Yan yana geldikçe ortaklaşıyoruz
Kadınlar şiddet sarmalının o kadar ortasında bırakılmış ki sohbet kıdeme gelemiyor bile.

Geride bıraktığımız ay kadınlar için çok tartışmalı geçti. Krizin hayat pahalılığıyla katlanan etkisi, artan işten atmalar, Küçükçekmece’de bir çocuğun istismara uğraması... Biz de tüm bunlar yaşanırken geride bıraktığımız 1 Mayıs vesilesiyle de işçi kadınlarla buluşmalar, ev ziyaretleri gerçekleştirdik, kadınlara seslenen bildiriler dağıtarak sorunlarımızı tartıştırmaya çalıştık.
Yan yana geldiğimiz tekstil ve hizmet sektöründe çalışan kadınlarla kıdem tazminatının fona devredilmesinin fabrikalarda nasıl tartışıldığını konuşmak istiyoruz. Ancak kadınlar şiddet sarmalının o kadar ortasında bırakılmış ki sohbet kıdeme gelemiyor bile. Boşanma aşamasında olan bir kadın duruşma günü neler yaşanacağını, boşanmak istediği eşinin nasıl davranacağını kestiremediğini konuşmak istiyor. Diğeri eşinin boşanmaya zar zor razı olduğunu ve kabul edene kadar yaşattığı psikolojik baskıyı anlatıyor. Bir başka kadın eşinin işsiz olduğunu, kendisinin de işsiz kalmaktan endişelendiğini ve geçimlerini nasıl sağlayacaklarını kara kara düşündüğünü anlatıyor. Tüm bunların yanı sıra kıdem tazminatı ellerinden alındığında bunun yaşamlarına nasıl yansıyacağının da farkındalar.

İkisi metal, biri plastik işçisi kadınlarla da bir evde bir araya geliyoruz. Kadınlar fabrikada ağırlıklı olarak eski işçilerin çalıştığını ve kıdem tazminatının çok tartışıldığını ama yaygın fikrin “Biz eski işçiyiz, bize bir şey olmaz, bu düzenleme yeni işçiler için” olduğunu söylüyor. Bu konuda okuyan ve haklarını öğrenmeye çalışan, dili döndükçe de işçi arkadaşlarına anlatan bir işçi kadın, birkaç kişiyi kıdem tazminatına sahip çıkma konusunda ikna ettiğini belirtiyor ve ekliyor: “Ama sadece benle olmaz, birlikte bir şeyler yapmak gerekli.”

ÇOCUK İSTİSMARI NASIL ÇÖZÜLECEK?
1 Mayıs’a çağrı için parkta bildiri dağıtırken, havanın güzelliğini fırsat bilip parka çıkan birçok kadınla da sohbet etme imkanı buluyoruz. Kadınlar bizi can kulağıyla dinliyor. Çünkü Küçükçekmece’de yaşanan ve hepimizin ortak kaygısı, öfkesi olan çocuk istismarını konuşuyoruz. Ama istismarın nasıl önlenebileceği noktasında fikir ayrılığına düşüyoruz. Öfkeli kadınlar idam istiyor. Bunu söyleyenlerden biri şiddet mağduru, yine de şiddetin şiddetle çözülmesini bekliyor. Sohbet ilerledikçe idamın çözüm olamayacağı konusunda bize hak veriyorlar.
Parkta sohbet ettiğimiz ve iletişim bilgilerimizi verdiğimiz kadınlardan biri, iki gün sonra bize ulaşarak, eşinden şiddet gördüğünü, defalarca boşanmaya çalıştığını, ama tehditle vazgeçirildiğini söylüyor. “Yasalarla ilgili söylediğiniz her şeye katılıyorum, ben de mücadele etmek istiyorum” diyen bu kadın, birkaç gün önce şiddete şiddetle karşılık verilmesi gerektiğini söylüyor, idamı savunuyordu. Buradan çıkardığımız sonuç şu oluyor; ne kadar çok yan yana gelirsek sorunlarımız gibi çözümlerimiz de ortaklaşıyor.

İlgili haberler
‘Kreş’in önemini bir de kadınlara sorun!

Kreş kadınlar için oldukça önemli. Hem geçim derdine derman, hem çocukların psikolojisi ve gelişimi...

Canımızı koruyamayacaksa ne işe yarıyor devlet?

İstanbul Küçükçekmece’de yaşanan istismar olayına tepki gösteren kadınlar; ‘Benim canımı, çocuğumu k...

Köleliğe isyan... Başka bir dünyaya özlem...

Yan yana gelmenin, birlikte hareket etmenin kazanımlar doğurduğunu gördüğümüz bir yerel seçim sonras...