Reyhan Başaran: Talepleri karşılayacak bütçe de kaynak da var
“Seçeneksiz değilsiniz. Emekçilerin de bir seçeneği var, ben işçilerin, emekçilerin ve kadınların adayıyım” diyen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Başkan Adayı Reyhan Başaran konuğumuz.

Yerel seçim tartışmalarının devam ettiği, adayların sıra sıra açıklandığı, açıklanan adayların vaatlerini açıkladığı, halkın taleplerini duyurmaya çalıştığı ve 31 Mart günü kararını vereceği bir seçim sürecindeyiz. Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de oldukça az kadın aday var. Kadın bakışlı kentlerin de olabildiğince az olacağını gösteriyor bu...

Ancak adaylığını açıkladığından bu yana işçi duraklarını, kahvehaneleri dolaşan, emekçilerle görüşen, evleri kapı kapı dolaşıp kadınlarla yüz yüze gelerek kendini tanıtan, yapmak istediği değişiklikleri dile getiren ve “Emekçilerin de bir seçeneği var, ben işçilerin, emekçilerin ve kadınların adayıyım” diyen bir aday var. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Başkan Adayı Reyhan Başaran, özellikle kadınlar sesleniyor: “Hiçbir talebimizin gerçekleşmesi imkansız değil. Bu kez oyumuzu kendimize verelim. Gelin kentimizi birlikte yönetelim.” 

Aslen Trabzonlu olan Reyhan Başaran, 30 yıldan uzun zamandır Kocaeli’de yaşıyor. İki çocuğu var. Aday olmadan öncesi süreçte Emek Partisi İzmit İlçe Başkanlığı görevini yürüten Başaran, Ekmek ve Gül'e konuk oldu, sorularımızı yanıtladı.

Adaylığınızı açıklarken mevcut yerel yönetim anlayışına eleştiriler getirdiniz ve “rantçı değil halkçı bir belediyecilik” için aday olduğunuzu söylediniz. Rantçı belediyeciliği biliyoruz da halkçı belediyecilikten kastınız nedir?
Bugün yerel yönetimler hizmet alanları olmaktan çıkmış, tüm hizmetler parayla alınır satılır hale gelmiş durumda. Elektrik, doğalgaz, su, ulaşım, çevre temizliği, beslenme, barınma, bakım, eğitim, sağlık, sosyal kültürel ihtiyaçlar... Aklınıza ne gelirse hepsine fahiş fiyatlar karşılığında ulaşabiliyoruz. Çünkü tüm bu hizmetler rant kapısına dönüştürüldü. Belediye olanakları ve kent kaynakları özelleştirme ve şirketleşme yoluyla sermayeye peşkeş çekiliyor. Böyle bir anlayışın emekçi halkın, kadınların, gençlerin, çocukların ihtiyaçlarına yanıt vermesi mümkün değil zaten.
Biz diyoruz ki belediye hizmetleri kâr kaygısıyla yürütülemez. Özelleştirme ve taşeronlaştırmaya son verilmeli, tüm belediye hizmetleri ücretsiz olmalı, bütünüyle ücretsiz olması mümkün değilse çok cüzi ücretler karşılığında ulaşılabilir olmalı. Halkın vergileriyle oluşan belediye bütçesi ve kent kaynakları halkın yararına kullanılmalı. Bunun garantisi de ancak halkın yönetime katılımıyla mümkün olabilir.
Bizim programımız, kurulacak yerel meclis aracılığıyla halkın yönetime katılımını öngörüyor. İşçiler, emekçiler, kadınlar ve gençlerin işyeri, fabrika ve mahalleler temelinde örgütlenerek oluşturacağı halk meclisi, kent yönetiminde birinci derecede söz sahibi olacak. Yerelde yaşanan meselelerle ilgili halkın kendi kararını vermesi, tüm icraatların halkın denetimine açık olması gerektiğini söylüyoruz. Ve halk memnun olmadığında seçtiği yöneticileri görevden alma hakkına da sahip olmalı. Ayrıca başkan ve diğer tüm yöneticilerin aldıkları maaşın ildeki en yüksek işçi ücretini aşmaması gerektiğini savunuyoruz.

