şiddet
Şarkının sözlerinde bir kadının kocasından şiddet görmesi anlatılıyor: "Ateş gibi olacağım, senin o çelik yumruklarını yakacağım. Kızaran yanaklarım, yaralarımın bedeli olacak!"
Boşanmak istediği kocası Mehmet Çelik’in bıçakla üzerine yürüyüp camdan attığı Hatice Çelik davasında sona gelindi. Sanık için kasten öldürmeden ceza istenirken, haksız tahrik indirimi unutulmadı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun takip ettiği davalardan hazırladığı rapor, kadına yönelik suçlarda cezasızlığın arttığını ortaya koyuyor. Kadınların mücadelesi ise yükseliyor.
Şiddete karşı toplum ‘neden’ sessiz? İTÜ Öğretim Görevlisi Fulya Kama korku toplumuna dönüştürülen bir toplumun şiddet karşısında daha çok suskun kalacağının altını çiziyor.
Hacıhüsrev Mahallesi kadınları mahallelerinde katledilen Birgül Çoban için eylemdeydi.
Birgül Çoban’ın öldürülmesinin ardından mahallesindeki kadınlar Birgül’ün kızkardeşleri olarak bugün eylem yapacak. Kadınlar eylem için mahallede duvarlara afiş yapıştırdı.
İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi OHAL’de kadın haklarına yönelik İhlaller / Kadınların Dayanışma Ağları başlıklı bir panel düzenliyor.
Bir ilahiyat profesörünün kadın düşmanı sözlerine CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok suç duyurusunda bulundu.
Her hafta farklı bir konunun tartışıldığı Yoğurtçu Kadın Forumunda bu hafta Osmanlı’da aile içi çatışmalar, bu çatışmaların nedenleri, şiddet ve kocalarını zehirleyen kadınlar konuları ele alınacak.
Boşanmak istediği kocası Ali Çeçen tarafından öldürülen Birgül Çoban’ı kadınlar öldürüldüğü yerde andı. Birgül’ü uzun zamandır tanıyan komşusu Birgül için, “Bütün yükü sırtlardı” dedi.
Birgül de şiddeten kaçarken sokak ortasında öldürülen kadınlardan biri oldu. Vücudundaki çok sayıda morluk onun sistemli bir şiddetin kurbanı olduğunu gözler önüne serdi.
Posta Gazetesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yalıtım sistemleri için belirlediği kuralları haberine işte bu sözlerle taşıdı: “Karı koca kavgasını kimseler duymayacak.”
Geleceğimizi istiyoruz. Şiddetin, çalışma yaşamının güvencesizleştirilmesi, ağırlaşan yaşam koşullarıyla ilişkili olduğunu biliyoruz. Hepsini istiyoruz. Çünkü biri olmadan hiç biri olmaz biliyoruz!
Ülkede kadınlar için ölümün “olağan” biçimi neredeyse lüks. Giderek vahşileşirken bir yandan da sıradanlaşan kadına şiddet sorununu mücadelemizin temel gündemlerinden biri haline getirmek zorundayız.
Ayşegül adalet ararken neredeyse suçlu ilan edildi! Yasaların gerektiği gibi uygulanmadığını bir kez daha gördük. Ama bu davanın peşindeyiz.
“Yol aldığı bataklıktan, omzunu yalandan saran şalını çıkarıp, atıp, sımsıkı sarıldığı kızıyla, demir adımlarla yürüyüp çıkıyor Kudret. Önüne uçsuz bucaksız yemyeşil bir ova serilidir artık.”
Haydi kadınlar, erkek şiddetine, erkek şiddetini meşrulaştıran iktidar ve yargının baskısına, vahşetin normalleşmesine ‘hayır’ demek için sokağa!
Evliliğinin başından itibaren yoğun bir şiddete maruz kalan Yasemin’in yaşadıkları Adli Tıp Ana Bilim Dalı raporuyla ispatlandı. 33 sayfalık rapor Yasemin’in sadece anlatabildikleriydi...
Yaşı, mesleği, eğitimi ne olursa olsun aynı şiddetin hedefi haline geliyor kadınlar. Gerekçeler gazete sayfalarına türlü türlü geçse de erkek şiddeti cüretini eşitsizlikten ve adaletsizlikten alıyor.
9 Mayıs Dünya İstatistik Günü. İstatistikler kadınlar için ne gösteriyor dersiniz? Sadece rakamları paylaşalım yorum sizin...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.