arkadaşlarımla sohbetlerim esnasında fark ettim ki erkek çalışanlara kimse bu kadar çok bağırmıyordu.

Kadın arkadaşlarımın kimi, ayrımcılığın farkında olmadan, çok şiddetli tepkiler aldıklarını söylüyordu. Sonra anladım ki sorun ne bende ne Ayşe’de, Melis’te, Nurgül’de ne de Duygu’daydı. Sorun karşılarındaki kadın olduğunda kendilerini güçlü hisseden ve bu gücü buldukları her fırsatta kullanmaya çalışan zihniyetteydi. Erkek çalışma arkadaşlarım cinsel tekliflere maruz kalmadılar hiç. Onları “yemeğe” davet etmedi kimse. Onlara “İşimi ücretsiz hallet, yatağıma gel, o parayı sana vereyim” demedi hiçbir müşteri. Hiçbir erkek arkadaşım “Bana porno film öner” diye çağrı almadı mesela. Bizim anlattıklarımız da onlar için hep abartıydı. O çağrılarımız kalite departmanı tarafından dinlenilmesin diye dua ettik. Çünkü hem utandık hem de kaliteden düşük puan alırsak prim alamazdık.

TACİZ SADECE TELEFONUN UCUNDAN GELMİYOR

Sadece bu kadar mı? Beraber çalıştığımız arkadaşlarımız, takım liderlerimiz, eğitmenler, proje yöneticileri bu denklemin içinde değil mi? Asıl mesele burada başlıyor. Çalışma arkadaşlarından veya takım liderlerinden böyle bir şey görmediklerini söyleyen arkadaşlarım da oldu. Cinsiyet ayrımcılığını benden daha ağır yaşadığını söyleyenler de oldu.

Peki neydi yaşadığımız? Takım liderlerinizin cinsel tacizine maruz kalmaktı her şeyden önce, mesajlar almaktı. İşiniz riske girmesin diye kibar kibar reddetmeye çalışmaktı onları. Sonradan öğrendim ki kibarca reddetmek naz yapmak anlamına geliyormuş. Kabaca reddetsem peki, bana takar mıydı? Halihazırda kırılgan egosunu bir de ben zedelesem işimi burnumdan getirir miydi? Getirirdi. Kibarca reddedince de getirdi. Arkadaşımın vefat ettiğini öğrendiğimde bilgisayar başında ağlayarak çalıştım. Vicdanının işleyebilmesini bekledim günün geri kalanında izin alabilmek için. Aldığım izin de maaşımdan kesildi.

Erkek takım liderlerinin sadece ilgilendiği kadınlara daha özenli davrandığını tecrübe ettim. Her seferinde biraz daha midem bulandı. Bir de sizinle ilgileniyorsa eğer, her hareketiniz mercek altında demekti. Bir dakika gecikmenizde dahi telefonla aranabiliyordunuz mesela. Bunların hiçbirini erkek iş arkadaşlarım yaşamadı.

‘KADIN YÖNETİCİLERİN VARLIĞI KADIN İŞÇİLER İÇİN DESTEK OLAMIYOR’

Şirket içinde kadın olmak, en küçük eleştirinizde veya sorun bildirdiğinizde “agresif”, “sivri” veya “duygusal” olarak anılmaktır aynı zamanda. Bu yüzden daha “tatlı” yaklaşmak zorundasınız. Ve yine sırf bu yüzden kadın takım liderleri de daha sert, daha kuralcı ve daha acımasız olmak zorunda. En ufak bir anlayış veya duygu gösterisi işe uygun olmadıklarının bir göstergesi olur çünkü.

KABUL ETMEK ZORUNDA DEĞİLİZ
İşin sonunda olan hep işçi kadınlara oldu. Bunu kabul etmek zorunda mıyız? Hayır. Ben kendi hayatımda bana sunulan ile yetinmeyi hiç kabul etmedim. Bu, bana sunulanı beğenmemekten öte bir şey. Bana sunulan olanaklarla sınırlandıramazdım kendimi. Kendimi yalnızca bana sunulan küçücük bir kutuda büyütmeyi istemedim. Büyümek istediğim yeri kendim seçmek istedim. Şimdi de yine bize sunulanla yetinmeyi reddediyorum. Daha iyisini yapabiliriz.

Görsel: Freepik

İlgili haberler
Metal işçisi bir kadın işyerinde tacizi anlatıyor:...

Fabrikada aynı vardiyada çalıştığı bir erkek işçinin tacizine, eski eşinin de şiddetine uğrayan kadı...

Kadın işçilerin 1 Mayıs talepleri: Ücretlerimiz ar...

Kadın işçiler, asgari ücretle çalıştıkları fabrikada, hamile işçilerin işten atıldığını, bölüm şefle...

Örgütsüz ve kuralsız çalışma işyerinde taciz ve şi...

KEİG’in düzenlediği ‘İşyerleri kadınlar için ne kadar güvenli’ başlıklı panelde işçi kadınların işye...