Adaylığınızı açıkladıktan sonra ilk iş olarak işçi duraklarına gittiniz. İşçi ve emekçilerle, işçi kadınlarla buluşmalar yapıyorsunuz. Yüz yüze geldiğiniz Kocaelililerin, özellikle de kadınların ne gibi talepleri oluyor, daha çok hangi sorunları dile getiriyorlar?
Evet işçi duraklarını, evleri, mahalleleri geziyoruz, kadın erkek emekçilerle, gençlerle bir araya geliyoruz. Ama özellikle kadınlarla, kadın işçilerle buluşmak benim için çok önemli.

Kadınların çok sorunu ve talebi var. En kötü işlerde, en ucuza ve sigortasız çalıştırılan onlar. Erkeklerle aynı şartlarda çalışıp aynı ücreti alamamak, hem dışarıda çalışıp hem evde kendilerine dayatılan sorumluluklardan feragat edememek, sosyal hayattan yoksunlukları en çok dile getirdikleri şeyler oluyor. Her alanda yaşadıkları şiddet, sokakta korkarak yürümek, eğitimsizlik, sağlıksızlık... Bunun yanında ekonomik krizden çok etkilendiklerini, evde çocuklarını doyurmak için çok daha fazla çaba harcadıklarını, yaşamın daha da zorlaştığını ifade ediyorlar.

İşsizlik de özellikle kadınlar için çok can yakıcı bir sorun. Kadınların çalışma hayatına katılabilmek için desteğe ihtiyacı var. Ve çalışmalarının en büyük engellerinden biri çocuk ve yaşlı bakımı yükü altında olmaları. Kadına dayatılan bu sorumlulukların kesinlikle toplumsallaştırılması lazım. En başta mahallelerde ücretsiz kreşlerin, bakımevlerinin açılması gerekiyor. Ayrıca çamaşırhaneler, yemekhaneler, ütühanelerin açılması da önemli bir destek.

Kadınlar sosyal hayatın dışına itilmiş durumda. Baktığımızda bütün alanlar sadece erkeklerin kullanabileceği şekilde dizayn edilmiş. Bakın her mahallere erkeklerin bir araya gelebileceği kahvehaneler var ama kadınların bir araya geleceği hiçbir yer yok. Kadınların gidebileceği sosyal kültürel merkezler çok önemli bir ihtiyaç. Biz kadınların sadece sosyal yaşama değil kentin yönetimine katılmasının da önünü açacak bir anlayışla hareket ediyoruz. Kadın meclisleri oluşturacağız, yönetimlerde eşit temsili hayata geçirmek için kadınları teşvik eden çalışmalar yapacağız.

Diğer bir çok aday da benzer vaatlerde bulunuyor ya da bu yöndeki icraatlarıyla övünüyor...
Evet ama yapıldığı söylenen işler kentte yaşayanların gerçek gereksinimlerini karşılamıyor, çok yetersiz kalıyor. Kentte yaşayanların güzel yollara, parklara ihtiyacı var ama bu alanlar kadınlar için ne kadar kullanılabilir? Güzel üst geçitlere ihtiyaç var ama engelliler bu üst geçitleri ne kadar kullanabiliyor? Trafik sorunu var, toplu taşıma ne kadar teşvik ediliyor? Edilse bile pahalı! Örneğin kadınlar için açılan meslek kursları, yine kadının zaten yaptığı, az çok bildiği dikiş, nakış, yemek gibi alanlarla sınırlı. Yine cinsiyetçi bir yaklaşım var yani. Daha zengin ve nitelikli meslek kursları yapılabilir. Kadını hem ekonomik hem sosyal anlamda güçlendiren adımlar atılmıyor. Biz tüm bunları programımıza dahil ettik.

OYUMUZU KENDİMİZE VERELİM
Sözünü ettiğiniz sorunlarla ilgili kadınlar taleplerini dile getirdiklerinde çoğunlukla ‘Kaynak yok’ sözüyle karşılaşıyor. Siz kaynağı nereden bulacaksınız?
Bizim kendimize özel, şirketlerimizden, girişimlerimizden, yat ve katlarımızdan gelen kaynaklarımız yok. Ama zaten buna sırtını dayayarak ortaya çıkanların da kendi kaynaklarını artırmak için aday olduğunu biliyoruz. Hem ekonomik hem de insan kaynağımız bizzat halkın kendisi. Kaynak emekçilerin, kadınların, gençlerin vergileriyle oluşan ama onlar için kullanılmayan belediye bütçesidir. İnsan kaynağımız da yandaşlarımız, akrabalarımız, yakınlarımız değil emekçiler, kadınlar, gençler, aydınlar, alanında uzman kişiler, meslek birlikleri... İşçilerin, kadınların, gençlerin istekleri imkansız şeyler değil. Yerel kaynak ve olanaklar tekellerin, şirketlerin yararına değil de halkın ihtiyaçlarını karşılamak için değerlendirildiğinde, yeterli ve kaliteli hizmet olanaklı aslında.


Çalışmalarınız sırasında nasıl tepkiler alıyorsunuz? Özellikle kadınlar nasıl karşılıyor sizi?
Kadınlardan çok güzel tepkiler alıyoruz. Çalışmaya nasıl destek verebiliriz, ne yapabiliriz, biz de bu işin bir yerinde olalım diyen çokça kadınla karşılaşıyorum, bu da beni çok onurlandırıyor. Örneğin; adaylığımı öğrenen bir kadın arkadaş basın açıklamamıza gelip, ön saflarda durdu ve bizimle birlikte slogan attı. Sonradan öğrendim ki anlattıklarımızı duymuş ve yarım saat önceden gelip bizi beklemiş. “O kadar benim yaşantımı anlatan şeyler var ki belediyecilik anlayışınızda çok etkilendim. Ben de bu işin içinde olmak istedim, ben de haykırmak istedim sizinle” dedi. Ben çok etkilendim onun bu tepkisinden.

Eşitsiz koşullarda bir seçim çalışması yürütüyoruz. Arkadaşlarımızın alın teriyle oluşturdukları seçim fonuyla sürüyor her şey. Ama bu bizi geriletip yavaşlatmıyor, daha fazla uğraşıyoruz... Bu uğraşa kendileri için destek vermeye çağırıyorum Kocaeli’deki kız kardeşlerimi. Bu kez oyumuzu kendimize verelim. Gelin kentimizi birlikte yönetelim. Bunun önünde hiçbir engel yok. Bir araya gelirsek başarabiliriz.

İLK ADIM MERKEZLERİ VE EŞİTLİK EĞİTİMİ
Kocaeli kadına yönelik şiddetin yoğun yaşandığı illlerden biri, kadın cinayetleri sıralamasında da çok yukarılarda... Kocaeli’de belediyenin bu soruna yönelik, kadınları güçlendirecek politikalar, uygulamalar göremiyoruz? Siz ne öneriyorsunuz?
Şu anda Kocaeli’de bakanlığa bağlı üç sığınmaevi var. Elbette bu, şiddetin bu kadar çok yaşandığı bir il için oldukça yetersiz. Belediye ise yükümlülüğü olan sığınmaevlerini açmıyor. Öncelikle sığınmaevlerinin sayısı yeterli düzeye çıkarılmalı. Ama sığınmaevlerine gitmeden önce, her mahalleye, hukuki süreçle ilgili bilgilendirme, rehberlik, koruma gibi hizmetlerin verileceği ‘ilk adım merkezleri’ gerekiyor. Ekonomik destek çok önemli. Kadının çalışma hayatını katılması, ekonomik bir özgürlük elde etmesi şart.

Tabii tüm bunlarla birlikte düşünülmesi gereken şey şiddete karşı mücadelenin sistematik ve yaygın bir eğitim aydınlatma temelinde örgütlenmesi. Mahallelerde kurulacak ilk adım merkezlerinin temel işlevlerinin başında bu geliyor. Cinsiyet ayrımı yapmaksızın mahalle sakinlerine eğitimlerin verilmesi, kadın-erkek eşitliğine karşı toplumdaki hakim algıya yönelik yerel düzeyde sürekli kampanyalar, etkinlikler düzenlenmesi temel işlerimizden olacak.

İlgili haberler
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Adayı Reyha...

Emek Partisinin desteklediği Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Başkan Adayı Reyhan Başaran, ada...

Kocaeli Bağımsız Adayı Reyhan Başaran seçim çalışm...

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Başkan Adayı Reyhan Başaran, çalışmalarına daha gün doğmadan...

GÜNÜN DAYANIŞMASI: Flormar’dan Kayseri’ye dayanışm...

Kayseri Büyükşehir Belediyesine Bağımsız Başkan Adayı olan Eylem Sarıoğlu’ya direnişlerinin 282. gün...